Milli Gazete’de yılbaşı kutlamalarına tepki gösterilerek, “Müslüman mahallesinde salyangoz satan arızalı zihnin ürünü olan Noel ve yılbaşı kutlamaları Allah’a (C.c.) isyana, harama davetiye çıkarıyor” denildi.
Milli Gazete, bugünkü (26 Aralık 2014) manşetinde okuyucularına “Dur! isyan etme” diye seslendi.
Yılbaşı kutlamalarının “Allah’a isyan” olduğu ifade edilen haberde, Müslümanların yılbaşı kutlamalarından uzak durmaları tavsiye edildi.
Milli Gazete’de yer alan haber şöyle:
Dur! İsyan etme
Müslüman mahallesinde salyangoz satan arızalı zihnin ürünü olan Noel ve yılbaşı kutlamaları Allah (C.c.)a isyana, harama davetiye çıkarıyor
Yılbaşı yaklaştıkça rezilliklerin dozajı giderek artıyor. Maksatlı bir şekilde İslâm coğrafyasına pazarlanan yılbaşı rezaleti, bu yıl da zinanın, alkolün, kumarın ve her türlü haram fiilin adresi olmaya hazırlanıyor. Haftalar öncesinden başlayan yılbaşı hazırlıklarında sona yaklaşılırken, Allah’a isyanın kapılarının aralandığı şer gecesi için tepkiler gelmeye devam ediyor. Yılbaşının Allah’a karşı küresel bir isyan dalgası olduğunu belirten ilahiyatçı yazarlar, Müslümanları bu oyuna gelmemeleri konusunda uyarıyorlar.
Yeni bir miladi yıl yine kapıda. Pusuya yatmış ahlaksızlık hortlamaya hazır. Yılbaşı kisvesi altında yapılacak türlü rezaletlere Müslümanların ortak olması içler acısı bir durum olarak karşımızda duruyor. “Haram” dediğimiz mefhum bir zamanlar Müslüman için korkutucu, çekindirici ve bağlayıcıydı. Normalleşti artık. Artık dindar değiliz çünkü, muhafazakârız. Kendi değerlerini ve kaidelerini hiçe sayan insanların Hıristiyan yortularına olan bu merakı başımızı derde sokacak boyutlara ulaştı. “Gece ayıbı örter” diye biliriz biz. Ama bu gece Müslüman’ın yılbaşı kutlama ayıbını örtemez.
Yılbaşı rezaletine son verilmeli
Din Görevlileri Birliği Derneği Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım, Müslümanlar tarafından yılbaşı olarak kutlanan Hıristiyanlar gibi eğlenmenin İslam’da haram olduğunu bildirdi. Müslümanların kâfirlere benzemenin haram olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Artık Müslümanlar kutladıkları yılbaşı rezaletine son verilmelidir” dedi.
İnsanlar kumara teşvik ediliyor
İlahiyatçı – yazar Ahmed Kalkan: “Noel, (Müslümanların değil) Hıristiyanların kutsal kabul ettikleri gün. Onların Hz. İsa’nın doğduğuna inandıkları, daha doğrusu öyle varsaydıkları zaman. Onlar, Hz. Muhammed’i peygamber bile kabul etmezken, bizim onların tanrı olarak taptığı, oğul tanrı kabul ettiklerinin doğum gününü bayram kabul etmemiz, öncelikle gerçek Hz. İsa’ya hakaret değil midir? Hıristiyanlara sormak gerekmez mi, hiç tanrı doğar mı, kendini bile asılmaktan koruyamayıp ölür mü? Tanrı’nın doğum günü olur mu ki kutlansın? İnsanlar ne yazık ki kumara teşvik ediliyor. İnsan kendinden üstün olanları taklit eder. Oysa İslam dini tüm batıl dinlerin üstündedir.”
Bu bir taklitçilik hastalığıdır
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Efe: “Bir Müslüman eğer bir günü kutlayacaksa, o günü ya dini sebeplerden ötürü ya tarihi bir zaferi hatırlattığı için kutlar. Şimdi sormak lazım. Neden yılbaşı kutluyoruz. Ne dini ne de tarihi bir önemi yok bizim açımızdan. Yılbaşı kutlamaları tamamen bir taklitçilik hastalığının ürünüdür. İnsanlar daima kendilerinden üstün olduğuna inandıkları şeyleri taklit eder. Müslümanlar eğer yılbaşı gibi bize ait olmayan bir günü kutluyorlarsa bu bir taklitçiliğin eseridir. Taklit edenin taklit edileni kendisinden üstün görmesinin ürünüdür. İslam tüm batıl dinlerin üstündedir. Peki Müslümanlar neden kendini Hıristiyanlardan aşağı görüp onları taklit eder. Böyle bir tavır Müslüman’ın şahsiyetine yakışmayan bir durumdur.”
