Lice’de kalekol protestosunda askerlerin açtığı ateşle yaşamını yitiren Medeni Yıldırım’ın davası üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hiçbir ilerlemenin kaydedilmediğine dikkati çeken anne Fahriye Yıldırım, adaletten yana umudunun kalmadığını dile getirdi. Tüm topluma öldürülen gençlerin davalarını takip etme ve sahiplenme çağrısında bulunan Fahriye Yıldırım, "Asla geri adım atmayacağız. Geriye atılan her adım zulmü artırır” dedi.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 28 Haziran 2013 tarihinde Kayacık (Hêzan) Mahallesi’nde yapılan kalekol protestosu sırasında jandarmanın ateş açması sonucu Medeni Yıldırım yaşamını yitirirken, 8 kişi de yaralandı. Tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı, olayın soruşturulması için Lice'ye Mülkiye Müfettişleri gönderdi. Müfettişlerin hazırladığı ön inceleme raporu'nda, Kayacık Jandarma Karakol Komutanı Jandarma Üsteğmen Mustafa Öztürk'ün "Ateş emrini ben verdim" ifadesi yer aldı.
İddianame, olayın ikinci yılında hazırlandı
Olayla ilgili soruşturma başlatan Lice Cumhuriyet Savcılığı, "görevsizlik" kararıyla dosyayı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Gizlilik kararı konulan soruşturmanın iddianamesi, olayın ikinci yılında hazırlandı. Tek şüpheli olarak gösterilen 23 yaşındaki er Adem Çiftçi hakkında "haksız tahrik altında olası kastla adam öldürme" suçundan 18 yıla kadar hapis talep edildi. Müfettiş raporuna rağmen Kayacık Jandarma Karakol Komutanı, silah kullanma emri veren Jandarma Özel Harekat Tim komutanı ve karakolda görevli askerlerin isimleri iddianame yer almadı.
ATK'den rapor bekleniyor
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Çiftçi hakkında “üzerine atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil” bulunmadığı gerekçesiyle 8 Kasım 2016’da beraat kararı verdi. Antep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, 2017 yılında olayla ilgili yeterli soruşturma ve inceleme yapılmadan karar verildiği gerekçesiyle yerel mahkemenin beraat kararını bozdu. İstinaf kararından sonra 21 Aralık 2017’de başlayan yeniden yargılama duruşmalarına sanık Çiftçi’nin katılma zorunluluğu kaldırıldı. Mahkeme heyeti, dosyada bulunan ses kaydı ve görüntülerin bilirkişi raporu ve keşif zaptı ile ilgili TRT bilirkişisinden istediği raporların hazırlanmaması üzerine son duruşmada TÜBİTAK veya ATK’den bilirkişi raporu alınmasına karar verdi.
"Ethem suçsuz biriydi"
Davanın duruşması devam ederken, Yıldırım’ın ölümünün 7. yılında Mezopotamya Ajansı’na konuşan anne Fahriye Yıldırım, Ankara’da Gezi Park’ı protestoları esnasında polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün televizyondaki haber görüntüleri çıktığında Medeni’nin görüntülere bakarak “Ethem suçsuz biriydi. Kafasına ateş ettiler. Onun gibi masum bir şekilde şehit düşmek büyük bir şereftir. Keşke öyle şerefli bir ölüm bana da nasip olsa” dediğini anlattı.
"Ne kadar yıl geçse o kadar zor oluyor"
Sarısülük’ün ölümün ardından Medeni’nin de benzer şekilde öldürüldüğüne dikkati çeken anne Yıldırım, “O güne dair her şey tüm canlılığıyla aklımda. Ancak dile getiremiyorum. Çok ağır. 6 yıl boyunca biraz olsun söyledim. Izgara yapmıştık öğle yemeği için. Izgaranın başına gitti ellini ızgaraya attı ama alıp yedi mi görmedim. Bir anda merdivenden inip gitti. Gölgesi dahi oluşmadı. Bana bir şey söylemedi. Ne kadar yıl geçse o kadar zor oluyor. Merdivenimiz tahtaydı kim bassaydı, ses çıkarırdı. Medeni o gün sanki uçarak gitti. Hiç ses çıkarmadı. Mehmet de gitmişti ikisinin ızgaradan payını ayırmıştım, gelince yerler diye ama Medeni bir daha geri dönmedi” diye konuştu.
"Adaletten yana umudum kalmadı"
Yaklaşık 6 ay sonra Medeni’nin soruşturması kapsamında ifadeye çağrıldıklarını hatırlatan Fahriye Yıldırım, “İfadelerimiz alındıktan sonra dava açıldı. Bir yıl içinde davayı sanık yönünde beraatla kapattılar. Tekrar yapılan yargılamanın ilk duruşmasında hâkim bize bir şey sormadı. SEGBİS’le katılan Adem Çiftçi’ye ise İstinaf kararını kabul edip etmediğini sordu. Birçok asker havaya ateş ederken, katil hedef alarak ateş etmiş. Adaletten yana umudum kalmadı. Gerçeğin ortaya çıkmasından daha güzel bir şey yok” diye konuştu.
Medeni, Kemal, Ahmet...
Diyarbakır’da 2017 Newroz’unda polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Kemal Kurkut’un ölümüne ilişkin süren davanın her duruşmasına katılan Yıldırım, “Yaşamını yitiren her gencimiz Medeni’dir. Ne Kemal’in, ne Ahmet Atakan’ın hiçbir gencin katledilmesini kabul etmiyorum. Ahmet’in annesi söyledi bana, Ahmet, Medeni’nin ölüm haberini alınca bu zulüm bitmeyene kadar eve dönmeyeceğini söylemiş. Ahmet’in ölümüne ilişkin henüz bir dava açılmış değil. Yaşamımızın sonuna kadar hak mücadelesini vereceğiz” diye belirtti.
"Asla geri atmayacağız"
Medeni Yıldırım’ın ölümünün 6. yıl dönümünde tüm topluma öldürülen gençlerin davalarını takip etme ve sahiplenme çağrısında bulunan Fahriye Yıldırım, “Asla geri adım atmayacağız. Geriye atılan her adım zulmü artırır” dedi. (MA)