Türk Ceza Kanunu’nun tartışmalı maddelerinden olan “halkı askerlikten soğutma” suçunu işlediği gerekçesiyle 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Yannis Vasilis Yaylalı’nın gerekçeli kararında Uludere Asliye Ceza Mahkemesi “Sanığın vicdani reddin ne olduğu ile alakalı bir bilgisi var, ancak mevcut orduyu ortadan kaldırdıktan sonra kamu güvenliği ve milli güvenliğin nasıl sağlanacağı konusunda hiçbir beyanatta bulunmamış. Bu yüzden sanığın eyleminde tez antitez sentez sistemine uygun beyanatlar bulunmadığı ve suça konu fiilin ham bilgiden ibaret olduğu anlaşılmıştır” ifadeleriyle Yaylalı’nın düşünce ve ifadelerinin aslında düşünce ve ifade olmadığı, bu nedenle AİHS ve Anayasa’yla koruma altına alınmış düşünce ve ifade özgürlüğünden yararlanamayacağını belirtti.
BirGün’den Onur Erem’in haberine göre, kararda Yaylalı’nın savaşın kötü ve zararlı olduğu için insanları vicdani redde davet ettiği fakat bunun ham bir bilgiden ibaret olduğu, Yaylalı’nın bu konuda nitelikle araştırma ve yeterli okuma yapmadığı iddia edilirken “Ham bilgilere dayalı olarak ortaya konulan söylemler fikir ve düşünce olarak nitelendirilemez” ifadeleri kullanıldı. Mahkeme, Yaylalı’nın köşe yazılarında fikir ve düşüncelerin olmadığını iddia ederken bu iddiasını ise “Bir fikir ve düşünceden bahsedebilmek için klasik manada tez antitez sentez üçlüsünü bir arada harmanlayarak üzerinde düşünülüp okumalar yapılıp sonuca ulaşılması gerektiği, ancak Yaylalı’nın yazılarında bunların olmadığı’’ ifadeleri yer aldı.
Mahkeme vicdani reddi orduyu kaldırmak olarak yorumladı
Mahkeme zorunlu askerliğe karşı yapılan vicdani reddi, orduyu toptan kaldırmak olarak yorumlayarak “Sanığın vicdani reddin ne olduğu ile alakalı bir bilgisi var, ancak mevcut orduyu ortadan kaldırdıktan sonra kamu güvenliği ve milli güvenliğin nasıl sağlanacağı konusunda hiçbir beyanatta bulunmamış. Bu yüzden sanığın eyleminde tez antitez sentez sistemine uygun beyanatlar bulunmadığı ve suça konu fiilin ham bilgiden ibaret olduğu anlaşılmıştır” ifadelerini kullandı.
Gerekçeli kararda “Sanığın savaşın kötü olduğunu, kötü bir eylem olduğunu ve bu nedenle gençleri vicdani redde davet ettiği görülmektedir. Savaşların kötü olduğu tartışmasız bir gerçektir. Ancak mevcut devletler sisteminde devletlerin kamu düzenini sağlamak için ordulara ihtiyaç duyduğu tartışmasızdır” ifadeleri yer alırken, dünyada ordusu olmayan İzlanda, Panama ve Kosta Rika gibi 22 ülkeye değinilmedi. Mahkeme buradan yola çıkarak, daha önce verilmiş AİHM kararlarına rağmen TCK’nın 318. maddesinin uluslararası sözleşmelere aykırı olmadığını iddia etti.
‘Düşüncesi düşünce değil’
Kararda, Yaylalı’nın düşünce ve ifadelerinin aslında düşünce ve ifade olmadığı, bu nedenle AİHS ve Anayasa’yla koruma altına alınmış düşünce ve ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı yer aldı.
Yaylalı: Hakim okuduğunu anlamıyor
Gerekçeli kararı yorumlayan Yannis Vasilis Yaylalı, “Bu mahkeme savaş sürecinin bir parçası olmuş, kararını önceden vermiş. Zaten ben savunma yaparken hakim beni dinlemeyip uyukluyordu. Ben ona vicdani reddin ne olduğunu, Avrupa Konseyi’nde bu hakkı tanımayan bir tek Türkiye kaldığını anlatmıştım, o gerekçeli kararda ‘Orduyu lağvedince yerine ne koyacağını anlatmamışsın, yazılarında tez-antitez-sentez yok’ demiş. Hakimin okuduğunu da anladığını düşünmüyorum. Benim düşünce ve ifadelerimin ham bilgi içerdiği için düşünce ve ifade sayılamayacağını söylemiş. Mahkeme bir düşüncenin ‘aslında düşünce olmadığını’ iddia edemez” dedi. Mahkemenin bireyin özgürlüklerini milli güvenlik gerekçesiyle yok saydığını söyleyen Yaylalı, “Ama kast ettikleri milli güvenlik anne karnındaki çocukları öldürüyor, yaşlıları sokak ortasında öldürüp günlerce bekletiyor. Böyle milli güvenlik mi olur” dedi. Bu kararı üst mahkemelere taşıyacağını söyleyen Yaylalı’nın 3 Mart’ta biri vicdani ret çağrısı yapmak, diğeri de evinde özerklik ilan etmekten kaynaklanan iki ayrı “halkı askerlikten soğutma” davası daha görülecek.