Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında rüşvet iddiasında bulunan eski CHP milletvekili Sinan Aygün, konuya ilişkin olarak açıklamalarda bulunmak üzere kameraların karşısına geçti. İkiz kule inşaatında iddia edilen 95 bin metrekare alanın yanlış hesaplandığını, Yavaş'ın bu alan içerisine 'satışı yapılıp para etmeyecek kazan dairesi, otopark, kazan dairesi' gibi alanların da hesapladığını söyleyen Aygün, "Benim inşaatımda satılabilir alan 26 bin metrekare para eden alan. Kotun altında satılabilir alanım 3 bin 500 metrekaredir. Kazan dairesi mi satacağım ben!" dedi.
Yavaş'ın, CHP'li meclis üyelerinin '25 milyon lira isteme' konusunun okulla ilgili olduğu yönündeki açıklamasına karşılık olarak da açıklamalarda bulunan Aygün, "A bre cahil adam ya. 25 milyon okulun bedelini sen nereden buldun ya! Bu okulun maliyeti 6,5-7 milyondur. Okulun ruhsatında da 7 milyon 888 bin 04 milyon lira. 25 milyon nereden çıktı? Eğer sen belediyenin işlerini de 25 milyona veriyorsan vay halimize" diye konuştu.
Öte yandan Yavaş'ın, "FETÖ'den dolayı gözaltına alınması gerekenleri görüyorsunuz" ifadelerine de yanıt veren Aygün, şunları kaydetti:
"Ben FETÖ’cü olsam, benim başıma bunlar gelir miydi? FETÖ’cü savcılar beni şikâyet etmişler. 'Parayı FETÖ'cülere verdi, yurt dışına kaçtı' diyor. Hayatımın hiçbir devresinde yurt dışına bir lira para yollamadım. Yurt dışında gayrimenkul almadım. Acaba Londra'da kimin evi var, kimlerin ne şirketleri var? Bir de bunun araştırın bakalım. FETÖ'cülükle suçlanacak en son insan benim."
Aygün'ün açıklamaları sırasında Yavaş'ın Aygün hakkında "Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Kanuna Muhalefet ve Terör Örgütüne Yardım Etmek" iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu bilgisi geldi. Dilekçede Aygün hakkında kamu davası açılması talep edilerek, "Soruşturma sonucunun etkilenmemesi üzere Aygün'ün terörizm finansmanında kullandığı değerlendirilen mal varlığı üzerinde tedbir alınmasını da talep ediyoruz" denildi.
TIKLAYIN - Mansur Yavaş'tan Sinan Aygün hakkında suç duyurusu
Eski CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, Eskişehir yolundaki "Togo Kuleleri" olarak adlandırılan inşaatının mühürlenmesinin ardından, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve belediye meclisinden 2 kişinin kendisinden 25 milyon lira rüşvet istediğini iddia etmişti. Bunun üzerine Yavaş, söz konusu iddialara karşılık olarak, "Sinan Aygün'e verilen inşaat izninin değişmesiyle yeni ekler yapmasına, yeni kazanımlar yapmasına olanak sağlanıyor. 30 bin metrekare olması gereken yer 120 bin metrekareye çıkıyor. 95 bin metrekare fazlayı 7 bin ila 10 bin arası çarparsanız kazanılan rant ortaya çıkar" dedi" açılamasında bulunmuştu. |
Aygün, basın toplantısında şu iddiaları gündeme getirdi:
"Şimdi Mansur Yavaş’a bir çağrım var. Lütfen hemen geri kalan 79 dosyayı bir aç bakalım neler var. Bu 30 katrilyonu, benim hesabımı yaptığım gibi 950 milyon ranttan yaptıysan vay bu belediyenin haline. Yazık olur Ankara’ya diye düşünüyorum.
İnsanlar 79 tane hangi projeler mühürlenecek onun peşine düşmüş vaziyette. Üstüne basarak söylüyorum. Benim kayıtlarım mevcuttur, ben MASAK incelemesinden geçmiş bir insanım. Son 20 yılım incelendi.
