İstanbul, 30 Nisan (DHA) - Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) son toplantı özetinde, güçlü talep koşulları ve emtia fiyatlarındaki yükselişin enflasyonu hızlandırarak, başta ABD ve Euro Bölgesi olmak üzere büyük merkez bankalarını daha hızlı bir sıkılaşmaya itebileceği vurgulandı.
Merkez Bankası’nın 25 Nisan’da gerçekleşen PPK toplantısına ilişkin notlarda “Para Politikası ve Riskler” başlığı altında şu değerlendirme ve öngörüler paylaşıldı:
“Küresel enflasyonda yukarı yönlü belirgin sürprizler olmaması durumunda, gelişmiş ekonomilerde para politikasında normalleşme adımlarının beklentiler dâhilinde seyretmeye devam edeceği ve finansal piyasalar üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı düşünülmektedir.
“Ancak, gelişmiş ülkelerde güçlü talep koşulları ve emtia fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak enflasyonun hızlanma ihtimali, bu ülkelerde öngörülenden hızlı bir sıkılaşma sürecini tetikleyebilecektir.
“Böyle bir durumda, Şubat ayı başında da gözlendiği üzere, küresel finansal piyasalarda dalgalanmalar oluşabilecek, gelişmekte olan ülkelerde ise döviz kurlarında oynaklık artışı ve portföy akımlarında zayıflama görülebilecektir.
“Birinci çeyrekte küresel büyümenin önceki çeyreğe kıyasla hızlanmış olduğu tahmin edilirken, 2018 yılı geneline ilişkin tahminler de yukarı yönlü güncellenmektedir.
Küresel büyümeye en büyük risk jeopolitik gelişmeler ve arttan korumacılık
“Önümüzdeki dönemde küresel büyüme görünümü üzerinde aşağı yönlü risklerin daha belirgin olduğu değerlendirilmektedir.
“Küresel büyüme görünümünü aşağı çekebilecek başlıca risk unsurları, jeopolitik gelişmeler ve dış ticarette artan korumacılık söylemleridir.
“ABD’de yasalaşan vergi reformunun ABD ve dış ticaret ortaklarının büyümelerini olumlu etkileme potansiyeli ise küresel büyümeye dair yukarı yönlü temel risk olarak görülmektedir.
“Mart ayında ABD’nin demir çelik ve alüminyum ithalatına ek gümrük tarifesi uygulayacağını açıklaması dış ticarette korumacılığın küresel ölçekte artabileceğine işaret etmektedir. Söz konusu politikaların küresel büyüme üzerindeki etkileri, taraf olan diğer ülkelerin tepkilerine bağlı olarak değişebilecektir.
“Küresel enflasyona dair riskler değerlendirildiğinde, jeopolitik gelişmeler ile dış ticaret politikalarına dair belirsizliklerin, başta enerji ve metal olmak üzere, emtia fiyatları üzerinde yukarı yönlü risk oluşturabileceği değerlendirilmektedir.
“Ayrıca, gelişmiş ülkelerde düşen işsizlik oranlarına paralel olarak ücretlerin mevcut eğilimlere kıyasla daha hızlı bir şekilde artma olasılığı da enflasyonu artırabilecek en önemli risk unsurudur.
“Emtia fiyatlarının gerileyeceğini esas alıyoruz”
“Önümüzdeki dönemde, küresel büyüme eğilimindeki olumlu görünümün Türkiye’nin dış talebini desteklemeye devam edeceği, portföy akımlarının artmaya başlayacağı ve emtia fiyatlarının vadeli piyasalarda ima edildiği şekilde gerileyeceği bir görünüm esas alınmaktadır.
“Küresel büyümenin zayıfladığı ve emtia fiyatlarının yükseldiği bir senaryoda Türkiye ekonomisi maliyet yönlü enflasyon baskıları ve genişleyen cari işlemler açığıyla karşı karşıya kalabilecektir.
“Küresel büyüme zayıflarsa para politikası etkilenir”
“TCMB, böyle bir durumda, zayıflayacak olan talep koşularının enflasyon üzerindeki düşürücü etkileriyle maliyet yönlü baskıların enflasyon üzerindeki ikincil etkilerini birlikte değerlendirerek para politikası tepkisini şekillendirecektir.
“Böyle bir senaryoya, portföy çıkışlarının da eşlik ettiği bir durumda, döviz kurlarındaki artışın tüketici fiyatlarına ne ölçüde yansıyacağı ve genel olarak finansal istikrar üzerinde yaratabileceği etki de para politikası tepkisi üzerinde belirleyici olacaktır.
“Şubat ayında küresel finansal piyasalarda meydana gelen dalgalanmanın, jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle, yurt içi finansal koşullara yansımaları olmuştur. Bu doğrultuda, risk priminde bir miktar artış, portföy akımlarında azalış, Türk lirasında değer kaybı ve oynaklık artışı, piyasa ve kredi faizlerinde ise yükseliş meydana gelmiştir.
“Yurt dışı faiz oranlarındaki yükseliş patikasının öngörülerle uyumlu şekilde ilerlemesi durumunda, önümüzdeki dönemde yurt içinde finansal koşulların mevcut görünümünde seyredeceği tahmin edilmektedir.
Verimlilik kazanımları kritik öneme sahip
“Ücret belirleme ve fiyatlama davranışlarından kaynaklanan katılıkların fiyat istikrarı üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlanabilmesi bakımından verimlilik kazanımları kritik öneme sahiptir.