Hesap vermeye hazırlanan aklın ürünü değil
İlahiyatçı – yazar Nureddin Yıldız: “Yılbaşı kutlamaları mezarı ebedi istirahat yeri sayan anlayışın ürünüdür. Hesap vermeye hazırlanan, ömrün muhasebesine doğru giden aklın ürünü değildir. Kâfirin din olarak kutladığı, şarap içtiği, eğlendiği bir günü bir Müslüman ne kadar taklit edebilir? Ben Mümin kardeşlerime yılbaşı kutlamayın demiyorum, diyemem. Utanırım bunu söylemekten. Namaz kılan bir Müslüman’a “içki içme” demek ne kadar söylenmeyecek bir söz ise, aynı şekilde Müslüman bir topluma “Yılbaşı bize ait değildir” diyemem. Denmesi gereksizdir.”
Rahmi Yolcu
Müslüman ülkelere sinsice pazarlanan yılbaşı rezaleti, bu yıl da tüm ahlâksızlıkları, aşırılıkları ve israflarıyla insanlarımızı zehirleyecek. İslam ile hiçbir alakası olmayan yılbaşı kutlamaları özellikle gençleri alkolün, uyuşturucunun ve gayr-i ahlâki her türlü pisliğin içine iterken, Müslümanların zihnindeki din algısını da erozyona uğratıyor.
Yılbaşı kumar demek, zina demek, alkol demektir
Nurettin Yıldız “Yılbaşı kutlamaları mezarı ebedi istirahat yeri sayan anlayışın ürünüdür. Hesap vermeye hazırlanan, ömrün muhasebesine doğru giden aklın ürünü değildir. Kâfirin din olarak kutladığı, şarap içtiği, eğlendiği bir günü bir Müslüman ne kadar taklit edebilir? Ben Mümin kardeşlerime yılbaşı kutlamayın demiyorum, diyemem. Utanırım bunu söylemekten. Namaz kılan bir Müslümana “içki içme” demek ne kadar söylenmeyecek bir söz ise, aynı şekilde Müslüman bir topluma “Yılbaşı bize ait değildir” diyemem. Denmesi gereksizdir. Ben bir Mümine bunu diyemem. Ama, alkolik Müslümanlara tepki gösterdiğimiz gibi, yılbaşını kutlayan Müslümana da seviyeli bir tepki gösteririz. Alkol içimize hangi tahribatı yapıyorsa, zina bize nasıl bir tahribat yapıyorsa, kumar bizi nasıl bataklığı sürüklüyorsa, yılbaşı kumar demek, zina demek, alkol demektir” diye konuştu.
Devlet kumara teşvik ediyor
İlahiyatçı – yazar Ahmed Kalkan ise Yılbaşı rezaleti hakkında Müslüman olduğunu söyleyip edip yılbaşı kutlayanlara çeşitli sorular yöneltti. Kalkan açıklamasında şu sorulara yer verdi: “Kur’an’da “asr”a yemin edilerek insanlığın hüsranından bahsedilir. Zamana dikkat çekilerek vaktini değerlendirmeyen insanların zararlı çıkacağı vurgulanır. Tam anlamıyla değerlendiremediğimiz bir yıl bitti, ölüm biraz daha yaklaştı diye sevinmek mi üzülmek mi gerekir? 2014 yılını tüm görevlerimizi yerine getirerek geçirmiş olsak bile, sevincimizi nasıl göstermeliyiz? Zaman nimetini veren Allah’a şükürle mi, O’na isyan ile mı? Müslümanın yıl başısı 1 Ocak mıdır, yoksa 1 Muharrem mi? 1 Ocak, Mekke’nin fethinin yıldönümüdür. İsyanla geçirmek yerine, bu gün ve gecede, günümüz Mekke’sinin ve içinde yaşadığımız yerlerin Asr-ı Saâdetteki Mekke’ye ne kadar benzediğini ve yeniden fetihleri gündeme getirmemiz gerekmez mi? “Yeni giren yılda nasıl daha iyi bir Müslüman olabilirim, İslâmî görevlerimi daha güzel nasıl yapabilirim?” diye plânlar yapıp düşünmesi gereken halk, eğlence adına haramları nasıl benimsiyor? Noel, (Müslümanların değil;) Hıristiyanların kutsal kabul ettikleri gün. Onların Hz. İsa’nın doğduğuna inandıkları, daha doğrusu öyle varsaydıkları zaman. Onlar Hz. Muhammed’i peygamber bile kabul etmezken, bizim onların tanrı olarak taptığı, oğul tanrı kabul ettiklerinin doğum gününü bayram kabul etmemiz, öncelikle gerçek Hz. İsa’ya hakaret değil midir? Hıristiyanlara sormak gerekmez mi, hiç tanrı doğar mı, kendini