Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin, Siirt'te Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka hitap etti. "Marjinal sol örgütler, anarşistler, teröristler, vandallar işte bu MHP ile CHP ile Pensilvanya ile BDP ile ittifak halinde sokakları karıştırmak istiyorlar" diyen Erdoğan, "Hiç merak etmeyin, asla umutsuz olmayın. Biz bütün bunların hesabını soracağız" şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
'Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerinden biri'
Siirt’teki meydanda okuduğu bir şiirden dolayı Pınarhisar Cezaevine gittiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“O zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydım. Ne yaptım, adam mı öldürdüm? Bir şeyler mi çaldım? Ne yaptım? Ziya Gökalp’in, Milli Eğitim'in kitaplarından, onaylı o şiirini okudum. Neydi o? Biliyor musunuz onu? 'Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker.' Bunu söyledim diye, Pınarhisar’a gittim. Kardeşlerim, bu devir kapandı. Şimdi yeni bir dönem başladı. Evet şimdi, ‘imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür’ anlayışıyla yürüyoruz. Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerinden birine giriyoruz. Sadece belediye başkanlarının oylanacağı değil, artık partinin oylanacağı bir seçime giriyoruz. Türkiye’nin istikametinin şekilleneceği seçime giriyoruz. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında tercihin yapılacağı bir seçime giriyoruz.”
'BDP, belediyecilik yapmaz, eser üretmez'
“Kardeşlerim eski Siirt’i de çok iyi biliyorsunuz. 10 yıl öncesinde Siirt’te ne vardı? Bakınız geçen belediye seçiminde burayı farklı bir partiye verdiniz. Allah aşkına şurada BDP, belediye başkanlığını almasından sonra taş üstüne taş kondu mu” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bizim dönemimizde ne yaptıysak o. Ondan sonra taş üstüne taş konmadı. Burası maalesef sadece bizim yaptıklarımızla kaldı. Niye? BDP belediyecilik yapmaz. BDP eser üretmez. BDP’de gerilim var, ideoloji siyaseti var. Biz istiyoruz ki, Siirt’e eser lazım, eser. İşte biraz sonra o eserlere geleceğim. Kardeşlerim, eski Türkiye’de ne vardı? Yasaklar vardı, yoksulluk vardı, yolsuzluk vardı. Eski Türkiye’de ret vardı, inkar vardı, asimilasyon vardı, eski Türkiye’de türkülere yasak vardı. Eski Türkiye’de kitaplara yasak vardı, eski Türkiye’de annenin evladıyla ana dilinde konuşmasına yasak vardı. Bunları kim serbest etti, biz ettik ya. Eski Türkiye’de olağanüstü hal vardı. Bunları kim kaldırdı ya? Biz kaldırdık. Yol kontrolleri vardı, girilmesi yasaklı bölgeler vardı. Bunları kim kaldırdı ya?"
'Artık silahlar değil siyaset var'
"Eski Türkiye’de kan vardı, gözyaşı vardı, acı vardı. Eski Türkiye’de Siirt’in sesinin ulaşmadığı duvarlar vardı, işte biz o eski Türkiye dönemini kapattık" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle dedi:
"Siz bunları istemiyor muydunuz? Sizin bu istediklerinizi, biz Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile yerine getirmedik mi? Şimdi yeni Türkiye var. Yeni Türkiye, milletiyle bir, beraber, milletiyle kucaklaşan bir Türkiye. Türkülerin, şarkıların özgürce söylendiği bir Türkiye, kitapların özgürce basıldığı bir Türkiye var. Herkesin ana dilinde konuşabildiği bir Türkiye var. Yeni Türkiye isteyene, istediği dili öğrenebildiği, kursların açıldığı, üniversitelerde bölümlerin açıldığı, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin mümkün olduğu ortam var, kardeşlik var. Artık silahlar değil siyaset var. Yeni Türkiye’de dağa çıkan değil, kendi şehrinde üniversiteye gidebilen gençler var. Yeni Türkiye’de ağlayan değil, eşiyle çocuklarıyla bir sofranın etrafında huzurla oturan anneler var. Kardeşlerim çok çalıştık, çok mücadele ettik, bugünlere ulaştık. Çok badireler atlattık, çok tuzaklardan geçtik ama bugünlere geldik. Hayalleri hedeflere ve bu hedeflere ulaşırken gerçeği yakaladık."
