Gündem

Mehmet Altan: Erdoğan, "Davutoğlu'nu göndereceğim" derken AKP'yi öldürdü, parti programına kezzap atıldı

"Rahmetli AKP, bir zamanlar iyi partiydi"

22 Mayıs 2016 15:03

Mehmet Altan*

AKP'nin bugün olağanüstü kongresi var ama AKP diye bir parti yok.
Recep Tayyip Erdoğan, Davutoğlu'nu yok edeceğim derken, birçok şey gibi AKP'yi de yok edip, öldürdü.
Artık bu parti bir tüzel kişilik değil, bir adamın oyuncağı…

* * *

Türkiye gibi AKP'nin de nasıl katledildiğini bu partinin kendi resmi belgeleri üzerinden hem anlatır, hem de ispat ederim…
AKP kurulduğunda programına şunları yazıyordu:
“Partimiz bu vasfıyla tüm vatandaşlarımızı cinsiyetleri, etnik kökenleri, inançları ve dünya görüşleri ne olursa olsun ayırım yapmaksızın kucaklamaktadır.
Bu çoğulcu anlayış temelinde, yurttaşlık bilincinin geliştirilmesi ve üzerinde yaşamakta olduğumuz vatana mensup ve sahip olma gururunun bütün yurttaşlarımızla paylaşılması, partimizin temel hedeflerindendir.

Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir' özdeyişi, partimizin temel ilkelerindendir. Partimiz, bireyi bütün politikaların merkezine alarak demokratikleşmenin sağlanmasını, temel insan hak ve özgürlüklerini temin etmeyi ve korumayı en önemli ödevleri arasında sayar.

Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğünün, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin, sivilleşmenin, demokratikleşmenin, inanç özgürlüğünün ve fırsat eşitliğinin esas kabul edildiği bir zemindir.
Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır.”

* * *

Gene aynı programda, “parti içi demokrasi, bireyin ve azınlık görüş sahiplerinin hukuku ve demokratik yarışma hakları sağlanarak geliştirilecektir” gibi yanından bile geçilmeyen ahlaksız bir palavra da var…
Şimdi bu partiye ihanet eden her garibanın ağzında bir ‘dava' lafı dolaşıyor.

Programa yazmayıp, programın ırzına geçerken geveledikleri ‘dava partisi' lafı…
Neyin davası bu?
Siyasal İslam faşizmi davası mı yoksa tek bir adama yaltaklanarak kul köle olma davası mı?

* * *

Programlarını kezzapladılar da, peki parti tüzüğüne sadıklar mı?
Ne gezer?
Parti tüzüğünün 69. maddesi şöyle yazıyor:
“Büyük kongre delegesi olsun veya olmasın, partiye kayıtlı her üye, parti organlarına aday olabilir veya aday gösterilebilir.”
AKP'lilere uyumadan önce masallar…
‘Partiye kayıtlı her üye, parti organlarına aday olabilir veya aday gösterilebilir' imiş…
Sıkı mı?
Bir AKP'li kendi başına bir yere aday olsun da göreyim…

* * *

Tek bir kişi, bu devasa partiye ve üyelerine aklen özürlü muamelesi yapıyor…
Demokratik yarış, önseçim filan yok…
Ne var?
Parti ile hiçbir alakası olmayan bir kişinin, anayasal suç işleyerek kendi ikbaline dönük tercihleri… Üstelik de hem Türkiye'yle hem partiyle alay ederek…
İnsanların özgür iradesi ile yarışmalarını engelleyip, onları ‘teamül yoklaması' adlı yalan makinesinin oyuncağına döndürerek… Üstelik çıkan sonuca da aldırmayarak…
Geçen sefer genel başkanlık için yapılan ‘teamül' yoklamasında Abdullah Gül yüzde 76, Davutoğlu yüzde 1 almıştı.
Ne oldu?
Benim anlamadığım, insanların kendilerine böyle rahatça hakaret ettirmeleri, her aşağılamayı ‘Allaha şükür' diyerek kabullenmeleri…

* * *

1982 Anayasası bile siyasi partilerin uyacakları esasları 69. maddesinde şöyle belirliyor:
“Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur.”
AKP kendi programını, tüzüğünü ve anayasayı çiğniyor.
Kendini bir kıyma makinesinde yok ediyor…
Başta da söyledim, AKP'nin bugün olağanüstü kongresi var ama AKP diye bir parti yok.
Recep Tayyip Erdoğan, Davutoğlu'nu yok edeceğim derken, birçok şey gibi AKP'yi de yok edip, öldürdü.
Rahmetli AKP… Bir zamanlar iyi partiydi.


* Bu yazı Özgür Düşünce'de yayımlanmıştır