Mehmet Altan *
2004 yılında, 74 yaşında yitirdiğimiz Amerikalı ritim ve blues ustası, piyanist Ray Charles yedi yaşında kör olmuştu.
Konser için uğradığı kentlerin kimliklerini, telefon rehberlerinin hacimlerine bakarak anlamaya çalışırmış… Rehberlere dokunduğunda kentlerin niteliklerini tahayyül edermiş.
Haberdar.com'da İlhan Tanır'ın ABD Dışişleri Bakanlığı'nın İnsan Hakları Raporu haberinin detaylarını okuyunca, aklıma Ray Charles'ın bu hikayesi geldi.
Tanır, 2011 İnsan Hakları Raporu'nda Türkiye bölümünün 44, 2012 raporunda 48, 2013 raporunda 51, 2014 raporunda 63 sayfa olduğunu anımsatıyor.
En son yayımlanan 2015 İnsan Hakları Raporu'ndaki Türkiye bölümü ise 74 sayfa ile tüm zamanların rekorunu kırmış.
***
Ray Charles gibi ABD Dışişleri Bakanlığı yıllık İnsan Hakları Raporu'nun Türkiye bölümünün hacmine bak, Türkiye'deki durumu anla…
Sadece raporun sayfa sayısından, ülkenin nasıl baskıcı bir uçuruma yuvarlandığını başka hiç bir şeye bakmadan anlayıveriyorsunuz.
Düşünün, İnsan Hakları açısından fecaat bir durumda olan Suriye'ye bile ayrılan sayfa sayısı sadece 55.
AKP'nin siyasal İslamcı zorbalığı sayfalara sığmaz oldu.
***
Siyasal iktidarın İslamcı faşizm zorbalığını aynen ABD Dışişleri Bakanlığı gibi Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu da kayda geçirdi.
Parlamento'nun Türkiye raportörü Hollandalı üye Kati Piri tarafından hazırlanan rapor, 133'e karşı 375 oy ile kabul edildi.
Tarafsız gözlemciler bu raporun bugüne kadarki en sert rapor olduğunu vurguluyor.
***
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de insan hakları raporlarındaki tespitlerin benzerlerini Güneydoğu'daki durum için seslendiriyor:
“Vali bana operasyonlarda öldürülen teröristlerin sayısının 15 olduğunu ama 20 bin insanın yerinden olduğunu söyledi.
Bu durumda teröre karşı alınan önlemlerin orantısallığını sorguluyorum.
Ayrıca öğrendim ki önemli sayıda insan hâlâ sokağa çıkma yasağının ilan edildiği bölgede duruyor; bin-iki bin civarında.
Ama bu sokağa çıkma yasakları birçok hakkı çok ciddi olarak kısıtlıyor. Avrupa Konseyi ülkeleri içerisinde bu kadar uzun süren, günler, haftalar, aylar süren sokağa çıkma yasağı hiç görmedim.
Yasakların meşruiyeti konusunda şüphelerim var.
Tahir Elçi'nin eşini de gördüm, umarım suçlular bulunur ve cezalandırılır.”
***
İslamcı faşizm uygulamalarıyla ilgili olarak içerde ve dışarıda hızla artan eleştirilere karşı siyasal iktidar ne yapıyor?
Sakil bir hamasetle ‘yerli ve milli' tamlamasından medet umuyor.
Türkiye için ‘evrensel hukuk ve demokrasi' talep edenler ‘yabancı ve gayrı milli', burayı zorba bir baskıyla susturarak yok etmek isteyen İslamcı faşistler ise ‘yerli ve milli.'
Yersen…
***
Yersen diyorum çünkü 2001 yılında AKP kendi parti programına şunları yazmıştı:
“Temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak partimiz aşağıdaki hedefleri gerçekleştirecektir:
-Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı ve Helsinki Nihai Senedi olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin insan hakları alanında getirdiği standartlar uygulamaya geçirilecektir.
-Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir.”
***
Siyasal İslamcılar Türkiye'yi ‘evrensel değerlerden', hukuktan, demokrasiden, özgürlükten kopartmak için her türlü zorbalığı yapıyor.
Yolsuzluk, ahlaksızlık, utanmazlık arttıkça gelişmiş dünyadan uzaklaşıyoruz.
Utanmadan bu ahlaksızlıklara ‘milli' diyorlar.
Kendilerinin rezil olduğu yetmiyor, bir de ‘hırsızlıkla zorbalığı' milli ilan edip Türkiye'yi rezil etmeye uğraşıyorlar.
* Bu yazı ilk olarak Özgür Düşünce'de yayımlanmıştır