Gündem

4 başörtülü milletvekili TBMM'de; tarihi oturumda partiler tartıştı

Meclise başörtüsü ile gireceğini açıklayan AKP milletvekillleri TBMM Genel Kurulu'na girdi

31 Ekim 2013 15:10

İstanbul

Ankara - Hülya Karabağlı

18 Nisan 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi İstanbul Milletvekili olarak parlamentoya giren, ancak yemin törenine başörtülü geldikten sonra ABD vatandaşlığı gerekçe gösterilerek Türk vatandaşlığından düşürülen ve böylece milletvekilliği elinden alınan Merve Kavakçı’dan 14 yıl sonra TBMM Genel Kurulu ilk kez başörtülü milletvekilleri ile toplandı. AKP Kahramanmaraş Mİlletvekili Sevde Beyazıt Kaçar, AKP Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak, AKP Denizli Milletvekili Gülay Samancı ve AKP Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulu TBMM Genel Kurulu'na başörtüsü ile katıldı. Tepkisi merak edilen ana muhalefet partisi CHP'nin Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Genel Kurul'a başörtüsüyle girilmesine tepki gösterirken, CHP'li Şafak Pavey başörtülü milletvekillerine kategorik bir karşı çıkış yapmadı, ancak "Başımı açıp bir daha kirlenmeyeceğim" sözlerini eleştirdi. AKP'li kadın milletvekilleri ile hacca gittikten sonra örtüneceğini açıklayan MHP'li Meral Akşener ise başkanlık kürsüsüne başı açık olarak çıktı ve TBMM Başkanvekili olarak tarihi oturumu yönetti. TBMM Genel Kurulu'na "başörtülü milletvekili" tartışması damga vurdu, ancak 14 yıl önce Merve Kavakçı krizinde yaşandığı gibi başörtülü TBMM üyelerini  Genel Kurul saloundan çıkarma girişimi yaşanmadı.

TBMM Genel Kurulu'ndaki tarihi oturumda, parlamentoda temsil edilen dört partinin sözcüleri  başörtülü milletvekillerini tartıştı.  CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce başörtülü vekillerin Genel Kurul'a girmesini  eleştirirken, BDP adına konuşan Grupbaşkanvekili  Pervin Buldan başörtülü milletvekillerine  destek verdi. Buldan partileri "2. bir Merve Kavakçı olayı" yaşattırmadıkları için kutladı. MHP adına kürsüye çıkan Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel  "Dört kadına, dolayısıyla bize mobbing yapılıyor" diyerek başörtülü vekillere gösterilen tepkiyi eleştirdi. HDP Genel Başkanı Sebahat Tuncel de erkeklerin tavrını eleştirirken, CHP'li Şafak Pavey "Bir inancın ibadet hakkını diğer bir inanca bağlayan anlayıştan korkuyorum" diyerek şiddet ihtimalinden endişe duyduğunu dile getirdi. Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ardından kürsüye ikinci kez CHP'li İnce ve AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli çıktılar. Konuşmaların ardından TBMM Başkanvekili Akşener oturuma ara verdi. 

 

İnce: Benim bacım 12 yaşından beri kapalı 

 

Genel Kurul'da konuşan ilk isim olan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AKP'li dört milletvekilinin başörtüsü ile TBMM'ye girmesi hakkında şunları söyledi: 

"Kız çocuklarının başörtülü okuyamadığı için kızını yurtdışında okutan Sayın Erdoğan'a saygılarımı sunarak başlamak istiyorum. Bu bir özgürlük kavgası değildir. Başörtülü bacıma saldırdılar deyip, camide içki içtiler deyip aradan 20 cuma geçmiş olmasına rağmen açıklayamamaların davasıdır bu. Dinin emriyse dinin bir tane mi emri var? Yetim hakkını yememek, milleti ayrıştırmamak emir değil midir?

