Ergenekon davasının karar duruşmasında 12 yıl 6 ay hapis cezası alan ve cezaevinde bulunduğu süre yeterli görülerek tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, nasıl çıktığını sorgulayanlara "Bu tür iddiaları söyleyenler önce benim suçumu söyleyecek? Neden 4 yıl yattım ben? Neden 12 yıl ceza aldım? Ne yargıcı tanırım, ne savcıyı tanırım. Benimle ilgili kim ne biliyorsa belgesini ortaya koyacak" diyerek yanıt verdi. Davanın ana suçlamasının darbeye teşebbüs olduğu hatırlatılan Haberal, "Nasıl darbe yapmışım? Gece gündüz ameliyat yaparken mi? Üniversiteme geceleri asfalt döşerken mi darbe yaptım? Asıl darbe mağduru benim" dedi ve 12 Eylül 1980 darbesi sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer'e konuşan Prof. Haberal, milletvekilliği görevini üstlenirken ameliyatlara da girmek isteğini Meclis Başkanı Cemil Çiçek'e danışacağını da söyledi. Haberal'ın Çakırözer'e verdiği söyleşi şöyle:
'Uyumadan bahçede turladım'
Cezaevinde en çok neyi özlediniz?
- Önce insanları, sonra da doğayı. Dün gece sabah 04’te eve gittim ama yeşili o kadar özlemişim ki güneş doğmadan çıkıp evin bahçesinde dolaşmaya başladım. (Salondaki sehpayı göstererek) Hapiste insan şu ahşabı bile özlüyor...
Özgür kalmak nasıl bir his?
- Yeter ki hürriyetim olsun. Gerekirse tonlarca taş çekerim. Hürriyet ve adalet olmayan yerde mutluluk olmaz.
İlk gün viziteye çıktı
İlk gününüzü nasıl geçirdiniz?
- Önce üniversiteye (Başkent Üniversitesi) gittim. Kültür merkezi yapılıyor, yanına da opera. Onları yerinde inceledim. Arkasından hastaneye (Başkent Hastanesi) geldim, viziteye çıktım.
Ameliyat yapacak mısınız?
- Tabii ki yapacağım. İçeride ameliyat yapmasam da ellerim boş durmadı. İki uluslararası kongre düzenledim, bir akademi kurdum, iki ayda bir dergi çıkardım, bir vakıf kurdum yani ellerimi ameliyat yapacakmışım gibi hazırladım, merak etmeyin.
Meclis izin verirse ameliyatlara devam
Milletvekilliğiniz engel olmayacak mı?
- Meclis Başkanı’na (Cemil Çiçek) soracağım ne yapabiliyorum, ne yapamıyorum diye. Meclis’in izni olursa yapmak isterim tabii ki.
Balbay Anayasa Mahkemesi’ne kırgın olduğunu ifade etti. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Sadece şu kadarını söyleyeyim. Ben başvurumu bireysel başvuru hakkı başladıktan hemen sonra 30 Kasım 2012’de yaptım. Ne kadar geçmiş? 9 ay. Yani bir şey söylemek istemiyorum. Sadece bu konuların insanların özgürlüğüyle ilgili olduğunu herkesin bilmesi lazım. Hekimler ve hâkimlerin birinci görevi insanları bir an önce topluma kazandırmaktır. Ben cerrah olarak hep bu bilinçle hareket ettim. Hâkimlerin de aynı bilinçle hareket etmesini beklerim.
'Çıkar çıkmaz aradılar'
Siyasetçilerden kimler aradı?
- Süleyman Bey (Demirel) aradı, Meclis Başkanı Cemil Çiçek aradı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç aradı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aradı. Az sonra ben Kemal Bey’e (Kılıçdaroğlu) gideceğim. ‘Geçmiş olsun’ dediler. Ben de teşekkür ettim kendilerine.
'Onlar benim arkadaşım'
Çiçek ya da Arınç’ın özel bir mesajı oldu mu?