'Göreceğimiz çok güzel günler var'
Başbakan Erdoğan, son bir yıldır ne Siirt ne de bir başka ilde terör nedeniyle yeni acılar yaşanmadığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Geçen Nevruz’u muhabbetle kutladık, inşallah 9 gün sonra Nevruz’u yine muhabbetle kutluyoruz. Artık kepenkler kapanmıyor, sokaklarda silahlar konuşmuyor. Artık şehit haberi, acı haberler gelmiyor. Bunu sizin desteğinizle başardık, hayır dualarınızla bugünlere ulaştık. Siz hükümetinize, demokrasiye, milli iradeye sahip çıktınız, kardeşliğimizi bugünlere taşıdık. İnşallah daha göreceğimiz çok güzel günler var. 77 milyonun kardeşliğini daha da güçlendireceğiz. Huzuru, barışı, istikrarı kardeşliği, daha ileri seviyelere taşıyacağız. Artık enerjimizi kavgalara değil barışa, çözüme, kalkınmaya daha fazla yoğunlaştıracağız. Çözüm sürecini siz istediniz. Bir yıl boyunca bu sürece siz sahip çıktınız. Şimdi de bu süreci korumanızı sizlerden rica ediyorum. Çözüm sürecine sıkı sıkı sahip çıkmanızı rica ediyorum. Bu sürece hem destek olmanızı hem de bu süreç için dualar etmenizi istiyorum.”
'Demokrasinin yolu sandık'
"Önce Gezi eylemleri dediler, huzur ve istikrarı bozmak istediler. Şimdi de 17 Aralık, 25 Aralık darbe girişimi ile yeni Türkiye'ye sabotaj düzenlemek istediler. Şunu bilmenizi istiyorum, Gezi eylemlerinde ağaç bahaneydi, çevre bahaneydi, gerisi çok şahaneydi. Ne oldu? Güzel neticeler mi alındı? Yaktılar, yıktılar, molotoflarla... Molotoflarla demokrasi gelir mi? Vatandaşların camını, çerçevesini yakıp yıkmakla demokrasi gelir mi? Demokrasinin yolu sandık"
"Marjinal sol örgütler, anarşistler, teröristler, vandallar işte bu MHP ile CHP ile Pensilvanya ile BDP ile ittifak halinde sokakları karıştırmak istiyorlar. Hiç merak etmeyin, asla umutsuz olmayın. Biz bütün bunların hesabını soracağız"
Kılıçdaroğlu'na tepki
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik "İsviçre bankalarından hesapları var" iddialarına tepki gösteren Erdoğan, "Senin cibiliyetin düzgünse, bu hesaplarda hangi bankadaysa, vicdanın varsa, bu hesapları bul, çıkart. Ben de bu hesaplarda çıkan parayı varsa; sen çok fakirsin ya, sana vereceğim. Yalanın kuyruklusunu biliyorduk ama bu kadarını bilmiyorduk ya. Adamın bütün hayatı iftira üzerine kurulu. Çünkü fetvayı veren hocaları da var artık. Fetvayı da Pensilvanya'dan alıyorlar. Ondan sonrada 'iftira at tutmazsa da iz bırakır' diyorlar. Bu hangi bankadaysa çıkart. Madem sana 13 bankada hesabım olduğunu söylediler, çıkart. Ondan sonrada senle o parayı tahsil edelim sana vereyim onu. İnsaf ya, insaf. Yalan olur da bu kadar olmaz" dedi.