Dünya

Merkel'in başını ağrıtan 5 sorun

Mülteci krizi konusunda izlediği politikadan geri adım atmayan Almanya Başbakanı Merkel üzerindeki baskı büyüyor. Peki dünyanın en güçlü kadını Merkel'i bekleyen zorluklar neler? Beş maddede sıraladık:

22 Şubat 2016 14:32


Almanya Başbakanı Angela Merkel, sığınmacı krizinin başladığı günden bu yana 'açık kapı' politikası izlenmesi gerektiğini savundu. Merkel bu bağlamda Almanya'ya kabul edilecek sığınmacı sayısına bir 'üst limit' getirilmesi önerilerini reddetti ve Almanya'nın her zaman savaş ve siyasi baskıdan kaçan insanlara kucak açacağını vurguladı. Merkel, son olarak Türkiye ile işbirliğine ağırlık vererek politikasını kamuoyunda eleştirel seslerin yükselmesine neden olan bir yöne doğru çevirdi. Ancak Merkel, sığınmacı krizindeki açık tutumu ve Türkiye'ye önemli bir rol biçen politikası nedeniyle Almanya içinde olduğu kadar Avrupa'da da giderek yalnızlaşıyor. Almanya'da genel seçimler 2017'de yapılacak. Bu seçimlerde yeniden aday olması beklenen Merkel'i bu kez zorlu bir dönem bekliyor. İşte, 'dünyanın en güçlü kadını'nın önündeki engeller:

1. CDU içinde Merkel'e sert eleştiriler

Almanya Başbakanı Angela Merkel partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) içinde hiç olmadığı kadar okların hedefinde. CDU'da Merkel'den sığınmacı kirizi konusunda daha sert bir politika izlemesini talep edenlerin sayısı artıyor. Son olarak CDU'nun Rheinland-Pfalz ve Baden-Württemberg eyaletlerindeki adayları Merkel'den sığınmacı politikasını setleştirmesini istedi. Politikacılar, günlük bir kota belirlenmesi ve sınırlarda dağıtım merkezleri kurulması önerilerini gündeme getirdi. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere de Merkel'in savunuğu Türkiye ile ortaklaşa hayat geçirdiği önlemlerin etkili olup olmadığının anlaşılması için 14 günlük bir süre tanındığını söylemişti. De Maiziere, bu önlemlerin başarıya ulaşmadığının anlaşılması halinde 'başka Avrupa önlemleri' üzerinde durulacağını ifade etti. Ocak ayında 40 kadar CDU'lu milletvekili de Merkel'e bir mektup göndermiş ve sığınmacı krizi konusundaki tutumunu değiştirmesini istemişti.

2. Kardeş parti CSU tepkili

CDU'nun Bavyera tabanlı kardeş partisi CSU'nun genel başkanı Horst Seehofer ile Başbakan Merkel arasında soğuk rüzgarlar estiği Alman kamuoyunda bir sır değil. Seehofer-Merkel gerginliği geçen yıl kasım ayında Münih'te yapılan CSU Parti Kurultayı'nda ayyuka çıkmış, Seehofer CSU'nun sığınmacı sayısının bir 'üst limit' ile sınırlandırılmasını talebini reddeden Merkel'e "Nasılsa yeniden görüşeceğiz" imasında bulunmuştu. Seehofer son olarak 'Passauer Neuen Presse' gazetesi ile mülakatında, "Şu anda hak ve düzen yok. Mevcut durum haksızlığın egemenliği' diyerek dikkatlerin bir kez daha üzerine çekmişti.

3. Kamuoyunun desteği

2015'in sonunda yapılan kamuoyu araştırmalarında Merkel'in partisi CDU'ya verilen desteğin yüzde 41'lerden yüzde 34'e kadar gerilediği görülüyordu. Siyasi gözlemciler, partinin oy oranının yüzde 30'un altına düşmesi durumunda Merkel döneminin sona erebileceği uyarısında bulunuyor. "Bild am Sonntag" gazetesi tarafından yaptırılan kamuoyu anketi de CDU'nun oy oranını yüzde 35 dolayında olduğunu gözler önüne serdi. Şimdilik Merkel kamuoyunun ve seçmenlerin tüm desteğini kaybetmiş olmasa da seçimler öncesi gözler yeniden anketlere çevrilecek.

4. Avrupa içinde izolasyon

Almanya'nın Merkel'in esnek sığınmacı politikası yüzünden Avrupa içinde de giderek yalnızlaştığı, Başbakan'a yöneltilen eleştirilerden biri. Son olarak Merkel'in politikası konusunda 'Die Welt' gazetesinin baş yorumcusu Jacques Schuster tarafından kaleme alınan bir yorumda "AB Zirvesi öncesi Almanya yapayalnız kaldı. Berlin daha önce Avrupalı ortaklarının menfaatleri hiç bu denli hiçe saymamıştı" eleştirileri yer aldı. Özellikle Doğu Avrupa ülkeleri Merkel'in tutumuna karşı çıkıyor. Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Slovakya'nın başbakanları geçen hafta bir zirvede bir araya gelmiş ve Merkel'in politikasını reddettiklerini, alternatifler üzerinde durduklarını açıklamışlardı.

5. Türkiye ile işbirliğinde soru işaretleri

Almanya Başbakanı Merkel'in sığınmacı politikasının saçayaklarından birini Türkiye ile işbirliği oluşturuyor. AB ile Türkiye, 29 Kasım 2015'te Avrupa'ya sığınmacı akınının kontrol altına alınması için çeşitli önlemlerin hayata geçirilmesi konusunda uzlaşmıştı. Bu uzlaşmanın ardından Türkiye ile diplomasi trafiğini hızlandıran Merkel, son aylarda iki kez Türkiye'ye gitti. İlk ziyaretini Türkiye'deki 1 Kasım seçimleri öncesinde yapan Merkel'in bu ziyareti büyük eleştiri toplamıştı. Merkel, Almanya'da muhalefet partileri tarafından Türkiye ile işbirliğinde AKP yönetimindeki Türkiye'de insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü ihlallerini görmezden gelmekle suçlanıyor. Ancak Merkel bu konuda geri adım atmıyor. Geçen haftaki hükümet açıklamasında Merkel, Türkiye ile daha yakın bir işbirliği içinde olunması gerektiğinin altını çizdi. 6 Mart'ta yeni bir Türkiye-AB Zirvesi düzenlenmesi, zirvede AB-Türkiye işbirliğinin ele alınması bekleniyor.