Spor

"Maradona da olsa Beşiktaş yenerdi"

Spor yazarları, Beşiktaş'ın 3-2'lik Napoli zaferini yorumladı

20 Ekim 2016 12:19

Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi B Grubu'nda Napoli'yi 3-2 yendiği maçı değerlendiren Hürriyet gazetesi yazarı Kenan Başaran, "Maradona da olsa Beşiktaş yenerdi" ifadelerini kullandı.

İşte spor yazarlarının değerlendirmeleri:

Erman Toroğlu - Bunun adı isyan

Bizim takımlarımız özellikle Avrupa'da kaybedilen maçlardan sonra hep "Ondan yandık, bundan yandık" derler, hatayı hep başka yerlerde ararlar.
Ama dün gece Beşiktaş, İtalya'nın son yıllardaki en formda takımlarının başında gelen Napoli karşısında bir kişilik kavgası verdi...
Dün böyle bir mücadele izledik.. 

Bakınız! Hakemler karar verirler. Öyle veya böyle...
Dün akşamki Napoli maçında da hakem çıktı ve bazı kararlar verdi.
Tabi bunlar arasında en çok tartışılan, tepki çekenler de Beşiktaş aleyhine verilen kararlar oldu.
Rus hakem iki kez penaltı düdüğünü çaldı. İkisinde de hatalıydı. Özellikle ikincisinin penaltıyla hiç alakası yok.
Ama ben burada penaltı kararlarından çok Beşiktaşlı futbolcuların hâl ve tavırlarına takıldım.
Özellikle ikinci penaltı pozisyonunun içindeki Caner dahil...
Bakınız, "Özellikle Caner dahil" diyorum!.

Ahmet Çakar - Üç puandan çok daha fazlası

Kim ne derse desin, Beşiktaş dün gece hem kendi tarihinde hem de Türk futbol tarihinde önemli yer tutacak bir galibiyete imza attı. Kolay değil! Napoli, İtalyan futbolunun an itibariyle en iyi takımlarından biri. Üstelik geçen maçta Benfica'yı paramparça etmişlerdi ama dün gece Beşiktaş, kendisini gruptan çıkarmaya çok ama çok yardımcı olacak bir galibiyet aldı. Hakeme kimse kızmasın... Bence Rus hakem çok iyi maç yönetti. Beşiktaş aleyhine verdiği iki penaltıda da haklı. İlkinde Fabri'nin kontrolsüz hamlesi, ikincisinde de Caner'in rakibin boynuna gereksiz bir sarılması vardı. Ayrıca yüzde yüz emin olmasam da Beşiktaş'ın attığı son golde Aboubakar, orta yapıldığında ofsayttaydı.

Kenan Başaran - Maradona da olsa Beşiktaş yenerdi

Güneş, "Tedbirli olacağız" demişti. Güneş’in sözlüğünde ‘tedbir’in karşılığı Necip’li ilk 11’miş. İnler gibi Talisca’nın yedekliği de sürprizdi. Açık konuşalım: Diken üstünde başladık maçı izlemeye.

 Sarri de dediği gibi, ‘Roma hezimeti’ni yaşatan kadroyu değiştirmişti. Onun esas sürpriziyse, Gabbiadini’yi yanında tutup kanatçı Mertens’i en uca koymasıydı. Sahte 9 numarası! Ve bu numara da tuttu da. Tedbire rağmen Napoli, Beşiktaş’ın ‘önce durdur’ taktiğini aslında boşa çıkardı.
 
Zira ilk 45 bittiğinde birisi hariç, tüm istatistiklerde Napoli, üstündü. Beşiktaş, sadece 79 başarılı pas ve 12 korner karşılamış olarak soyunma odasına girdi. Ama gol istatistiğinde Beşiktaş 2-1 üstündü! Orta alanda olmasa da hücumda Güneş’in planları tuttu: Beşiktaş 4 ciddi ataktan 2 gol çıkardı. Adriano golünde Tolgay’ın Quaresma’ya attığı top bir basketbol pasıydı. O pozisyonu izlerken Tolgay’ın yüzüne lütfen bakın. Bana Magic Johnson’u hatırlattı.
 
Koulibaly’nin Roma’ya ikramının benzerini Jorginho yaptı ve Aboubakar da nihayet ‘sahte’ değil, ‘hakiki 9’ olduğunu gösterdi.
 
Güneş, 2-1 üstün olsa da sıkıntıyı tespit etti ve Beşiktaş, 2. yarı daha çok pas yapmaya başladı. Napoli ise, 2 penaltı dışında ciddi pozisyona giremedi. Beşiktaş hükmederken skor 2-2 oldu. Berabere dahi bitseydi Benfica ve Kiev’den sonra Beşiktaş için yine “Yazık oldu” diyecektik. Hele ki bir İtalyan deplasmanında 3 kez öne geçtiği bir maçta puan kaybetseydi Beşiktaş’a “Yazık kere yazık” olurdu. Ama öyle olmadı. Beşiktaş dün akıl ve inancı birleştirmişti. Hani Maradona da olsa Napoli’yi yenerdi! Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde 3 maç sonunda yoluna yenilgisiz devam ediyor. Avrupa yolculuğu her şekilde bu sezon uzun sürecek gibi. Ez cümle sonuç: Muazzam...

Metin Tekin - Şampiyonlar Ligi takımı olmak...

Önemli değil, çok çok önemli bir galibiyetle 3 puanla dönüyor Beşiktaş... Oyunun galibi Napoli'ydi ama sonuçta istediğini alan Beşiktaş'tı ilk yarıda. Bu seviye maçlarda tabii ki deplasmanda oynarken baskı yiyeceksiniz ama oradan skoru bulup çıkmak önemliydi. Belki şanlı bir Beşiktaş'tan da söz edebiliriz deplasmanda ama eğer Şampiyonlar Ligi'nde deplasman galibiyeti çıkarmak istiyorsanız buna da ihtiyacınız var. Belki etkili oynamadı ama doğru ve gerçekçi oynadığını kesinlikle söyleyebiliriz.

İkinci devreye geldiğimizde ise oyunu dengeleyen ve zaman zaman oyunu ele alan bir Beşiktaş izledik.

Bir deplasmanda kapanıp bir golle dönmek başka bir şeydir ama hep beraberliğe yakalanıp Napoli gibi bir takıma 3 gol atarak kazanmak başka bir oyun gücünü anlatır. Yani bu sonuç Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir takım olduğunun göstergesidir. 

Cem Dizdar - Pas trafiğini engelleyince

“Futbolda farkı ayrıntılar belirler” denir... İlk golde Beck’in hücuma dahli gibi 85’te Gökhan İnler’in Quaresma’ya attığı uzun mesafeli ters topun akabinde gelişenler maçı Beşiktaş’a getirdi.
Bu fevkalade maçta başta Marcelo takipçileri Fabri, Atiba, Necip ve Beck Beşiktaş’ı bu zorlu deplasmanda diri tutan isimlerdi. Bu ekibe katılan diğerleri çok önemli eksikleri olsa da Napoli gibi bir takımı tıpkı ‘yüzdeli oynayan’ Roma gibi durdurup, onlar gibi üç de gol atmayı başardılar. Böylece İnönü’de Kiev’e karşı kaybettikleri avantajı daha güçlü biçimde ele geçirdiler.