"Kadınlar babalarının mirasından iki pay alacak mı? Bir vekil hac sonrası kendisine reset atıldığını söylüyor. İslam anlayışını bu kadar dejenere eden bir açıklamadır bu. Kişi Allah karşısında resetlendiğini bilemez. Kişi kendisi karar veremez. Siz Allah karşısında resetlendiğinizi söylüyorsunuz ama resetlenmediniz. Ama Tayyip Erdoğan karşısında resetlenmiş olabilirsiniz. Sizler bu kürsüde bir kadın arkadaşımızı savunmadınız. Üzerine biber gazı sıkılan kırmızı giysili kadını bir kez burada savunmadınız. Kıyafeti nedeniyle işten atılan sunucuyu hiçbir zaman savunmadınız. Türbanla Meclis'e verme savaşını verdiniz. Yolsuzluğun savaşını vermiyorsunuz. Kevser suresini bilen (Başbakan Erdoğan'ı kast ederek) meydanlarda 'soy önemli soy' demez. Kardeşinin, çapraz danışman yatıp maaşı cebe atıp sonra hacca gidenlerden inşallah hesap sorarsınız diye düşünüyorum."

"İnşallah milletin hakkını savunur Başbakan'ın karşısına çıkarsınız. Şimdi Başbakan'a işsizliği konuşalım diyecek misiniz? Seçim yaklaşırken mağdur edebiyatı yapmanıza izin vermeyeceğiz. Sizin bir tane sermayeniz var. Bütün özgürlükleri yok ettiniz.

"Dinin emrinden bahsediyorsunuz. İddiayı kim buldu şans topunu kim buldu mucitler. Beygirleri 7 günü koşturuyorsunuz, mucitler hangisisiniz. Mücahitlik taslayıp aslında müteahhit olanlar siz değil misiniz? Yıllarca kandırdınız. Size bu sefer bunu yaptırmayacağız.

"Benim başörtülü bacım diyorsun. Başörtüsüzler senin bacın değil mi? Bizim başörtülü de, başörtüsüz de bacımız. Siyasetçiler zaman zaman gittiği her yerde 'hemşerilerim' der ya… Başörtülüm, başörtüsüz bacım da söylemdir. Benim bir bacım var, kız kardeşim var sizin gibi açık değil kapalı. 4 arkadaşınız resetlenmiş ya benim kardeşim 12 yaşından beri resetlenmiştir.  Ama bunu siyaset için kullanmam, rant için kullanmam, size de kullandırmayacağız."

 

BDP'li Buldan: Ne giyeceğimize erkekler karışmasın

 

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, başörtülü milletvekillerine ilişkin açılan usul tartışmasında "Bu yıllardır kadınların meydanlarda verilen mücadelenin sonucudur. Ama Türkiye'de sadece başörtüsü değil, insanların dilleri, inançları, kimlikleri yasaklıdır. Bütün özgürlükler bizim olsun" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda partisi adına konuşan Buldan, ilk olarak yıllar önce Merve Kavakçı olayında yaşananların, tekrarlanmamasından duyduğu memnuniyetini dile getirdi. Bu kazanımın "Bu yıllardır kadınların meydanlarda verdiği mücadelenin sonucudur" diyen Buldan şöyle devam etti.

"Çünkü AKP 11 yıldır türban konusunu gündemine almamıştır. Geçen yıl vekilimiz Altan Tan'ın verdiği türbana ilişkin kanun teklifi AKP'li milletvekilleri tarafından rededilmiştir. Türkiye de sadece türban yasaklı değildir. Türkiye'de diller, inançlar yasaktır. Artık herkesin Türkiye'nin özgürce yaşayabileceği bir ülke yaratmak zorundayız. Kadınların ne takacağına, ne giyeceğine ilişkin erkekler konuşmasın. Biz kadınlar nasıl giyineceğimizi nasıl yaşayacağımızı sizden öğrenmek istemiyoruz. Kadına yönelik her türlü haksızlığa karşı biz kadınlar biraraya gelmemiz gerekir.