Ekim ayında 12-13 tane daire sattım, kasım ayında 12-13 tane daire sattım. Faizler indi, vadeler 10 yıl uzadı. Tam inşaat sezonu. Tam piyasalar düzelmişken böyle bir iddianın ortaya atılması, Mimarlar Odası'nın önüne gelene dava açması, kamu kuruluşlarına dava açması, özel sektöre dava açması… Buradan üstüne basarak söylüyorum. Şu anda müşterilerin büyük bir çoğunluğu, inşaat almaya gittiği zaman sorduğu soru şu: “Burada mahkemelik durum var mı, dava var mı?” Sorulan soru bu. Ankara’da Mimarlar Odası'nın açmış olduğu 500’e yakın dava var. Mimarlar Odası'nın niye bazı projelerle uğraşmadığı çok ayrı bir dosya."
Sayın Yavaş bu 79 projeyi açıklamak durumda
"Sayın Yavaş bu 79 projeyi açıklamak durumunda, 79 inşaatı acaba mühürleyecek mi? Acaba yine bir okul pazarlığı var mı, onu da bilmiyorum. Ama benim başıma geldi. Ben hakkımı her zaman aramışımdır. Yapmam gerekeni yaptım ve başvurdum. Televizyonda izledim diyor ki, 'inşaatın yapıldığı arsa 20 bin metrekare' diyor. Cahil adam sen televizyona çıkıyorsun…"
Ankara'daki müteahhitler şu anda zan altında
"Bütün Ankara’daki iş alemi, müteahhitler şu anda zan altında. Şu anda bu arsaların tapuları burada. Arsa 12 bin 82 metredir. Mansur Bey'in dediği gibi 20 bin metrekare arsa değildir. Bunun 2721 metresi şahsıma aittir, arsa da 20 bin metre değildir.
Biz ne yaptık sonra? Arsaları birleştirdik, sanayi arsası gözüküyor ticari kullanım alanına düzenlenmesi lazımdı. Plan değişikliği yaptık ve plan değişikliği yaparken de kentsel altyapı etki değerlendirme raporu hazırladık. Ankara’daki birçok inşaatta bu rapor yoktur. Bunu yaparken de dedik ki, burası fabrika arsası, fabrika olarak emsali 1.5. Bizim hakkımızı verdin. Hakkımız nedir? Ortalaması 2.55. Ben de 2.5 olarak müracaat ettim.
Biz 2.5 istedik belediyeden. O zamanki sağ olsun belediye başkanımız bunu reddetti. Emsali 2.1’e indirdi. Sayın Melih Gökçek bunu vermedi. 'Tamam' dedim, '2.1 yapacağım, bir şey yok' dedim. Ve belediyeye başvurdum. İkinci olarak Mansur Yavaş, ben ona diyorum ki “Benden rüşvet istediler, benden para istediler. İrtikapa girer bu” diye suç duyurusunda bulunuyorum. O da diyor ki “Sinan Aygün FETÖ’cü…” Beni FETÖ’cülükle suçladı. Ve diyor ki “Suç duyurusunda bulunuyorum. Bu arsanın yüzde 50’sine el koysunlar” diyor. Arsanın zaten hepsi benim değil ki. Beni kötüye nasıl bağlamaya çalışıyor."
"Beni FETÖ'cülükle suçladı. Bakın arkada resimler var bu benim cezaevine giriş ve çıkış resmimdir. Altındaki alçak FETÖ mensuplarının benim hakkımdaki iddianamesi. Altındaki de bir ay evvel aldığım beraat kararım. Bana çektiren bir örgüt, camı çerçeveyi kıran bir örgüt, ve ben FETÖ'cüymüşüm."
"Bunlar dediler ki burayı satın al. Sana satalım. Alamam dedim. Dursun bu arsa. Sonra ortaklarım beni mahkemeye verdiler."
"İleride başıma bir takım iddialar atılacak diye ben başıma geleceği tahmin edebildiğim için parayı devlete teslime ettim. Para vakıflar bankasında. Biz bu görevimizi yerine getirdik daha sonra tapuların tamamını aldı. Yavaş'ın iddia edildiği gibi; benim yurt dışında şimdiye kadar 40. yılım, hayatımın hiçbir evresinde yurt dışına bir lira para yollamadım, gayrimenkul almadım. Yurt dışında acaba kimin evi var? Bir de onu araştırın bakalım. Londra'da kimin ne şirketleri var? FETÖ'cülükle suçlanacak son insan benim. Ergenekon hakimleri denen alçaklar yargılanıyorlar biz de olaya müdahil olarak gidiyorum. Peşini bırakmayacağım. 1 Temmuz 2019 tarihinde bana şüpheli Sinan Aygün gel ifadeni ver diye bir yazı geldi. Yapmış olduğuna hakaretlerden dolayı FETÖ'cü savcılar beni savcılığa bildirmişler."