bile asılmaktan koruyamayıp ölür mü? Tanrının doğum günü olur mu ki kutlansın? Hıristiyanların Müslümanların takvimini, peygamberini, İslâmî hayat tarzını, yani inancını önemsemedikleri halde; biz hem de dinimiz yasakladığı halde, onlarınkini niye önemseyip onları taklit etme ihtiyacı hissedelim? İnsanlara yılbaşı bahanesiyle kumar sevdirilip oynatılıyor. Hayatında hiç kumar oynamamış insanlar dahi, devlet eliyle meşrulaştırılmaya çalışılan Milli Piyango ile kumara teşvik edilmiş olmuyor mu? Çarşılardaki çoğu mağazanın vitrinlerine baktığınızda Noel denilen Hıristiyan papazlarının bizimle alay ederek sırıttığını görmüyor musunuz? Kurban bayramlarında kesilen hayvanlara acıyıp hayvancıl geçinenlerin hindi katliamına, birkaç ağaç için ayaklananların binlerce çam devirmelere karşı niye seslerini çıkarmadıkları sorulmaz mı?
Bayram havası estiriliyor
Mustafa Özşimşekler Hocaefendi Yılbaşı hakkında yaptığı açıklamada, “Bazı çevreler yılbaşını kutlamak için hazırlıklar yapıyorlar. Barlar, gazinolar, AVM’ler yılbaşına hazırlanıyor. Yılbaşına özel programlar, çekilişler yapılıyor. Adeta bir bayram havası estiriliyor. Bu günü bir bayram olarak kutlamamız gerekecek hiçbir geçerli sebebimiz yok. Evet, miladi olarak bir yılı daha geride bırakıyoruz. Bizimle bir alakası varsa o da miladi takvimden ötürüdür. Ömrümüzden bir sene daha düşüyor. Oturup onun muhasebesini yapmamız gerekir. Eksiklerimiz, noksanlarımız nelerse onları gidermemiz gerekir” diye konuştu.
Yılbaşı küresel bir isyandır
İlahiyatçı – yazar Mehmet Talu ise yaptığı açıklamada Yılbaşı rezaletine tepki göstererek, “Miladi yılbaşının biz Müslümanlar açısından hiçbir önemi yoktur. Sadece milletlerarası bir takvim başlangıcıdır. Ama ne yazık ki, bu miladi yılbaşıyla milletimiz batıdan doğuya, kuzeyden güneye, yediden yetmişe bir şekilde alakalı oluyor. Fakat biz Müslümanların gerçek benliği olan Hicri yılbaşından kimsenin haberi yok. Müslümanlara miladi ayları sorsanız hepsi tek tek sayar, Hicri ayları ise birçoğumuzun haberi yok. Oruç tutmak gibi, hac gibi, kurban kesmek gibi birçok ibadetimiz bu aylara göre yapılmaktadır. Müslümanlar öz benliklerini ihmal edip, gayr-i Müslimlerin inançlarını hayatlarına tatbik etmelerinin neticesi olarak İslâm dünyasının bu kaos hali karşımıza çıkıyor. Bir Müslümanın kesinlikle Yılbaşı eğlencelerinde yer almaması gerekir. O gece bütün dünyada Allah’a karşı küresel bir isyan oluyor. Yılbaşının gerek kültürel, gerek sosyal, gerekse dini olarak bizimle hiçbir alakası olamaz” cümlelerini kullandı.
Bizim iki bayramımız var
Mustafa Özşimşekler, Yılbaşı gecesi için bir kısım insanlar adeta isyana hazırlanıyor. Toplumsal isyan gibi. Öyle ya, Allahu Teala’nın yasak kıldığı, haram saydığı bir takım işleri, fiilleri yapmak için insanlar birbirleriyle yarışıyor. Bu konu da Müslümanların Kur’an-ı Kerim’e, Hasdis-i Şeriflere bakıp nasıl bir tavır takınacağını belirlemesi gerekiyor. Bizlerin Hıristiyanların dini bayramı olan böyle bir geceyi kutlamayacağımızı, hatta bu geceyi kutlamaya karşı olduğumuzu Allahu Teala’ya da ispatlamamız gerekir. Bizim iki bayramız var. Biri Ramazan Bayramı, diğeri ise Kurban Bayramı. İkisini de geride bıraktık. İnsanlarımızın Hicri yılbaşından haberi yok. Hicri yılbaşı geldi mi gelmedi mi, ne zaman gelecek bunu bilmiyorlar. Hicri yılbaşından haberi olmayan bazı kardeşlerimiz miladi yılbaşı için hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.
