MHP ile AKP arasında 2019 Cumhurbaşknalığı seçimleri için kurulan İttifak Komisyonu'ndan MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Büyük Birlik Partisi’nin bu ittifaka ayrı kurumsal kimliğiyle katılmasının MHP olarak çok uygun olmayacağını söyledi. Kalaycı, "BBP zaten bizden ayrılarak kurulmuş bir parti, uygun olmaz" dedi.
Kalaycı ittifak için oluşturulan 26 maddelik mutabakata ilişkin açıklamalarda bulundu. 'Cumhur ittifakı'nın iki parti özelinde kalması gerektiğini söyleyen Kalaycı, "Cumhur ittifakı, iki parti arasında olmalı. Yüzde 10 barajı düşmeli, ittifakın barajı görece daha yüksek olmalı. İlk turda rahatlıkla yüzde 60’ı bulacağız" dedi.
İttifakın maddeleri bu hafta Meclis'te oylamaya sunulacak. İttifaka ilişkin, MHP’nin baraj probleminin önündeki engelleri kaldırmak için böyle bir ittifaka girdiği iddiaları doğru mu? BBP’nin de ittifaka katılma ihtimali var mı? Yüzde 10 barajı neden kaldırılmadı? Mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılması hakkaniyetli mi? sorularını yanıtlayan Kalaycı'nın Gazete Habertürk'ten Kübra Par'a yaptığı açıklamaları şöyle:
- AK Parti-MHP arasında kurduğunuz cumhur ittifakı ile ilgili “MHP baraj problemi yaşıyor, AK Parti ile seçim ittifakına da bu yüzden girdi. 26 madde de buna hizmet edecek şekilde hazırlandı” deniliyor. Ne diyorsunuz bu eleştiriye?
Anamuhalefet partisi CHP’nin bu yönde eleştiri yapmasını zaten bekliyorduk. İpe sapa gelmez, mesnetsiz, hukuki dayanağı olmayan, hatta biraz da çirkef eleştiriler geliyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin baraj diye bir sorunu yok. Ama biz camia olarak, her seçimde gelen, “MHP baraj altı” yorumlarına alıştık. Allah’a şükürler olsun, milletimiz bütün seçimlerde de MHP’yi Meclis’e göndermiştir.
- “Baraj sorunumuz yok” diyorsunuz ama referandumda yine MHP ve AK Parti “Evet” için kampanya düzenlemişti. “Bir önceki seçime referansla iki partinin toplam oyu yüzde 60’ları bulması gerekirken yüzde 51’de kaldığına göre MHP’nin oylarında azalma var” yorumu yapılıyor...
Referandumda kimin kime oy attığı tespit edilemez. 1 Kasım seçimlerinde MHP’ye oy vermiş insanlarımızın 16 Nisan’da yapılan Anayasa referandumunda da gerekli desteği verdiğini düşünüyoruz. Bu, neticede bir Anayasa değişikliği, milletvekili seçimi değildi. Ayrıca vatandaşın oy verme kararını etkileyebilecek şekilde, “Türkiye bölünüyor, eyalet sistemi geliyor” şeklinde çok fazla kara propaganda yapıldı. Bu söylenenlerin hepsinin yalan olduğu da çok net bir şekilde ortaya çıktı. O nedenle, referandumdaki oy oranının neden MHP ve AK Parti’nin oylarının toplamını yakalayamadığının cevabı bu.
"BBP bu ittifaka parti olarak değil, aday listleri üzerinden katılmalı"
- Büyük Birlik Partisi’nin de bu ittifaka katılıp katılmayacağı tartışılıyor. Bu ittifakta sadece AK Parti ve MHP mi olacak, yoksa başka partilerin de katılma ihtimali var mı?
Şu an AK Parti ile MHP arasında bir ittifak söz konusu. Sayın Cumhurbaşkanı da buna katılacak başka partilerin her iki siyasi partinin aday listelerinden girebileceğini söyledi.
- MHP olarak, BBP’nin bu ittifakta yer almasına soğuk baktığınız iddiaları doğru mu?
Kanun, her partiye aynı imkânları sunuyor. Ama Büyük Birlik Partisi’nin bu ittifaka ayrı kurumsal kimliğiyle katılmasının MHP olarak çok uygun olmayacağını düşünüyoruz. BBP zaten bizden ayrılarak kurulmuş bir parti.
- Peki, neden şimdi yeniden birleşmenin doğru olmayacağını düşünüyorsunuz?
Bu ayrı bir şey. İki parti arasında olmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz. 5-6 partili bir ittifak doğru olmaz. İki parti özelinde kalması bizce daha doğru olur.
