Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik olarak başlatılan soruşturmalarla ilgili olarak "FETÖ olayının Türkiye’de tamamen bitmesi bir 10 senemizi alır. Tamamen sıfırlanması için bir neslin değişmesi gerekiyor. Onun için de özellikle hükümet, iktidar olarak biz de belediyeler olarak üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz" dedi.
Türkiye gazetesinden Mustafa Arıdoru'ya konuşan Gökçek'in açıklamaları şöyle:
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 1994 yılında adaylığınızı koydunuz ve o dönemden beri görevinizin başındasınız. Bize 94 öncesi Ankara’yı ve sonrasını anlatır mısınız?
Ankara’da sular akmazdı. Haftada 3 gün gelir 4 gün gelmezdi. Hava kirliliğinden hiç mübalağa etmiyorum kuşlar dallardan canlı olarak dökülürdü. Özellikle astım hastaları kış aylarında sokağa çıkıp gezemezlerdi çünkü ölüm vakaları yaşanırdı. Ankara’nın bir çöplüğü vardı. Çöplükten çıkan duman bütün Ankara’yı sarar, pis kokudan geçilmezdi. Arıtma tesisi yoktu. Pis sular doğrudan nehirlere akar ve nehirleri kirletirdi. Trafik tam bir hercümerçti. Ankara’da gideyim gezeyim bir parkta oturayım dediğin zaman bir tek Gençlik Parkı vardı. O da mezbelelik haline gelmişti. Böyle bir Ankara aldık. Ve Allah’a hamdolsun 23 sene içerisinde yepyeni bir Ankara doğdu. Bu Ankara’nın dünkü Ankara’yla mukayese edilmesi mümkün değil.
Bugün Ankara’yı çıta olarak öyle bir yere getirdiniz ki kamuoyundaki yorum şu artık, "Melih Gökçek’in zirvesi bu", "Gelebileceği en üst noktada". Dolayısıyla siyasete doygunluk var mı?
Belediyecilikte hiçbirzaman bir olayda doyum olmaz. Her zaman yeni şeyler yaparsın. Ben 5 dönemde Ankara’yı yenilenmeye, yeni yeni şeyler yapmaya çalışıyorum. Bu dönemde de çok önemli projelere imza atmaya çalışıyoruz. Bunların en önemlisi Ankapark, İnanç Müzesi , Kutsal Emanetler ve Tarih Müzesi. Ayrıca bunların haricinde yapmak istediğimiz bir kanal projemiz ve yeni bir uydu kent kurma projemiz var. Bunların hepsi devam ediyor. Bunların bir kısmı Allah nasip ederse seçimlere kadar biter ama seçimlerden sonra bu projelerin devamı mutlaka uzun süre olacak. Neler yeniden yapacağımızı mutlaka yeni dönemde söyleriz. Şimdiden onları söylemek aday olup olmadığımız belli olmadan abesle iştigal olur.
Yeni dönemde aday olacak mısınız peki?
Aday olur muyum? Aday adayı demek lazım. Aday adayı olmak gönlümden geçiyor. Ama bunun için her şeyden önce Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın takdiri çok önemli. Halkımızın oy verip vermemesi önemli. En önemlisi de Cenab-ı Allah’ın bize nasip edip etmemesi. Allah nasip ederse bir dönem daha olmak isterim.
Sizin gibi 5 dönem büyükşehir belediye başkanlığı yapan Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki vardı. Kendisi şu anda AK Parti milletvekili ve Çevre- Şehircilik Bakanı. Sizin de önünüzde böyle bir siyasi kariyer planı var mı?
Yok hayır. Ben belediye başkanlığını seviyorum ve buna devam etmek istiyorum. Olur olur, olmaz olmaz. Nasip İnşallah.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her zaman yanında oldunuz. 15 Temmuz süreci olsun Gezi olayları olsun.. Bu vefayı anlatır mısınız?
Ben Recep Tayyip Erdoğan’ı Cenab-ı Allah’ın Türkiye’ye bir lütfu olarak düşünüyorum. Ve bütün mücadelesi, davası için memleketi için bayrağı için vatanı için yapmış olduğu faaliyetler ortadayken ona yardımcı olmak bir inanan insan olarak mecburiyet. Çünkü Cenab-ı Allah bölünmeyin, dağılmayın birbirinize karşı da herhangi bir yanlış yapmayın diye buyuruyor. Müminler kardeş ve özellikle başınızdaki lideriniz olan insana sahip çıkmakta netice itibariyle bir Müslüman olarak borcumuz. Biz bu borcumuzu eda ediyoruz. Allah muhafaza buyursun Recep Tayyip Erdoğan’n başına bir şey gelmiş olsa Türkiye’de sadece ona oy verenler değil bütün dünyadaki mazlum milletler üzülür. Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmak, bütün mazlum milletlere de sahip çıkmak anlamına geliyor. Ve bu konuda da bizim elimizden gelen gayreti sarf etmekte boynumuzun borcu oluyor. Biz de bu boynumuzun borcunu eda etmeye çalıştık.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim kendi başkanlık sistemimiz Türkiye’ye uygun bir sistem olarak ortaya çıktı. Çünkü anayasa değişikliği yapılabilmesi için her şeyden önce MHP ile bir konsensüs gerekiyordu. O konsensüs neticesinde çıkan bir başkanlık sistemi. Mükemmel neticelere vesile olacak bir değişiklik diyelim.