"Davayı 13 Kasım'da kazandık, bitti. Harf sırasına göre iade yapılıyormuş. Mallarımı iade etsinler de onları satayım inşaatımı bitireyim. Başıma bunlar gelirken yine ben FETÖ'cüyüm. Benim 25 bin metrekare inşaat yapmam gerekirken 120 bin inşaat yapmışım, fazladan 95 bin metrekare inşaat yapmışım. Bu adam Ankarayı yönetecek arkadaşlar. Acaba belediyeyi yanlış bir işe mi sokacak. Bu kadar yanlış bir hesap yapılması mümkün değil. 950 milyon lira rant elde ettiğimi iddia etti. Ben hepsini ona veriyorum. Burasını 550 milyona gelsin benden alsın. Çok yardımsever, burası çok güzel yurt olur. Aşağı yukarı 3 bin 4 bin öğrenciyi alır. İyi bir teklif. Bu inşaat 120 bin metrekare. Doğru, eksi 7 kat yerin dibine girdik. Yerin 7 kat altındaki yeri, otopark olan yeri rant olarak söylüyor. 4 kat otopark var burada. Ki kanun diyor ki her daireye en az bir otopark yeri ayır. Ki ben 2-3 ayırdım. Emsal dışı karar alanlar var. Kanun diyor ki; yüksek binalarda belirli bir alan bırakacaksın diye. Bu metrekareye girmeyen yerde, yangın merdivenleri, asansör boşlukları, çöp ayrıştırmalar var, teraslar var, bina veya tesis olarak kazan dairesi var, trafolar var, jenaratörler var, eşanjörü var, sosyal tesisi var. Bu alanlardan oluşuyor 84 bin metrekare. Mansur Yavaş şöyle bir doğru söylüyor, 25 bin metrekare inşaat yapabilirsin, 125 bin metrekare yaptı diyor. Hayır yapılamazdı, 22 bin 560 metrekare inşaat yaptım. Adamın teknik bir bilgisi olmadığı için Sina Aygün jenaratör de satıyor, otopark da satıyor diyor, metrekareyi çıkartıyor.
"Beni denetlesinler raporumu onlar versin. Benim inşaatımda satılabilir alan 26 bin metrekare para eden alan. Kazan dairesi mi satacağım ben!"
"Kot altını kullandı onu yaptı bunu yaptı diyor. Bizim yaptıklarımızın tamamı mevzuata uygundur. Kot altı emsal kullanımı serbesttir. İnşaatta da gezebilirsiniz. Metrelerinizle nereyi ölçmek istiyorsanız ölçebilirsiniz."
"Çok bilgisiz, nasıl belediye yönetecek bu; Ankara'yı çok kötü günler bekleyecek"
"Benim projem ilana açıktır. İnşaat 10. kata geliyor. Yıkacağız diyor. Yahu askıda itiraz esene. 8 Ocak itiraz süresi. 'Kot altında kalan ticaret kullanımı maksimum iki kat olmak kaydıysa emsale dahil değildir.' deniyor. Kod altına da bağımsız bölüm yapılabilir ve satılabilir deniyor. Ankara Büyükşehir Belediye Sitesi'nden aldık biz bu bilgiyi. Televizyona çıkıp kotun altını kullanıyor diyor, ama kendisi bunu yapıyor. Binanın kotunu Eskişehir'den almıştır diyor. Benim kotun altında satılabilir alanım 3 bin 500 metrekaredir. Bana aşağı yoldan girsin diyorlar, Nasıl gireyim oradan! Çok bilgisiz, nasıl belediye yönetecek bu. Ankara'yı çok kötü günler bekleyecek. Mansur Yavaş'a oy veren biri olarak ben bunları bilmiyordum. Size soru şu; Eskişehir yolu üzerinde olan hangi iş yeri, AVM'nin arkadan girişi var?"
