Gündem

"Meclis Başkanlığı'na İsmail Kahraman'ın seçilmesi tesadüf değil; rejim değişikliği sürecindeyiz"

"Laiklik, aynı zamanda bir insan hakları meselesi"

31 Mart 2018 12:41

Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu, Türkiye'nin bir rejim değişikliği sürecinin göbeğinde olduğunu iddia ederek, "Bu süreç sırasında Meclis Başkanlığı’na İsmail Kahraman’ın seçilmesi tesadüf değil" dedi.

Mumcu, Kahraman için "Öğrenciliğinde Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) başkanlığını yapmış, 12 Eylül’ün sunduğu uygun ortamda kurduğu Birlik Vakfı’nın hazırladığı taslakta anayasadan laikliğin çıkarılması gerektiğini yazmış. Kendisi de bunu Meclis başkanlığı döneminde dillendirmiş" diye yazdı.

Mumcu, "Rejim değişiyor" başlığıyla yayımlanan yazısısa şöyle devam etti:

Meclis’te Çanakkale Savaşı anmaları kapsamında düzenlenen tiyatro gösterisinde, Meclis Başkanı’nın talebiyle kadın oyuncuların sahneye çıkması engellenmiş. Bir annenin oğluyla sarılarak vedalaşması sakıncalı bulunmuş, kadın oyuncular sahne yerine yanlarda merdivenlere dizilmiş, Atatürkportreleri de kaldırılmış. Son dakika müdahalesiyle 12 dakikalık temsil 4 dakikaya düşmüş. 
Kahraman’ın oyundan önce “Bayan oyuncular çıkmıyor değil mi, aferin” dediği öne sürülüyor. 
Oyuncuların ifadeleri ve Meclis Başkanlığı’nın olayı yalanlamamasına bakılırsa, asparagas olmasını umduğumuz bu haber gerçek.
Daha önce de bu köşe dahil birçok yerde yazılıp çizildi. Bir rejim değişikliği sürecinin göbeğindeyiz. Bu süreç sırasında Meclis Başkanlığı’na İsmail Kahraman’ın seçilmesi tesadüf değil. 
Öğrenciliğinde Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) başkanlığını yapmış, 12 Eylül’ün sunduğu uygun ortamda kurduğu Birlik Vakfı’nın hazırladığı taslakta anayasadan laikliğin çıkarılması gerektiğini yazmış. Kendisi de bunu Meclis başkanlığı döneminde dillendirmiş. 
100 yıllık parantez olarak değerlendirdikleri bir dönemde, parantezi kapatmak için ilk gençliğinden beri sabırla çalışan biri. 
1969 senesinde ABD’nin 6. Filo’sunun İstanbul’a demir atmasını protesto eden öğrencilerin üzerine saldırıldığı, iki kişinin öldürüldüğü Kanlı Pazar’da karşı gösterileri örgütleyenlerden. 
Amerikan firkateynlerinin miçoluğunu İslam ve milliyetçilik diye yutturmaya alışmış, Tan Matbaası’nın basılıp yakılıp yıkılmasına alkış tutmuş biri. Şu sözler ona ait: “MTTB daima örnek olmuştur. Komünistlerin en azgın bir devrinde Türk gençliği harekete geçmiş, basını, sokakları, bir nevi işgal altında tutan köstebekleri sahnelerden kovmuş, rotatifini başına geçirmiş, sokaktan yuvasına itmiş ve tarihi Tan hadisesini yapmış, komünistliğin mümessilliğihaline gelen Tan Matbaası’nı uşakları ile birlikte yerle bir etmiştir.” 
Karşımızda siyasi hedeflerine ulaşmak için şiddeti övmüş ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan bir eylemi “Artık nush ve nasihat devresini tamamlayan Türk milliyetçiliği önümüzdeki günlerde yeni Tan’lar, yeni hareketlergösterecek, Türkiye’nin sahibinin milliyetçiler olduğunu ispat edecektir” sözleriyle çağırmış biri var. 
Anayasadan laiklik ilkesinin çıkarılmasını neden istediği de ortada değil mi? Şimdilik ancak şahsi otoritesiyle kadın oyunculara sahne yasağı getirebiliyor. Laiklik anayasadan çıkarılınca Kahraman’ın zihniyeti kadınları sosyal hayattan uzaklaştıracak düzenlemeleri hayata geçirmek istemeyecek mi? 
Laiklik, aynı zamanda bir insan hakları meselesi. Kahraman gibilerinin kadına karşı ayrımcılığı hukuk düzeninin bir parçası haline getirmesinin önündeki anayasal bir engel. 
Hele şu cumhurbaşkanlığı seçimi de bir gerçekleşsin. Sayın Erdoğan’ın şimdilik desteğine muhtaç olduğu kesimlere ihtiyacı kalmasın. O vakit İsmail Kahraman’ın gençliğinden beri kurduğu hayale kavuşması işten değil. 
1986 senesinde çocuk yaşta Çanakkale’de, sonrasında Kurtuluş Savaşı’nda yer alan Nezahat Onbaşı’ya Meclis başkanı şükran belgesi sunmuştu. Bugün birisi kendisini oynamak istese bugünkü Meclis başkanını aşıp sahneye çıkamayacak.
Eh, rejim değişiyor. O kadar olacak.