"İlk turda rahatlıkla yüzde 60'ı bulacağız"
- MHP-AK Parti ittifakının yüzde kaç oy alacağı hararetle tartışılıyor. Araştırma şirketleri farklı sonuçlar ortaya koydu. “Yüzde 54” diyen de var, “Yüzde 50+1’i bile bulamayacak” diyen de. Siz MHP olarak bir araştırma yaptırdınız mı veya bir tahmininiz var mı?
Hayır, MHP olarak anket çalışması yapmıyoruz. Ben rahatlıkla yüzde 60’ı bulacağını düşünüyorum. İlk turda kesin seçilecek, ona şüphe yok.
- Eskiden kolluk güçlerinin sandık bölgesine çağrılması ancak sandık başkanının ya da üyelerin talebiyle gerçekleşiyordu. Şimdi ise seçmen çağırdığında da polis gelebilecek. “Sopalı seçim olacak. Hükümet, devletin gücünü kullanarak seçmen iradesini etkileyecek” eleştirileri var. Neden kolluk güçleriyle ilgili bu düzenleme yapıldı?
Cebir, şiddet ya da tehdit vuku bulursa bu bahsettiğiniz durum söz konusu olacak.
- Peki, sandık kurulu başkanı ya da üyelerinin çağırmasının mahsuru neydi?
Onlar yine çağıracak. Görevlerini almış değiliz.
- Ama sıradan her seçmenin çağırabiliyor olması bir kaos yaratmaz mı?
Bu, A seçmenine mahsus verilmiş bir hak değil. Tüm seçmenlere verilmiş bir hak. Ayrıca şahsen başvurma zorunluluğu getiriliyor yani sahte ihbarlar yapılamayacak.
- Belli bölgelerde, özellikle de Güneydoğu’da tamamen jandarma, polis denetiminde sandıklar kurulmasına neden olmaz mı?
İhbara konu olan durum ortadan kalktığı anda, kolluk güçleri yine sandık alanı çevresinden çıkacak. Zaten bu düzenlemede sandık alanı tanımını da yeniledik. Mevcut kanunda, sandık alanı 100 metre yarıçap olarak gösteriliyordu. Bu düzenlemede, sandığın konulduğu oda-bina-yapı sandık alanı olarak kabul edilecek.
- Geçen referandumda mühürsüz zarflar tartışması yaşanmış, sahte oy tartışmalarına neden olmuştu. Bu yeni düzenlemeyle, artık mühürsüz pusula ve zarfların da geçerli olacağını ilan ettiniz. Buna yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?
Kanundaki hükme dokunmadık. Kanunda, “Sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersizdir” diyor. Bunun devamına bir hüküm getirdik. Zarfta ilçe seçim kurulunun mührü var ama sandık kurulunun mührü yok. Zarfta YSK’nın filigranı var zaten.
- Ama bu düzenleme akıllara sandıklardaki oyların değiştirilmesi gibi bir tehlikeyi getiriyor...
Bu, buna bağlı bir şey değil. Yüksek Seçim Kurulu’na bu şekilde itibar etmeyeceksek, onlar zarflar mühürlüyken de bu hileyi yapar. Seçmen olarak gidip oy pusulasını ve zarfı alıp oy kullanmışım. “Senin verdiğin zarfta mühür yok” denildiği zaman seçmenin ne suçu var, o zaten tercihini yapmış. Sandık kurulunda da her partinin temsilcisi var. Ayrıca müşahitler de var. Oradakiler işini sıkı tutsa zaten bir sorun olmayacak.
"Yüzde 10 barajı düşmeli, ittifakın barajı görece daha yüksek olmalı"
- Bu düzenlemede yüzde 10 barajınını neden kaldırmadınız?
Bu pakette yüzde 10 barajıyla ilgili bir düzenleme yok. Kanunda aynen kalıyor. CHP bu konuda eleştiri getiriyor. Sayın Genel Başkanım Devlet Bahçeli Bey, yüzde 10 barajının ağır olduğunu, temsilde adalet açısından bunun gözden geçirilmesi gerektiğini önermişti. Ertesi gün, başta anamuhalefet partisinden olmak üzere, “Baraj korkusu var da o yüzden bunları söylüyor” eleştirileri gelmişti. Bir kişi de o zaman “Sayın Bahçeli doğru söylüyor” demedi.
- Peki, sonuçta bu pakette yüzde 10 barajı neden kaldırılmadı?
Şu anda ülkemizin içinde bulunduğu şartlar dikkate alınarak böyle bir karar alındı. “Bu ortamda değil de Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nun tümüyle masaya yatırıldığı bir dönemde, barajla ilgili konular o zaman değerlendirilsin” denildi.
- “Baraja ilişkin net ve kati bir düzenleme yapılmış değil, 2019’a giden süreçte bu değişebilir” mi diyorsunuz?