"Geldik okul meselesine. Ben Koç kulelerini bitirince, Allah rızası için babamın hayrına bir okul yapmaya niyet ettim. Bitirdiğim tarihte müraacat ettim Valiliğe. Sözleşmem 16 Mart 2017 tarihinde, hayırsever Sinan Aygün diye düzenlenen protokol buradadır. Ben aldım, okula başladım, ruhsatı aldım. Bu arada şu oldu: Sayın Melih Gökçek biz bir kampanya yapıyoruz, bizim vasıtamızla bu okul bağışını yapsan olur mu dedi. 12 Nisan 2017'de ben Büyükşehir Belediyesi'ne başvurdum, bu okulu belediyeye verelim dedim. Vali bey de hiç önemli değil, bu iş senden olacak dedi. Sonra Çankaya Belediyesi'ne başvurduk, ruhsatı aldık. Okulumuzu SSK'ya bildirip, burada işçi çalışıyor dedik. Hiçbir işimi sigortasız yaptırmıyorum, hafriyatı da bitti, 386 bin lira para harcadık. İş güvenliği sözleşmesi yaptık. Kalıpçıyla sözleşme yaptık. Okula başladık. Başına bir mühendis koyduk. Okul devam ederken 17.İdari mahkemesi; 'Bedelsiz 32 derslik okul yapılması, plan değişikliğinin bu şekilde şarta bağlanması hukuka uygunluk bulunmamıştır.' Bu kararı üst mahkeme de iptal ettim dedi, okulu kaldırdılar. Bizim inşaat kaldı mı bu şekilde. Sonra 12.10.2018 tarihinde. Hâlâ bizden okul istemeye geldiğini iddia ediyor. O zaman belediye başkanı Mustafa Tuna bir karar aldı. Mahkemeler bu işleri bozmaya başladılar. Mansur Yavaş diyor ki biz 25 milyon lirayı okul için istedik. A bre cahil adam ya. 25 milyon okulun bedelini sen nereden buldun ya. Eğer sen belediyenin işlerini de 25 milyona veriyorsan vay halimize. Okulun değeri, onu da tam bilemiyor. Efendim bunlar 100 milyonluk rant ediyor 1 milyonluk okul yapıyor diyor programın sonunda. Bizim arkadaşlarımız 25 milyonluk okulun pazarlığını yaptı diyor. Hani bir milyondu? Bu okulun maliyeti 6,5-7 milyondur. Okulun ruhsatında da 7 milyon 888 bin lira. 25 milyon nereden çıktı?"
"Perşembe günü beni belediyeye çağırdılar. Grup odasına girdik 8 tane meclis üyesi, 'abi ne vereceksin.' Sizde hiç mi korku yok. Burası dinleniyordur siz nasıl böyle konuşursunuz. Biz oraya giderken Mansur Yavaş istinafa asla müracaat etmeyecekti diyor. Bu da suç, anlatacağım. Ben bana böyle bir teklifle gelmeyin diye oradan döndüm. Siz ne kadar cesaretli bir adamsınız burada böyle bir konuşma yapılır mı ya dedim çıktım. İmar daire başkanı plan iptal olursa biz belediye olarak çok büyük tazminat öderiz dedi. Doğru. Belediyenin dediğine göre yaptım ben. Üstüne basarak diyorum, bu belediyenin çekeceği var. Mustafa Tuna zamanı mühürleyin deniyor. İmar daire başkanlığı ben buranın ruhsat iptalini talep edemem diyor. Mansur Yavaş döneminde siz bize 28 mayıs tarihinde bir dilekçe verdiniz biz de gereğini yaptık."
"Mimarlar Odası'ndan önce şehir planlama bize dava açıyor. Diyor ki buranın ruhsatını iptal et, mühürle diyor. Şehir Plancılar Odası bunu isteme hakkın yok diyor, reddediyor. Garabete bakın. Burayı mühürleyemezsin diyor. Belediye de aynı yazıyı yazıyor zaten. Akabinde Şehir Plancılar Odası burayı üst mahkemeye götürüyor. İstinaf da diyor ki, böyle bir hakkın yok, mühürleyemezsin diyor. Ama akabinde Mimarlar Odası Ankara Şubesi ruhsatın iptali için dava açıyor. İlk mahkeme olan 12. İdari Mahkemesi'nden Mimarlar Odası dava açabilir diye karar çıkıyor."