- Onlar benim arkadaşlarımdı, zaten hâlâ da arkadaşlarım. Unutmayın, bu parti (AKP’yi kastederek) bizim Gölbaşı’ndaki Patalya Otel tesislerimizde kuruldu.
'Temelden CHP’liyim'
CHP’den milletvekili adaylığınız da speküle edildi. Sizin aslında sağcı olduğunuz söylendi.
- Ben sonradan değil temelden CHP’liyim, partime de saygı duyuyorum. Her biri çok değerli insanlar. Aslında adaylık konusunda son dakikaya kadar kararsızdım. Benim derdim ülkeme hizmet etmek. Siyaset yapmak değil ama CHP ve onun Sayın Genel Başkanı Kemal Bey bana Zonguldak’a ve Türkiye’ye hizmet imkânı doğacağını söyleyince kabul ettim. Zonguldak halkı da CHP’nin orada oylarını yüzde 50 artırarak seçti beni.
Sizin adaylığınız için Sayın Demirel’in aracı olduğu biliniyor.
- Benim haberim yok. Son dakikaya kadar da istemedim. Zonguldak’a faydalı olacağım için saygı duyduğum Kemal Bey’in davetini kabul ettim.
'Kimsenin lütfunu görmedim'
Tahliye kararınızla ilgili ‘Nasıl çıktı?’ iddiaları ortaya atılıyor. Pazarlık olduğu, tanık olduğunuz dahi ileri sürülüyor.
- Herkes kendine göre yorum yapabilir. Dilin kemiği yok ama bunlar beni ilgilendirmez. Allah’a çok şükür ki ömrüm boyunca kimsenin lütfuyla hiçbir iş yapmadım. Bu tür iddiaları söyleyenler önce benim suçumu söyleyecek? Neden 4 yıl yattım ben? Neden 12 yıl ceza aldım? Ne yargıcı tanırım, ne savcıyı tanırım. Benimle ilgili kim ne biliyorsa belgesini ortaya koyacak. Birisi bir şey biliyorsa benim yaptığım gibi belgesini ortaya koyacak. Ben bütün savunmalarımı kitap yaptırıp tüm Türkiye’ye dağıttım ama kimse benim suçumu söyleyemiyor.
Davanın ana konusu darbeye teşebbüs değil mi?
- Nasıl darbe yapmışım? Gece gündüz ameliyat yaparken mi? Üniversiteme geceleri asfalt döşerken mi darbe yaptım? Asıl darbe mağduru benim. 12 Eylül’ü gördük. Aydınlar dilekçesinde imzam var. Yasaklı liderler için üniversitede grup kurdum. Mamak Sıkıyönetim Savcılığı’na ben gittim. Hacettepe’de en ağır disiplin cezasını ben yedim. 6 sene profesörlüğüm verilmedi. 1987’de Rize’de ‘yasaklar kalksın’ diye kapı kapı dolaşıp 35 bin oy topladım. Bana darbeci diyenler o zamanlar neredeydi? Ayrıca o dönemde kimse bizi tutuklamadı, yargılamadı. Bugünkü siyasi ortam varsa 1987 referandumu nedeniyle var.
Hakkınızdaki iddiaların biri de dönemin Başbakanı Ecevit’in sağlık durumuyla ilgiliydi...
- Herkes o dönem benim ne yaptığımı biliyor. Kendisini tedavi ettik, o sayede 4.5 sene daha yaşadı. Beyin kanaması sonucu vefat etti. Bu süreçte Kanal B’ye de 5 kez geldi ve her seferinde tedavisi için bize teşekkür etti.
'Siyasetçi değil, bilim insanıyım'
Sizle ilgili bir başka senaryo da CHP’den ayrılıp merkez sağda bir oluşumun başına geçeceğiniz iddiası...
- Ben milletvekiliyim ama siyasetçi değilim, bilim insanıyım. Ben cerrahım ameliyat yaparım. İlklere imza attım. Eserlerimle konuşurum.
Kırgınlığınız var mı?
- Benim alnım açık. Suçum yok. Doğru bir tanedir.