Kadınlar tek ses olduğu ve tek yürek oldukça mücadelemiz daha da büyütecek, Türkiye'de kadına bakış açısı değişekcektir. Birlikte mücadeleye çağırıyorum. Bütün özgürlükler bizim olsun diyorum."

"Biz kadınlar olarak bir müdahale ve bir öneri almak istenmiyoruz. Düşünecek biziz. Kadın arkadaşlarımza bir çağrı yapmak istiyorum. Nasıl giyeceğimizi biz karar veririz, erkekler değil. Kadınlar tek ses olduğu müddetçe, özgürlüklerimiz daha da büyüyecek, daha da gelişecek. Türkiye'ye kadına bakış açısı değişcektir. Bu anlamda kadınlarımızı birlik ve beraberliğe davet ediyoruz.

"Türban meselesini bir demokratikleşme meselesi olarak ele almak doğrudur, ama bunu seçim sürecine yakın bir zamanda yapmak düşündürücüdür. Ama AKP’li kadınların Genel Kurul'a başörütüsü ile gelmelerini doğru buluyorum."

 

MHP'li Demirel'den erkeklere: Mahremimizden çıkın!

 

Buldan'ın ardından konuşan MHP'li Ruhsar Demirel şunları söyledi:

"MHP adına olağan bir gündür Meclis çatısı altında. Özgürlük adı altında bizim görüşümüzce mobbing yapılıyor. Bu hanımefendilerin hayatı mikroskop altına konuldu. Bu kimseyi ilgilendirmez. Biraz empati yapın lütfen. Erkeklere sesleniyorum. Nasıl giyindikleri kimi ilgilendirir? Dört hanımefendiye, dolayısıyla bize mobbing yapılıyor. Bütün kadınlar adına reddediyoruz, insanları kılık kıyafet yüzünden yargılamayı reddediyoruz, kabul etmiyoruz.

"Biz 2008’de verdiğimiz kanun teklifiyle bu sorunu çözmek istediğimizde kalkmayan parmaklar bugün vicdanlarında bunun hesabını versinler. 2010’da tekrar ettik, yine kimse sesini çıkarmadı.

"Beyefendilere sesleniyorum: Biz hanımlar üzerinden siyaset yapmayın lütfen. Bütün hanımlar kıymetlidir. Bizimle birebir siyaset yapın lütfen. Bizi bugünlere getiren Başı açık veya kapalı hiç önemli değil, hanımefendilerin omuzlarıdır. Özgürlük adın altında bu mobbingten şiddetten vazgeçiniz. Başka sorunlarımız var. Ne giyindiğimiz değil, çocuk anneler, açlar, işsizleri konuşulmalı.

"Kılık kıyafetimizi bu ülkenin sorunu olamaz. Biz buraya Türkiye'nin sorunlarını çözmek için geldik. Bu millet sorunları çözelim diye buraya yolluyor kavga etmek için değil. Konuşalım vicdanlarımızla bulaşalım diye akıl var gönül var.

"Burası ne boks ringi, ne güreş alanı. Konuşmak için varız. Bizler de sizin gibi milletvekiliyiz. Kadın olarak adlandırılmaktan da rahatsızız. Biz ortaklıklarımız üzerinden büyümek istiyoruz. MHP her zaman çağrı yapmıştır. Hanımefendiler istedikleri gibi giyinebilirler, bu herkesin hakkı. Başörtülü hanımefendilerle fotoğraf çektirip twiter’a koyup reklam yapmaya da gerek yok. Bunlar yakışıksız şeyler. O hanımefendilerinin eşi, çocuğu yerine koyun kendinizi. Bunlar mahrem. Mahremimize girmenizden rahatsızız. Erkekler biz sizin ne yiyip ne içtiğinize karışıyor muyuz. Mahremimizden çıkınız."

