Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile partisinin iktidara ‘vahiyle’ gelmediğini belirterek, “Artık bir masal bitiyor, bu millet yeni bir sabaha uyanmaya hazırlanıyor” dedi.
Saadet Partisi’nin 24 Haziran seçimleri öncesinde ‘çok başarılı’ bir çalışma yürüttüğü yorumunda bulunan Kurdaş, “Bu başarıda en az Saadet’in tanıtma ve kampanya ekibi, karargâh kadrosu kadar AK Parti’nin de büyük payı var” ifadesini kullandı. Saadet Partisi’nin sloganı ‘Değiştir’e gönderme yaparak, “Bu kampanyayı başarılı kılan en önemli etkenlerin başında hükümetin 16 yılda her alanda geride “#Değiştir” denilecek çok derin izler bırakmış olması geliyor” diye yazdı.
"Eğer AK Parti “seçim kazanmaya değil de, seçimi kaybetmemeye” yoğunlaşmışsa...
“Yıllar sonra artık AK Partililer de (imkân elde etmişler hariç) bazı hakikatlerin farkına varmaya başlıyor: AK Parti kutsal bir parti değil... Erdoğan da vahiyle gelmiş bir lider değil” diyen Kurdaş, Milli Gazete’nin bugünkü nüshasında (14 Haziran) yayımlanan köşe yazısına şöyle devam etti:
“Bir iktidarın yanlışlarına, hatalarına hatta kasti ihmallerine muhalefet etmek, itiraz etmek de ayıp değil, günah değil. Aksine, bir iktidarın, bir yöneticinin yanlışlarını söylemek, hatalarına dikkat çekmek, “bunları yapma” demek, “şöyle yapmak icab eder” demek bir vecibedir, ahlaki bir görevdir. Ahlaksız olan, bile bile birilerinin yanlışta yürümesine seyirci kalmak ve insanları yanlışlarında boğulmalarına terk etmektir.
Bizatihi kendisini devlet yerine koyan, kendisini “devlet zanneden” bir iktidar, bir hükümet var. Kendisini devletleştiren iktidarlar “adalet” ve “kalkınma” mottosuyla yola çıksa da, zamanla “vicdanla”, “adaletle” değil, kendi bekasının gerekleriyle yönetmeye yeltenirler. Kendi bekasını devletin bekasıyla eşdeğer görünce menfaatler de “yüceleştirilmeye” başlanır.
“AK Parti = devlet” zannı hatta “Erdoğan = devlet” yaklaşımı her şeyi mubah kılan sonuçları da beraberinde getirdiğini söylemek mümkün. Eğer bugün AK Parti “bir seçim kazanmaya değil de, bir seçimimi kaybetmemeye” yoğunlaşmışsa bunun en büyük nedeni işte handikaptır. AK Parti söylemlerinde, “Erdoğan yoksa devlet yıkılır, Erdoğan yoksa koca bir millet orta yerde öylece kalıverir” psikolojisine başvurmak zorunda kaydıysa; işte bu zorunluluk bu yazının anafikrini oluşturuyor. ARTIK BİR MASAL BİTİYOR… HATASIZ VE GÜNAHSIZ BİR LİDER, HATASIZ VE GÜNAHSIZ BİR PARTİ öğretisi çöküyor.
Bu millet, yeni bir sabaha uyanmaya hazırlanıyor!”