Gündem

Mehmet Akif’in torunu Argon : “Dedemin sesini duymak için başvuru yaptım”

İSTANBUL, (DHA)-Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, vefatının 81

27 Aralık 2017 20:41

İSTANBUL, (DHA)-Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, vefatının 81. yıl dönümünde Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen seminerde, evdeki özel hayatından sportmen kişiliğine kadar bütün yönleriyle dedesini anlattı. Argon, “Dedemin Almanya’da esirlere yaptığı vaazın ses kaydı var. Kopyalarını almak için başvuruda bulunduk. Dedemin sesini duymak istiyorum. Ümit ediyorum duyacağım” dedi.

İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 81. yıl dönümünde Bağcılar Belediyesi tarafından “Torununun dilinden Mehmet Akif Ersoy” isimli seminer düzenlendi. Yazar Fatih Bayhan’ın moderatörlük yaptığı programın özel konuğu Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, dedesiyle ilgili önemli bilgiler verdi.

“TAŞ ATMA SPORUNDA BİRİNCİYDİ”

Lise öğrencilerine seslenen Argon, “Dedem İstanbul Fatih’te doğdu ve çocukluğu Fatih Camii’nde geçti. 4 yaşında okumaya başladı. Annesi dini eğitim görmesini istiyordu. Babası onun öğretmeni gibiydi. Dedem Farsça, Arapça ve Fransızca’yı ana dili gibi konuşuyordu. Öğretim hayatı zorlu geçmiş ama öğrenmeye doymayan bir insandı. Hocalarının peşinden ayrılmazdı. Onlardan ders almak için sokakta pazarda nerede görürse görsün peşlerinden koşardı. Bir kelime bile öğrenmek için çocuk yaşında tüm gücüyle çabalardı. Ömrünü öğrenmeye ve öğretmeye adamıştır” dedi.

Argon, dedesiyle ilgili şu çarpıcı detayları da anlattı: “Başka bir özelliği de sportmen oluşuydu. Sporla vücudun ve beynin çok güzel geliştiğini bize anlatır. Şimdinin gülle atma sporuna benzeyen taş atma diye bir spor vardı. Onda birinciydi. Boğazı yüzerek geçecek kadar iyi bir yüzücüdür. Yürümeyi çok severdi. Fatih’teki evinden Halkalı’daki okuluna yürüyerek gidip gelirdi. Yürürken de düşünür ve fikirler geliştirirdi. Aynı zamanda güreşçidir. Hep bir alışveriş halindedir. Kendisine güreş öğretene okuma yazma öğretirdi. Neyzen Tevfik’ten ney üflemeyi öğrenir ama ona da karşılığında Farsça öğretir”

“DEDEM PASTEUR’U ÇOK SEVERDİ’’

Dedesinin bilim adamı Pasteur’un hayranı olduğunu da söyleyen Argon, “Dedem Pasteur’u çok severdi. Bilime ilime hayrandı. Yükselmenin bilim ve çalışmaktan başka bir çaresi olmadığını söyler. Tembelliği hiç sevmez. Allah’ın yolundan gideceksiniz ama onun dediklerine de harfiyen uyup çok çalışacaksınız derdi. Ailesine çok düşkündü. Evde eşine yardım eden biriydi. Bulaşık yıkıyor, evi temizliyor ve yemek yapıyordu. Hiçbir şekilde de bundan rahatsız olmazdı” şeklinde konuştu.

Argon konuşmasının sonunda dedesiyle ilgili isteğini de açıkladı: “Dedem Almanya’da bulunduğu sürede camilerde esirlere vaazlar veriyordu. Ve o vaazlar çoğaltılıp cephelerde savaşan Müslümanlara gönderiliyordu. Vaazı dinleyen çok sayıda Müslüman yanlış cephede olduğunu görüp savaşı bıraktı. Bu vaazların kayıtlarının kopyaları Almanya’da duruyormuş. Geçen yıl Köln’de Başkonsolosluğa başvurduk. Arşivden bulunup bize kopyasının verilmesini talep ettik. Dedem iyi bir hatipti. Dedemin vaaz yaparken sesini duymak istiyorum. Bu konuda ümidimi hiç kaybetmedim”