Gündem

Meral Tamer: Parası olmayan siyaset yapamaz!

Tamer, bağımsız adayların adaylık başvurusu için ödemeleri gereken paranın 17 kat artırılarak 476 liradan 7734 liraya yükseltildiğini yazdı.

23 Mart 2011 02:00

T24- Yazar Meral Tamer, bağımsız adayların adaylık başvurusu için ödemeleri gereken paranın 17 kat artırılarak 476 liradan 7734 liraya yükseltildiğini yazdı. 2007'deki seçimlerde, 21'i daha sonra kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) eski üyesi olan 29 bağımsız milletvekilinin ardından 12 Haziran'da yapılacak seçimlerde bağımsızlık yolunun maddi olarak zorlaştırılması için Tamer, "asıl amacın, AKP’nin kendisine en ciddi rakip olarak gördüğü BDP’nin önünü kesmek" olduğunu, ancak "1940’lardan 90’lı yılların sonlarına kadarki % 1-1.5’luk kadın temsiliyle rekora imza atabilecek Türkiye'de, Erdoğan'ın bu tasarrufunun kadın temsiline bir darbe daha olduğunu" belirtti.

Tamer'in Milliyet gazetesindeki köşesinde yayımlanan (23 Mart 2011) yazısı şöyle:


YSK’nın kararı: “Parası olmayan siyaset yapamaz”


Birleşmiş Milletler’in son araştırmasına göre dünyadaki bütün işlerin % 66’sını kadınlar yaptığı halde, toplam gelirlerin ancak % 10’u kadınların cebine giriyor. Daha da vahimi, toplam mal varlıklarının sadece % 1’i kadınların mülkiyetinde.

Diğer bir deyişle erkekler, dünyadaki işlerin % 34’ünü yaptıkları halde toplam gelirin % 90’ına, mal varlıklarının % 99’una sahipler. Ve istatistiklerdeki bu uçurumun oluşmasına, Türkiye de hatırı sayılır katkıda bulunuyor. Kadınlarla ilgili kategorilerde 135-140 ülke arasında sondan altıncılıkla dokuzunculuk arasında dolaşıyoruz maalesef.Pek sık kullanılmayan bir rakamsal veriyi de ben hatırlatmak istiyorum. TBMM’ye 76 yılda girebilen toplam kadın milletvekili sayımız sadece 236. BM’nin araştırmasında ülkeler son 50-60 yıllık kadın milletvekili oranlarına göre sıralanacak olsalar, 1940’lardan 90’lı yılların sonlarına kadarki % 1-1.5’luk kadın temsiliyle, pekâlâ yeni bir “rekora” imza atabilirdik!


476 liradan 7734 liraya!


Tam bu seçimlerde TBMM’deki kadın temsilinin % 20’lere (hâlâ çok yetersiz ama) çıkmasını bekliyorduk ki, “özgürlükçü ve demokratik”(!) olmakla her fırsatta övünen Başbakan Erdoğan’ın tasarrufuyla kadın temsiline yeni bir darbe indirildi: Bağımsız adayların adaylık başvurusu için ödemeleri gereken para, 17 kat artırılarak 476 liradan 7734 liraya yükseltildi.Kimse bana “Ama kararı Yüksek Seçim Kurulu aldı” diye itiraz etmesin. Hepimiz  biliyoruz ki maalesef artık bu ülkede kuşlar bile, Başbakan Erdoğan’ın izni olmadan özgürce uçamayacak neredeyse...

Son 4 yılda fiyatı değil 17 kat, 7 kat bile artmış olan bir mal ya da hizmet gösterebilir misiniz bana? Üstelik Başbakanımız, kendi iktidarlarında enflasyonun belinin nasıl kırıldığını göğsünü gere gere anlatmıyor mu? Hepimiz biliyoruz ki aslında amaç, AKP’nin kendisine en ciddi rakip olarak gördüğü BDP’nin önünü kesmek. Ama salt bu amaç bile, TBMM’deki kadın temsilini aşağı çekmeye yetecek. Zira BDP, diğer tüm siyasi partilerden farklı olarak % 40 kadın kotasını titizlikle uygulayan yegâne siyasi parti.

Karar, ayrımcı ve art niyetli


Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği KA.DER ise bu kararın BDP’nin de ötesine geçerek “Bütün kadın adayların önünü kesmeye yönelik AYRIMCI, ART NİYETLİ ve ANTİ DEMOKRATİK bir uygulama” olarak niteleyerek kınıyor. Siyasi partilerin, adaylık ücretini düşürerek kadın, genç ve engelli aday adayı sayısını artırmaya çalıştığı bir dönemde alınan bu kararın Anayasa’nın kanun önünde eşitliği düzenleyen 10. maddesine de aykırı olduğuna dikkat çeken KA.DER, “Siyaseti parası olan yapmalı” anlamına gelen kararın geri alınmasını talep ediyor.
Bu 7 bin 734 rakamının nereden çıktığını merak edip araştırdım: YSK’nın açıklamasında aynen şöyle yazıyor: “Bağımsız adaylar, (...) 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca, en yüksek devlet memuruna, mali haklar kapsamında yapılmakta olan her türlü ödemelerin 1 aylık brüt tutarı olan 7 bin 734 lirayı, ilgili mal sandığına yatırarak (...)”

Bağımsız adaylardan 2007 temmuz seçimlerinde alınan 476 liralık başvuru ücreti, o dönemdeki aylık net asgari ücretten bile daha düşüktü. Son 4 yılda ne değişti ki aniden “en yüksek devlet memurunun yan ödemelerle birlikte brüt aylığı” münasip bulundu? Asgarinin de altındayken, birdenbire azaminin de azamisine sıçramak niye?Eğer Yüksek Seçim Kurulu’nun kastı, “Parası olmayan siyaset yapmasın” değilse, bizleri aptal yerine koymayacak bir açıklamayı kendilerinden en kısa zamanda bekliyoruz.