 

AKP'li Satır: Bugün yasaklardan birini bitiriyoruz

 

Demirel'den kürsüye çıkan AKP Grup Başkanvekili Belma Satır da, şu görüşleri dile getirdi:

"Bugün dinlediğim konuşmalardan dolayı memnuniyetimi belirtmek istiyorum. Hepimizin beklediği ortam bu. Bugün inşallah Türkiye’deki yasaklardan birini bitiriyoruz. Hac dönüşü buraya başörtüsüyle gelen arkadaşlarımıza hoş geldin diyoruz. Kadın üzerinden siyaset yapılması gündem maddesi olması hepimizin reddettiği bir konudur. Anayasada demokratik, laik Türk milleti yazıyorsa gereğini yapmamız gerekirdi.

"Demokratikleşme hareketiyle başörtülü arkadaşlarımız bizimle çalışmaya devam edecekler.Kadınlar  bugüne kadar hep teferruat olarak kaldılar, hiç özne olamadılar. Yıllar evvel Merve Kavakçı döneminde yaşanan sorunları yaşamadık. Kadınların siyasette var olması, kalıcı olması hangi görüşte olursak olalım bir arada olmamızla olacaktır. Şu resme baktığımda memnuniyetimi belirtmek istiyorum. Kadınların her alanda daha fazla yer alması için çalışacağımıza söz veriyorum."

 

HDP'li Tuncel: Kimsenin bacısı, kardeşi değiliz

 

Satır'ın ardından geçen hafta HDP Genel Başkanı seçilen Sebahat Tuncel şunları söyledi:

"Her zaman gerilim konusu olan bir sorunu çözmüş oluyoruz. Çok daha fazla sorunlarımız var. Bu konuda bugüne kadar bedel ödeyen başörtülü kadınlarımızın verdiği mücadeledir. Bu iktidarın başarısı değildir. Bedel ödeyen kadınların başarısıdır. Biz kadınların sorunları çok fazla. İnanç özgürlüğü konusunda Alevi kadınların da çok büyük sorunları olduğunu biliyoruz. Hep biz kadınlardan bahsedilirken eşit bireyler olarak bahsedilmiyor. Başbakan bile kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söylüyor.
Nasıl doğum yapacağımızı bile erkekler söylüyor. Biz hep birilerinin bacısı, kardeşi, annesi oluyoruz.
Biz kimsenin bacısı, kardeşi değiliz. Bu zihniyet bugün yaşadığımız sorunların kaynağıdır. Sadece kadınların konuşması da yetmez. HDP adına bugün TBMM bir hak ihlalini ortadan kaldırmıştır.
3 Kasım’da Aleviler sokağa çıkacak, onların sorunları da çözülmelidir."

 

CHP'li Şafak Pavey: Türbanlı vekillerden beklentim büyük

 

Tuncel'in ardından kürsüye çıkan ve daha önce protezli bacağı nedeniyle TBMM Genel Kurulu'na pantolon giyerek girmesi tartışma konusu olan CHP'li Şafak Pavey şunları söyledi:

"Size bu konuşmayı her şeyin yasak olduğu Genel Kurul'da yapıyorum. Turist olarak bile gitmediğiniz coğrafyalarda yıllarca türban takmak zorunda kalmış biri olarak sesleniyorum. Meclis'te pantolon giymesi engellenmiş bir kadın vekil olarak yapıyorum. Olmayan bacağı siyaset sohbetine dönüştürülmüş bir kadın olarak yapıyorum. AKP’yi iktidara taşımış asıl kadınların Meclis koltuklarına alınması gerektiğine inanıyorum. Ülkemle ilgili çok endişelerim var. Ben polisin başında türbandan bana şiddet geleceğinden korkuyorum. Yani bir inancın ibadet hakkını diğer bir inanca bağlayan anlayıştan korkuyorum. Kadın özgürlüklerinden asla korkmam. Özgür bir hayat zor kurulur, zor yıkılır. Sevgilisiyle öpüşen genç kıza özgürlüğünü Mustafa Kemal’a borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum. Kimi kendiliğinden örtünürken, kimi aile baskısıyla örtünmüştür.