Bu Müslüman kafası olamaz
Nurettin Yıldız, “Bazı insanlar ne kadar akıl nimetinden yoksundur ki mezara bir yıl daha yaklaştığı için şenlikler yapıp, eğlenceler düzenler. Ölen birisine matem töreni yapılıyor, eceli bir yıl daha kendisine yaklaşan birisi ise kutlama yapıyor. Bu Müslüman kafası olamaz. Bu olsa olsa yaşamayı bu dünyadan ibaret kabul eden, cennetten hiçbir umudu olmayan, cehennem kütüğü olarak yaratılmış bir insanın aklı olabilir. Yani kâfir aklı olur. Kapitalist, liberal, Avrupalının aklı olur. Müslüman bu dünyayı bir ağacın altında gölgelenen yolcu gibi kabul ettikten sonra, gölgelendiği ağacın altında mezara biraz daha yaklaştığı için törenler yapan bir insan olarak yaşayamaz. Adı ne olursa olsun yılbaşı kutlamak batıldır. Ölümle oynamak, ölümü yok saymaktır.
Din Görevlileri Birliği Derneği Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım, Müslümanlar tarafından yılbaşı olarak kutlanan Hıristiyanlar gibi eğlenmenin İslam’da haram olduğunu bildirdi. Müslümanların kâfirlere benzemenin haram olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Artık Müslümanlar kutladıkları yılbaşı rezaletine son verilmelidir” dedi. Yılbaşı adı altında kutlanan Noel’e tepki gösteren DİN-BİR-DER Genel Başkanı Muhittin Yıldırım yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Kâfirlere benzemek haramdır. Kim onlara benzerse o da onlardan olur. Kumarın her çeşidi dinimizde haramdır” ifadelerine yer verildi.
İslam tarihinde benzeri yok
Günümüzde yaşanan yılbaşı kutlama rezilliklerinin, İslam tarihi boyunca hiçbir dönemde görülmediğine işaret eden Yıldırım, “Hıristiyanların Noel kutlamalarına benzer şekilde, yılbaşında yaşanan çılgınlıkların dinimizde yeri yoktur. İslam geldiği günden beri değiştirilmeden ilk safiyetiyle elimizdedir. Müslüman olan halkımız, yılbaşı kutlamaları adı altında Hıristiyanlaştırılma operasyonlarına asla kapılmamalıdır” dedi.
Ayetler uyarıyor
Ayrıca yılbaşı dolayısıyla devlet eliyle oynatılan çeşitli piyango ve kumarların da İslam’a aykırı olduğunu belirten Muhittin Yıldırım, Kur’an-ı Kerim’de, hem İslam düşmanlarına benzemenin hem de piyango adı altında halka kumar oynatmanın asla caiz olmadığını beyan ederek şu ifadelere yer verdi:
“Yüce Rabbimiz Maide Suresi 90’ıncı ayette ‘Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans oyunları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz’ buyurmuştur. Ayrıca yine Maide Suresi’nin 51’inci ayeti kerimesinde ‘Yahudileri ve Hıristiyanları asla dost edinmeyin’ buyurulmaktadır. Bu dostluk aynı zamanda onların adetlerine ve geleneklerine uymayın demektir. Bu durumda Müslümanlar Hıristiyanlarca ilah olarak bilinen bir kişinin doğum gününde asla kutlama yapmamalıdırlar.”
Diyanet görevlileri çekinmeden halkı uyarmalı
Diyanet İşleri Başkanlığı’na, duyarlı bütün sivil toplum örgütlerine ve kanaat önderlerine de çağrıda bulunan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bütün din görevlisi kardeşlerimiz halkı her türlü iletişim vasıtalarıyla uyarmalı ve bu çılgınlıklara son verilmesi için Allah’ın ve Resulü’nün emirlerini hiç çekinmeden halka beyan etmelidir. Müslümanların bu gecede işlenecek tüm günahlardan uzak kalmalarını ifade etmeleri gerekmektedir. Peygamber Efendimiz (sav) ‘Kim kendini bir kavme benzetirse o da onlardan olur’ ve ‘Bizim yolumuz müşriklerin yolundan ayrıdır’ buyurmuştur.”