Siyasi partiler uzlaştıktan sonra mutlaka bu değişiklik olur.
- Siz Mustafa Kalaycı olarak ve MHP olarak barajın yüzde kaç olmasını daha adil ve hakkaniyetli buluyorsunuz?
Dünyadaki uygulamalara da baktığımız zaman, yüzde 10’la en yüksek baraj oranına sahip ülkelerden biri olduğumuzu görüyoruz. Bu anlamda düşürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama burada çok radikal uçların da önünü açacak bir düzenleme olmamasına dikkat edilmeli.
- İdealinizdeki baraj rakamı ne?
Bir rakam telaffuz etmek şu an için pek anlamlı olmaz. Avrupa’ya baktığımız zaman 5-7 civarında. Türkiye’de de böyle olabilir.
- İttifak kuracak partiler için barajın yüzde 15 olduğunu konuştuğunuza dair kulis haberleri yansıdı. Görüşmelerde böyle bir şey gündeme geldi mi?
Mutlaka, tartıştık. Çünkü bu düzenlemeyi yaparken dünyadaki, özellikle Avrupa ülkelerindeki ittifak uygulamalarını dikkate aldık. İspanya, Yunanistan, Macaristan gibi 10 civarında ülkeyi inceledik. Birçok ülkede, ittifaka ayrı bir baraj uygulanıyor; normal baraj 5, ittifak ikiliyse 8, üçlü veya daha fazlaysa 10 denilmiş. 15 olarak belirleyen ülkeler de var. Yüzde 10’la oynanmayınca ittifak için ilave bir baraj getirmenin çok tutarlı olmayacağını düşündük.
- Peki, hangi rakamlar tartışıldı?
İki parti olursa 11-13 arası oranların getirilebileceği tartışıldı.
- “MHP olarak, Seçim Yasası değişirken barajın da düşmesi gerektiğini düşünüyoruz” dediniz. İttifakın barajı ne olmalı sizce?
Sayın genel başkanımız bunun açıklamasını zaten yaptı. Yüzde 10 barajı ağır, bu mutlaka düşürülmeli. Bu oran 7’ye ya da 5’e düşürülürse, ittifak için gelecek baraj oranı da ona kıyasla daha makul olur.
- Şu anki düzenlemenize göre ittifaka katılan bir parti yüzde 3 oy alsa Meclis’e milletvekili sokabiliyor ama ittifaka katılmayan bir parti aynı oranda oy alsa bile Meclis dışı kalıyor. Sizce bu hakkaniyetli mi?
Bir ittifak müessesesi getiriyorsun, bunun mutlaka avantajları olacak. Diğer ülkelerdeki uygulamalarda da aynı imkânların sunulduğunu görüyoruz. Oralarda da gerek barajı aşma yönünden ittifakın oyunun esas alınması, gerek milletvekili dağılımında önce ittifakın milletvekilinin hesaplanması, gerekse de ittifakı oluşturan partilerin oy pusulasında ittifak olarak kuraya girmesi gibi durumlar söz konusu. Bunlar ittifak sisteminin doğasında var. Türk siyasi hayatında, demokratikleşme yönünde çok önemli bir adım atılıyor. Temsilde adaleti sağlama açısından da bu şekilde ittifak yoluyla partilere bir anlamda hayat verecek bir sistem geliyor.
- “MHP’nin baraj sorunu yok” diyorsunuz. Ama diyelim ki 2019 seçimlerine ittifakla katıldınız ve MHP’nin oyu yüzde 7 çıktı... Bu düzenlemeyle Meclis’e girmiş olmak içinize sinecek mi?
Böyle bir durum olmaz çünkü MHP büyük operasyonlara maruz kaldığı dönemde bile barajın üzerinde çıktı. O anlamda, partimiz açısından böyle bir durum söz konusu olmaz. CHP, 16 Nisan’dan bu yana yüzde 49’u bir blok olarak gösteriyor. Biz de “Merdivenaltı kirli pazarlıklar yapmayın. O dediğiniz blokla milletin huzuruna çıkın” diyoruz.
- Bu düzenleme, partileri ittifak yapmaya iten bir düzenleme. Siz bir yandan da CHP-HDP ittifakını mecbur kılacak bir düzenleme yapmaya mı çalıştınız?
Zaten ittifak yapıyorlar. Adına platform veya başka bir şey diyerek işbirliği yapıyorlar. Bunu açıkça da yapsınlar. Bu ittifak müessesesi, siyaset ikliminde ihtiyacımız olan o yumuşamayı da sağlayacak. O cepheleşmenin de önüne geçilecek. Partilerin uzlaşma arayışı daha da artacak.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.