Başbakan Erdoğan'ın sert eleştiriler yönelttiği, hatta boykot çağrısı yaptığı Doğan Yayın Holding'e Maliye'nin vergi cezası yağdırması dünya basınında da yankılırken, Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz bugünkü köşesinde konuya bir hayli esprili yaklaşıyor.
'Biraz da gülelim' diyen Yılmaz, yazısında bir 'vergi fıkrası'na yer veriyor.
İşte o yazı:
İki gündür kiminle karşılaşsam ortak soru AKP hükümetinin özgür medyayı cezalandırmak için kestiği hukuk dışı vergi cezası oluyor.
Herkes bu cezanın nasıl bir hukuksuzluk olduğunun ve gerçek niyetinin farkında!
Bu arada çok sayıda “vergi fıkrası” da öğrendim. Bir tanesi çok hoşuma gitti, sizlerle de paylaşmak istedim.
Amerika’da bir vergi memuru denetleme için bir sinagoga gitmiş. İki hafta hesapları en ince detayına kadar incelemiş, hahamı sorularıyla bunaltmış.
Sorgunun sonunda aralarında şu konuşma geçmiş:
Vergici: Bu mumlar yanıp bittikten sonra, eriyen kısımlarını ne yapıyorsunuz?
Haham: Onları toplayıp bir mum üreticisine veriyoruz. O da senede bir kere, bir kereye mahsus olmak üzere onları eritip, yeniden mum yapıp bize veriyor.
Vergici: Görüyorum ki dağıttığınız ekmeklerin kırıntılarını da topluyorsunuz.
Haham: Evet, onları toplayıp bir fırına veriyoruz. Onlar da yılda bir kere, bir kereye mahsus olmak üzere o kırıntılardan yeni ekmek yapıp bize veriyorlar.
Vergici: Peki çocukların sünnetinden artakalan parçalar ne oluyor?
Haham: Onları da toplayıp vergi dairesine veriyoruz. Onlar da yılda bir kere, bir kereye mahsus olmak üzere senin gibi birisini bize gönderiyorlar!
Not: Bu fıkra tamamen hayal mahsulüdür. Olaydaki kişi ve yerler gerçek değildir. Bir benzerlik varsa bu tamamen tesadüftür!
Sultan’ın intikamı!
Doğan Yayın Holding’e kesilen vergi cezasına yönelik olarak özellikle Avrupa’nın önde gelen gazeteleri benzer yorumları yaptılar: Hükümet, eleştiriye tahammülsüz, basını bu yolla cezalandırıp, susturmak istiyor!
Bir Alman gazetesinin bu habere koyduğu başlık şu: Sultan’ın intikamı!
Başbakan, Doğan Grubu’nu cezalandırmak isterken aslında en büyük kötülüğü Türkiye’ye yaptığının farkında bile değil.
Belli ki hırsı, aklının önüne geçmiş. Dışarıdan bakıldığında görülen manzara şu: Bir şirket, kanunlarda açıkça yazılı kurallara uyarak bir işlem yapmış ama Başbakan o şirkete kızdığı için emir verip, onları batırmak üzere bir vergi cezası yaratmış!
Bir yabancı şirketin yöneticisi olsanız, böyle bir ülkeye yatırım yapmak ister misiniz?
Üstelik aynı işlemi yapan yüzlerce şirket var. Aralarında büyük yerli şirketler de var, yabancılar da, nispeten küçük olanlar da!
Paranızı hukukun işe yaramadığı ve kanunların herkese eşit olarak uygulanmadığı bir ülkede tutmak işinize gelir mi?
Ve öyle bir tablo yaratmışsınız ki sadece size yakın olanlar bu ülkede iş yapabiliyorlar.
Orta Asya’daki Türki cumhuriyetlerin bir benzeri yani! Zaten aklının bir köşesindeki de o ülkelere benzer bir “tek adam yönetimi” kurmak gibi görünüyor. Bir işaretiyle ülkede servetin el değiştirmesini sağlayabileceğini, şirketleri batırıp, abat edebileceğini hayal ediyor.
“Hukuk reformunu” yapıp, yargıyı da kendisine bağlamayı başarabilirse, hedefine ulaşması için çok az bir yolu kalacak........