Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) dershanelerin kapatılması konusunda dershane sahiplerini ikna etmek amacıyla Ankara'da düzenlediği çalıştayda dershaneciler dağıtılan anketleri yırttı, salonu terk etti.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, ‘Özel Dershaneler ve Özel Eğitim Merkezleri İstişare ve Bilgilendirme Toplantısı’ kapsamında Ankara’da İç Anadolu Bölgesi dershane temsilcileriyle bir araya geldi. Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’ndaki toplantıya başta Ankara, Eskişehir ve Konya olmak üzere İç Anadolu Bölgesi'nde faaliyet gösteren dershane ve etüt merkezi sahipleri ve öğretmenleri katıldı.
Basını salondan çıkarmaya çalıştılar
Program, Müşteşar Yardımcısı Yusuf Büyük’ün konuşmasıyla başladı. Müsteşar Yardımcısı Büyük, toplantı kapsamında sektör temsilcilerinin görüşlerini almaya geldiklerini, bu kapsamda soru-cevap şeklinde bir uygulama olmayacağını dile getirdi. Büyük’ün, basın mensuplarının dışarı çıkarılacağını dile getirmesi üzerine katılımcılar basının dışarı çıkarılmaması için alkışlarla kararı protesto etti. Bunun üzerine Büyük, basın mensuplarının programı takip edebileceğini dile getirdi. Dershane temsilcilerine söz hakkı verilen programda katılımcılar tek tek sorularını MEB yetkililerine sordu. Sordukları sorulara cevap bekleyen katılımcılara Büyük, “Buraya sizi dinlemeye ve taleplerinizi almaya geldik. Sorularınıza cevap vermeyeceğiz.” diye seslendi.
''Doğu çalışma grubu' olmuşsunuz'
Bir dershanecinin söz alarak, “28 Şubat’ta Batı Çalışma Grubu ile cemaatin büyümesini engellemek için askerlerin yaptıklarını, şimdi sizin grubunuz doğu çalışma grubu olarak yapıyor. Bunun cezasını yine vatandaş çekecek” demesi dikkati çekti.
Başka bir dershaneci ise “İmam hatip okumuş bir insan olarak söylüyorum: Buradaki insanların tamamına kul hakkı noktasında borcunuz var. 8 yıl bu ülkeye hizmet verdikten sonra alnımın akıyla istifa ettim, dershanecilik yapmaya başladım. Ama gelinen noktada kesinlikle size hakkımı helal etmiyorum. Yazıklar olsun. Yanlış yapıyorsunuz; yolunuz yol değil. Tarihe kara bir leke olarak geçeceksiniz” sözlerini sarf etti.
'Taslak hazır, karar verilmiş; biz niye buradayız?'
Bir katılımcının, “Arkadaşlar son dakika haberlerinde Bakan Nabi Avcı taslağın hazır olduğunu ve pazartesi günü Bakanlar Kurulu'na sunacağını açıklamış. Bizim burada ne işimiz var, hadi çıkıyoruz.” demesi üzerine katılımcıların büyük çoğunluğu salonu terk etti.
Bu kez ağaca karşı konuştular
Dün İstanbul'daki toplantıda, salondan çıkan dershaneciler, MEB yetkililerinin kendilerini dinlemek istemediklerini söyleyerek, duvara karşı konuşmuşlardı. Bugün de Özdebir Ankara Temsilcisi Abdullah Yüksel, ağaca dönerek açıklama yaptı. Yüksel, “Bizlere karşı bir dayatma yapılmaktadır. Dershanelerin kapatılmasını, dönüştürülmesini ya da kamulaştırılmasını istemiyoruz” dedi.
'Biz terörist yetiştirmiyoruz'
TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi ve AKP Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay'ın, "Nasıl ki devlet içinde KCK bir paralel yapılanmadır. Dershaneler de öyle oldu. Bir tür paralel yapılanma hâline geldi" sözlerini eleştiren Yüksel, "Biz terörist değiliz, terörist yetiştirmiyoruz, insan yetiştiriyoruz, eğitim yapıyoruz. Biz KCK örgütü de değiliz. Bu açıklamayı yapan vekilimizi tüm halkımız adına kınıyoruz, kendisini istifaya, sonra da özre davet ediyoruz. Haklı davamızı ve uğrayacağımız haksızlığı Samsun’dan, Antalya’dan, İzmir’den seslendirdik. Hükümet yetkilileri bizi dinlemediler, dün İstanbul’da duvara seslendik yine duymadılar. Bugün sizlerin aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinden Ankara’dan ağaca seslenmek istiyoruz, çünkü ağaç meyve de verir, ağaçtan odun da olur" diye konuştu.
Yüksel, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: "Ne yazık ki içeride kendimiz çalıp kendimiz oynamaya başladık. Biz sizlerin aracılığı ile bütün taleplerimizi iletebilirdik. Talep alacaklarmış ve değerlendireceklermiş. Zaten Başbakanımız 'Ben bu dershaneleri kapatacağım ve bu yasayı geçireceğim' derken bu kararlar önceden alınmışken, siz bize ne anlatıyorsunuz Sayın Müsteşar. Biz bunlara kanmayacağız."
'Kapı kapı dolaşıp bu zulmü anlatırız'
"Bizler sizlere güvenerek bu kurumları açtık. Yaptığınız yasalara inanarak yaptık, milletimize eğitim hizmeti veriyoruz. Suçumuz ne bilmiyoruz. Özel teşebbüs hakkımızı neden elimizden almak istiyorsunuz? Tırnaklarımızla kurduğumuz bu kurumları neden kapatmak dönüştürmek ya da kamulaştırmak istiyorsunuz? Ortalama 400 bin insana iş ve aş sağlayan dershanelerin halkımıza zararı nedir bilmek istiyoruz. Tüm vekillerimiz bilmelidir ki bize sahip çıkmadığınız takdirde bu zulmü bütün öğrenci ve velilerimize gerekirse kapı kapı dolaşarak anlatacağız."