Olayın geçmişi ne, şimdiye kadar kim, ne açıklaması yaptı?
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 3 yıl önce Togo ikiz kulelerinin inşasına ilişkin imar planı değişikliğine karşı "kamu yararına aykırı olduğu" gerekçesiyle dava açtı.
İmar planı değişikliği, Melih Gökçek'in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde onaylanmıştı. Gökçek'in 2017'de istifası sonrası göreve gelen Mustafa Tuna döneminde, inşaatın imar değişikliği mahkeme tarafından iptal edildi. Ancak inşaat mühürlenmedi.
Mansur Yavaş, 31 Mart'ta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Belediye söz konusu mahkeme kararına bir üst mahkemede itiraz etmedi, 16 Aralık 2019'da inşaat mühürlendi.
Sinan Aygün'ün iddiası ne?
Sinan Aygün, Mansur Yavaş ve ekibinin, TMMOB lehine çıkan mahkeme kararını bir üst mahkemeye taşımak karşılığında kendisinden 25 milyon TL rüşvet istediğini iddia etti. Aygün, Çarşamba günü Mansur Yavaş ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin üç üyesi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Aygün Cuma günü BEYAZ TV'de katıldığı Dinamit adlı televizyon programında, rüşvet teklifinin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin iki üyesinden geldiğini öne sürdü:
"Kız kardeşimi iki tane meclis üyesi aradı, abinle görüşmek istiyoruz dedi. Ofisime geldiler, 'Abi sen bize bir şey söyle de biz bunu bağlayalım' dediler. 'Neyi bağlayacaksınız, siz ne istiyorsunuz' dedim. '25 Milyon' dediler. Ben de ayağa kalktım, 'Ben hayatımda kimseye haraç vermedim, benden bu parayı isteyemezsiniz' dedim, çıkıp gittiler. 20-25 dakika kaldılar, gittiler. Bunların hepsinin kaydı var."
Aygün daha sonra gazeteci Serdar Arseven'e yaptığı açıklamada, Pazartesi günü bir basın toplantısı düzenleyeceğini ve çok önemli belgelerle önemli açıklamalar yapacağını beliterek, "Mansur Yavaş'ı insan içine çıkamaz duruma getireceğim" dedi.
Mansur Yavaş'ın yanıtı ne oldu?
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise Sinan Aygün'ün iddialarına Cuma akşamı TELE 1 televizyonunda katıldığı ve gazeteci Uğur Dündar'ın moderatörlüğünü yaptığı Demokrasi Arenası adlı programda yanıt verdi.
Mansur Yavaş, "Sinan Aygün'e verilen inşaat izninin değişmesiyle yeni ekler yapmasına, yeni kazanımlar yapmasına olanak sağlanıyor. 30 bin metrekare olması gereken yer 120 bin metrekareye çıkıyor. 95 bin metrekare fazlayı 7 bin ila 10 bin arası çarparsanız kazanılan rant ortaya çıkar" dedi.
Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir konuşmada 'okul ne kadara olur' diyorlar. 1-2 milyon mu diye soruyorlar. Karşıdaki kişi 'Olur mu 25 milyon falandır' diyor. 25 milyon işi oradan çıkıyor. Savcıya verilen dilekçede benden para istediler demiş. Rüşvet dememiş. Okul yap demek para istemek midir? Üstelik beni de görmemiş. Olayla alakam bile yok. Bir kumpasın peşindeler, seçim öncesi yaşadık bunları. Parsel parsel Ankara'yı satanların hepsinden hesap soracağım."
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden, Aygün'ün suç duyurusu sonrası yapılan açıklamada da, "Mahkeme kararının gereğinin Ankara Büyükşehir Belediyesince yerine getirilmesi bir suç olarak gösterilmek istenmektedir" denilmişti.
Açıklamada şu ifadeler de yer almıştı:
"Sinan Aygün, ısrarla irtibata geçmek istediği bazı CHP'li Belediye Meclis üyelerine "Siz bu kararı istinafa götürün, AKP ve MHP Grubunu bana bırakın, ben onları hallederim" ifadelerini birçok şahidin önünde kullanmıştır.