"Sosyal özgürlük alanlarımız birer birer imha ediliyor. Türbanlı kadın vekillerden beklentim büyük. İnanç gösteri için gösterilebilir mi? Türbanlı vekilleri konuşmalarını taradım. Başkalarının özgürlüklerine dair bir cümleye rastlamadım. Bir cümlelerini çok üzülerek okudum: 'Başımı açıp bir daha kirlenmeyeceğim.'
Bu durumda başı açık olanlar kirlenmiş midir? İnanç üstünden bunu ilan edebilmek kimin haddi olabilir? Biz çatışmıyoruz, var olmak için direniyoruz. Tarihe dönüp bakarsanız bizleri nelerin beklediğini göreceksiniz. Bundan sonrasını arif olanlara bırakıyorum."

 

Arınç: Çok güzel konuşan Pavey'e ve diğer arkadaşlarıma teşekkür ediyorum

 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da, şu görüşleri dile getirdi:

"Pavey’in gündem dışı konuşmasına karşı görüşlerimizi aktaracağız. TBMM Genel kurulunu çok anlamlı bir hale getiren dikkatleri buraya toplayan herkesle birlikte heyecanla beklenen bir konu var. Vekil arkadaşlarımız başörtüsüyle Genel Kurul'a geldiler. Her şeyin bir ilki var. Olumsuz çok büyük bir tepki var. Partilerden de olumlu olumsuz tepkiler var. Burada ne söylenecek, ne kavgası çıkacak diye bekleyenler var. Siz bunları boşa çıkardınız. Çok güzel bir konuşma yapan Şafak Pavey’e  ve diğer arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Saygıyla konuşmak, beklediğimi budur. Beğendiğimiz sözler olur eleştiririz, beğeniriz alkışları ama böyle bir olgunluk gösterilmesini gururla karşıladım. Aynı olgunlukta olmaya gayret edeceğim ve havayı bozmamaya çalışacağım."

"İnce’nin sözlerine ve partimizi suçlamasına razı değilim. Hepsini kendisine iade ediyorum. Pavey’in de sözlerinin bazı kısımlarına katılmadığımızı belirtmek istiyoruz. Merve Kavakçı şurada oturuyordu. O gün çok üzücü tartışmalar oldu. 14 yıl önce Ecevit, Demirel’in yaptığı konuşmaları unutmak istiyorum. Kabul edilemeyecek sözlerdi. Kavakçı yemin edecekti ant içmek mümkün olmadı. Bugün geldiğimiz noktaya bakarak bunun tekrarlanmaması çok önemlidir. Bunu biliyorum. O olayın siyasi etkileri olmuştur. O gün “dışarı dışarı” diyenlerin hepsi şimdi dışarda kaldı. Bu mesele üniversitelerdeki kılık kıyafetle başladı. Öğrencilerimiz arasında bir sorun yok, buna hiçbir siyasi partinin de tepkisi yok. Meclis başkanlığımda yaşadığım olaylar, kızımdan dolayı zan altında bırakılan bir insan olarak yüzlerce defa konuştum. Bu böyle bir aile içerisinde yetiştik, niçin böyle bir ayrımcılık var hep bunları düşündük. İsyan etmedik, dağa çıkmayı aklımızdan geçirmedik. Sabır çok gerekliymiş, 14 yıl sonra bazı şeyler gerçekleşiyor. Dağa çıkmadan gerçekleşiyor."

"Sayın Buldan ve diğer arkadaşlarım doyurucu konuşmalar yaptı.Hepsiyle ilgili bir araya gelip çözüm bulabileceğimizi umuyorum. Ben kayıtlara geçen her sözümün arkasındayım. 2005 tarihli bazı haberler yayınladı. Hepsini çıkardım. İnce’nin bana atfettiği sözlerin hiçbir yok. Ben 2005’te Leyla Şahin hakkındaki kararı değerlendirmişim. Altında İnce’nin bahsettiği cümlelere benzer sözler var. Ben bunları hep söyledim.Laiklik uygulamaları her yerde farklıdır. Arkadaşlarımız kopyaları kendisine iletecek. Meclis Başkanlığım dönemimde her gün soru önergesi veriliyordu. Kendi kıyafetleriyle buraya gelecekler diyordum. Bugün bu işe karşı çıkanların 2,5 sene sonra burada olacaklarını sanmıyorum, bizler de olmayacağız belki. Hukuk devletiyiz. Kadınların kılık kıyafetini düzenleyen hiçbir kanun yoktur."