Sayın Kadir Topbaş önümüzdeki dönem yokum diyor. Sizce devam etmeli mi?
Başkasının kendi kararı hakkında benim söz söylemem abesle iştigal olur. O onun takdiri. Kendisinin takdir edeceği bir konu.
İstanbul’un yeni dönemde başkan adayı sizce nasıl bir profil olmalı?
Bir Ankara Belediye Başkanı olarak İstanbul profilini çizmek ayıp bir şey. Onun için öyle bir ayıbın içerisine girmem. Onu açıkça ifade edeyim.
Kanal İstanbul projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kanal İstanbul mükemmel bir proje. Türkiye’nin projesi İstanbul’un değil. İnşallah gerçekleşir.
Bütün şehirlerin anıldığı bir hikayesi var. Oxford denilince kültür, Londra denilince kongreler, Frankfurt denilince fuarlar akla geliyor..Peki Ankara’yı marka olarak nasıl tanımlamak lazım?
Ankara bir memur şehri. Biz burayı, memur kentinden sanayi ve teknoloji kenti haline getirmeye çalışıyoruz. Ben şunu söyledim; ticarette bir numara, sanayide iki numara olacağız. Ve Teknokentlerde de bir numara olmamız lazım. Ankara’nın en eksik olan yeri turizm. Turizm bizde yok inancını; Ankapark, Tarih ve Kutsal Emanetler Müzesi ile yıkıp, Ankara’yı bir turizm şehri yapacağız.
Bugünkü ana muhafet lideri hala yeni sistemi özümseyebilmiş değil. 2019’da bu sistemin geçmeyeceği yönünde iddiaları var. CHP sizce bir paranoya mı görüyor?
Ciddiye almayın. Kılıçdaroğlu ne dediğini bilmez. Bugün böyle der yarın vazgeçer.
Sayın Abdullah Gül’ün 2019 için Cumhurbaşkanı adayı olması sizce öngürülebilir mi? Sayın Baykal’ın bu yönde bir iddiası olmuştu. Tabi Sayın Gül bunu yalanladı.Siz nasıl değerlendirirsiniz?
Sayın Abdullah Gül, bizim partinin kurucularından olup gerçekten son derece değerli bir simadır. Ben sayın Abdullah Gül’ün bir bölen hiçbirzaman olmayacağına inanıyorum. Bu özellikle fitne fücur meydana getirmek isteyen çevrelerin gayreti olup, acaba AK Parti’yi bölebilir miyiz, parçalayabiir miyiz, iktidardan düşürebilir miyiz ondan sonra yeniden FETÖ’cüleri galip getirebilir miyiz şeklinde uluslararası güçlerin ve FETÖ’nün arzusudur. Ben kesinlikle Abdullah Bey’in milli bir insan olması nedeniyle böyle bir olay içerisine gireceğini düşünmüyorum.
15 Temmuz Türkiye için bir son mudur? Yoksa yeni tehditler söz konusu mu ve siz FETÖ ile ilgili ciddi uyarılarda bulunuyorsunuz. Size gelen bilgi midir, duyum mudur bunlar?
FETÖ Allah’ın izniyle beni, hiçkimseyi tehdit edemez. Kendileri kendi istikballerinin derdine düşmüş vaziyetteler ve gün geçtikçe de yok oluyorlar. Yalnız FETÖ olayının Türkiye’de tamamen bitmesi bir 10 senemizi alır. Tamamen sıfırlanması için bir neslin değişmesi gerekiyor. Onun için de özellikle hükümet, iktidar olarak biz de belediyeler olarak üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz.
Uyarılar hakkında peki?
Bazen duyum, bazen hissetme ama o hissetmeler belli bilgilerin bize ulaşması neticesinde yaptığımız analizlerle ortaya çıkıyor. Ona göre de bir takım söylemlerimiz oluyor. Şimdiye kadar söylemlerimiz hemen hemen hiç boş çıkmadı. Demekki isabetli işler yapıyoruz. Bundan sonra da aynı şekilde ne zaman bir sıkıntı olacak olsa vatandaşımıza uyarıyı yaparız.
Referandumda AK Parti olarak Ankara’da aldığınız sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz tabi yüzde 50 ‘nin üzerine geçmek isterdik, geçemedik. Onun birtakım tabi nedenleri var. Ama AK Parti’nin trendi olarak düşünecek olursak herhangi bir kayıp Ankara’da söz konusu değil. Tam tersine üstüne çıkış söz konusu. Benim en son seçimde aldığım oy 44.8 referandumda Cumhurbaşkanımızın anayasa değişikliği ile ilgili aldığı oy 48.8.
Ahmet Hakan ile aranızda nasıl bir diyalog var? Tanışıklığınız ne zamana dayanıyor?
Ahmet Hakan, Kanal 7 yıllarından beri arkadaşımdır. Bana abi der. Ama tuhaf bir insan. Zaman zaman bize karşı objektiflik adı altında aklınca darbe vurmaya kalkar. Öyle bir kaliteye sahip. Ne yapalım çekeceğiz.