"Mahkeme kararının geçmiş dönemde uygulanmaması nedeniyle yaklaşık 570 milyon TL civarında haksız menfaat elde eden Sinan Aygün'ün, Belediyemizi mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmesi nedeniyle suçlayarak attığı iftiralara karşı yine mahkeme yoluyla cevap verilecektir."
Belediye meclis üyeleri rüşvet iddialarına ne dedi?
Sinan Aygün'ün 'rüşvet istemekle' suçladığı Ankara Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyeler Berkay Gökçınar ve Haydar Demir yazılı açıklama yaparak iddialara yanıt verdi. Meclis üyeleri, "bazı kesimlerce köpürtüldüğü gözlenen bu mesnetsiz açıklama yalan ve iftiradan ibarettir" dedi.
Gökçınar ve Demir, Sinan Aygün'ün kız kardeşi ve başka bir CHP'li belediye meclisi üyesi Sibel Aygün'ün daveti üzerine Togo kulesindeki ofise gittiklerini ve Aygün'ün kendilerine 'FETÖ taktiklerini kullanarak' iftira attığını savundu:
"Sinan Aygün, 'Ben babam adına 32 derslikli okul yaptıracağım. Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne geçmişte söz vermiştim. Büyükşehir'den 7 milyon alacağım var. Bir okul dediğin nedir ki, 2 milyon, 3 milyondur' ifadelerini kullanmış, bu ifadeler üzerine Sayın Berkay Gökçınar '3 milyona okul mu yaptırılır? Bunun ederi 20-25 milyon civarıdır' demiştir."
"Kendisi ısrarla, 'Kaça olur, kaça olur, bir şey söyle' diyerek Berkay Gökçınar'a bu rakamı tekrar ettirmiştir. Bu sohbette tarafımızca bir şahıs ya da Büyükşehir Belediyesi adına kesinlikle bir talepte bulunulmamış, Sinan Aygün'ün sorusu üzerine istinaf konusundan bahsedilmiş ve Büyükşehir Belediye Başkanı'nın istinafa gidilmemesi yönünde fikrinin kesin olduğu ve bundan dönmeyeceği Sinan Aygün'e ifade edilmiştir."
Bunları duyan Aygün'ün iyice sinirlendiğini belirten meclis üyeleri, 10-15 dakika sonra ofisten ayrıldıklarını açıkladı:
"Bu konunun bazı çevrelerce istismar edilerek gerek tarafımıza gerekse olayla hiçbir bağı bulunmayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş'a zarar vereceğini düşünen güruhlar, bir kez daha yanıldıklarını anlayacaklardır. Bunu iddia edenlerin kimlerle işbirliği yaparak nasıl zengin oldukları kamuoyunca yakinen bilinmektedir."
"Bırak bu FETÖ taktiklerini ve elindeki ses kayıtlarını derhal ifşa et. Yaptığın iş hem yasalarla hem de ahlakla uyuşmazken, elinizde kayıtlar olduğunu belirterek şantaj yapmaktan sonuç alabileceğini umuyorsan yanıldığını mutlaka göreceksin."
"Kabul etseniz de etmeseniz de Ankara'da devir değişmiştir."
Konuyla ilgili başka hangi açıklamalar yapıldı?
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise hafta içinde yaptığı basın açıklamasında, "Yoğunluk artışına trafik sorununa neden olacak, kamu yararına aykırı plan değişikliğinde yargı son sözü söylemiştir" demişti.
Tezcan Karakuş Candan, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna'ya "Plan iptali ile birlikte ruhsatı da iptal et ve inşaatı mühürle" dediklerini, inşaat mühürlenmeyince, konuyu yargıya taşıdıklarını söylemişti:
"Hem kişiye özel imar rantından yararlanılacak hem ortaya Ankaralıların kentsel altyapısını bozacak, ulaşım sistematiğini kilitleyecek bir kent suçu inşa edeceksiniz, sonrasında da bu işlemi yapıyor diye belediye yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunacaksınız. Hem kent suçlusu hem de güç göstermeye çalışıyor. Süreci yakından takip ediyoruz."