Siyasi simgedir


"Kadınlarımızı başı açık yada kapalı şekilde kategorize etmek ahlaksızlığın daniskasıdır. Şafak Pavey ile ilgili konu. Burada kadının erkeğin nasıl giyineceği açık. Burada 56. Madde çok gülünç yazılmış. Şimdi Sayın Meral Akşener’in ayırmadığı için başkanlık kürsüsünde başkan, beyaz gömlek üzerine beyaz kelebek.Bu kadar rüküş bir kıyafeti sayın Akşener’e giydirecek halimiz yoktu. İçtüzük değişmedi. Fiili olarak kendileri seçtiler belirlediler. Memurlar için pantolon giyme özgürlüğü geldiyse milletvekilleri içinde olmalı. Kadınlar için pantolon elbette güzel kıyafettir. Bir düzenlemeyi de rahatlıkla yapalım."

 

'Sayın Arınç’ın anlattıklarının ezici bir çoğunluğuna karşı değiliz'

 

Arınç’ın ardından yeniden söz alan CHP’li Muharrem İnce söz aldı:

“Sayın Arınç’ın anlattıklarının ezici bir çoğunluğuna karşı değiliz. Bizim anlatmak istediğimiz, biz istismarını yapmayın istiyoruz. Laik bir ülkenin kanun koyucusu dini amaçlarla kural koyamaz diyen siz misiniz değil misiniz. İki, yine Kuran’ı İncil’i Tevrat’ı esas olarak düzenleme yapamaz” dediniz. Bizim sorunumuz istismar. Hadi kız okuyamadı, oğlanın da mı türbanı vardı. Oğlan niye okuyamadı. Camide içki içildi, hani video kaydı. Hani Beşiktaş meydanında başörtülü bacımıza 70-80 kişi saldırmıştı.  Gelin bize gösterin biz de konuşmayalım. İstismar etmenize karşıyız biz” şeklinde konuştu."

 

Oktay Vural: Pantolon ile ilgili mutabakat var

 

Sayın Arınç pantolon ile ilgili gruplar bir araya gelsinler dedi. Bu konuda bir mutabakat var. Bu konuda sayın Şafak Pavey’in de mağduriyetine yol açan konuyu MHP olarak bütün grup başkanvekillerine sesleniyorum. Gelin bunu Salı günü bu pantolon konusunu da çözelim.

 

Canikli: Kız çouklarımız katsayı nedeniyle okuyamadı

 

İnce’nin konuşmalarına cevap vermek için AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli söz aldı:

 “Sayın Başbakanımız ifade ettiği gibi, kapalı olarak kız çocuklarımız üniversitelerde okutulmadığı için, sadece Başbakanımızın çocukları değil diğer çocuklarımız da başka ülkelerde okumak zorunda kaldılar. Bu uygulamaya da son verilmiştir. Gelelim, bunu yaparken Başbakanımız erkek çocuklarını neden yurtdışına gönderdi suçlamasıyla yüzyüze geldi. Aynı sorun İmam Hatip mezunları için de onların üniversiteye girmesine yönelik bir katsayı engellemesi vardı. 2011’de o garabet ortadan kaldırılmadan önce bir imam hatip mezunu kardeşimiz Türkiye 1.si olsa dahi üniversitede okuyamıyordu. Önleri böyle kesilmişti. O nedenle Sayın İnce, kardeşlerimiz katsayı zulmü nedeniyle giremiyordu. Bilmeyebilirsiniz. Başından beri istismar ediyorsak hep birlikte kaldıralım. Gelin yasakları kaldıralım, istismar olayı da gündemden düşsün.