Amerikan İlerleme Merkezi (Center for American Progress) adlı düşünce kuruluşundan Michael Werz, Ukrayna krizinde ölü sayısının bilinenden çok daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Siyaset bilimci Werz, 50 bin kişinin öldüğü felaketin boyutlarının sürekli arttığına dikkat çekiyor ve soruyor: “Batı daha ne kadar hiçbir hareket alanı yokmuş gibi davranabilir ki?"
Masadaki seçeneklerden biri, Ukrayna Ordusuna silah gönderilmesi. ABD'de Cumhuriyetçilerin bu önerisi Obama hükümeti içinde de tartışılıyor. Obama’nın tercihini bu yönde kullanacağına yönelik işaretler de sürekli belirginleşiyor. En son The Wall Street Journal gazetesi, Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın silah yardımını destekleyen açıklamalarına yer verdi. Obama ise Merkel ile yaptığı ortak basın toplantısında henüz bir karar verilmediğini söylemekle yetindi. Böylece Obama, Putin ile müzakere arayışlarına devam eden Merkel ile ters düşmemiş oldu.
'Toprak bütünlüğünü savunmak haktır'
Alman Marshall Vakfı (German Marshall Funds) Başkanı Karen Donfried de Beyaz Saray’ın öldürücü silahlar bir yana, henüz savunma silahları için bile bir karar almadığı kanaatinde. Muhafazakar düşünce kuruluşu The Heritage Foundation'dan Daniel Kochis ise bu açıklamanın şaşırtıcı olduğunu vurguluyor: “Başkanın savunma silahları gönderilip gönderilmeyeceği konusunda net bir tutum belirtmemesi şaşırtıcı. Ben sonuna kadar destekliyorum açıkçası. Kendi toprak bütünlüğünü savunmak Ukraynalıların hakkıdır. ABD'nin ve Avrupalı partnerlerinin bunu yapma konusunda gösterdiği gönülsüzlük Putin'in gereken bedeli ödemesini engelliyor.”
Merkel ise silah gönderilmesine krizi daha tırmandıracağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. Alman Marshall Vakfı Başkanı Karen Donfried, Almanya ile ABD arasında konunun tartışılması bakımından bir farklılık olduğuna dikkat çekiyor: “Başbakan Merkel Almanya'nın Ukrayna'ya silah göndermeyeceğini açık bir dille ifade etti. ABD'de tartışma daha farklı yürüyor. Başkan'a muhalefet en başta, hükümetin daha çok şey yapması gerektiğini düşünenlerden geliyor. Rusya'nın krizi tırmandırması üzerine ABD'nin Ukrayna'ya silah göndermesi gerektiği belirtiliyor. Bunun Rusya tarafından daha büyük bir tepkiyi kışkırtacak olması çok geçerli değil zira Ruslar zaten yüksek düzeyde olaya dâhil olmuş durumda.”
'Almanya'nın Rusya'da çıkarları var'
Cumhuriyetçi Senatör John McCain, Münih Güvenlik Konferansı'nda Merkel'i Ukrayna'daki katliama seyirci kalmakla suçlamıştı. The Heritage Foundation'dan Daniel Kochis de Almanya'nın Rusya'da önemli çıkarları olduğunu belirterek bu eleştiriye katıldığını söyledi: “Almanya'nın hiç kuşkusuz Rusya'da önemli çıkarları var. Almanya krizin müzakerelerle yatışmasını hiç kuşkusuz ister. Ancak sorun şu ki yeni bir anlaşma için atılan adım, Rusya önünde secde etmekten başka bir anlama gelmiyor. Ruslar Ukrayna'dan geri çekileceğine dair hiçbir işaret vermiş değil.”
Merkel'in izlediği siyaseti Obama'ya ve Demokratlara yakın olan düşünce kuruluşu Amerikan İlerleme Merkezi'nden Michael Werz de eleştiriyor. Werz, Putin ile buluşma öncesi Merkel'in askeri seçeneği devre dışı bırakmasını anlamadığını belirterek Almanya'nın gereksiz yere kendi elini zayıflatmış olduğunu belirtiyor.
Tartışma Kremlin tarafından da yakından izleniyor. Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitri Peskov silah gönderme ve yeni yaptırım planlarının Ukrayna'yı daha da istikrarsızlaştıracağını açıkladı. Peskov Rusya'nın ise krizi çözmekle ciddi olarak ilgilenen bir ülke olduğunu vurguladı. Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev de silah gönderilmesi halinde dahi Rusya'nın diplomatik bir çözüme bağlı kalacağını belirtti.