‘FETÖ’ye finansman sağladıkları iddiasıyla kapatılan TUSKON'un başkanı Rızanur Meral ve genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 86 sanığın Silivri’de yargılandığı davanın öğleden sonra tutuklu sanık ünlü baklavacı Faruk Güllü savunma yaptı. İfadesinde Hasan Gültekin ile aralarındaki husumeti anlatan Güllü'yü, 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Öztürk, “Mıy mıy anlatmayın. İddianamenin dışına çıkmayın. Sürekli beni uyarmak zorunda bırakmayın” uyardı.
Baklavacı Faruk Güllü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) içtihatlarından TCK suçlarına varana kadar madde madde değindiği savunmasında “ByLock yoktur. Amerikan Doları yoktur. Digitürk iptali yoktur. TUSKON 5. Olağan Genel Kurulu’na katılmadım. KASİD üyeliğimi 2010 yılında sonlandırdım. Ama benden habersiz pasif üyelik kaydım 2015 yılına kadar tutulmuş. Sadece bandrollü bir kitabın bulunması suç teşkil edilmeyeceği Yargıtay kararlarında vardır. 300 kitabımın içerisinde ‘Mefkure’ isimli kitap bulunmuştur. Ne şekilde alındığını bilmediğim kitaptan dolayı 15 aydır tutukluyum” dedi.
"Bank Asya’ya yağmurlu havada su yok"
Güllü savunmasında “FETÖ’ye para aktarımı yaptığı” iddiasına ilişkin ise, “Dünya kadar borcu olan birinin bir yerlere yardım için para veriyor olması vicdana aykırıdır” dedi. Sanık Güllü Bank Asya ile bağlantısını ise şu şekilde açıkladı:
“2008 yılında şirketler ekonomik olarak beni köşeye sıkıştırarak iflasın eşiğine getirdiler. Markanın güvenirliği ve bir adının olduğunu bana biraz zaman vermelerini ve destek olmalarını söylememe, yalvarmama rağmen bilerek üzerime geldiler. Hatta son toplantıda onlara duygulanarak ‘Sizden büyük Allah var’ dedim. Bize şirket olarak en büyük zorluğu yaratan bu bankaya, ‘Yağmurlu havada su yok’ dememe rağmen bununla yargılanmam ağırdır.
Hatta son toplantıda onlara duygulanarak ‘Sizden büyük Allah var’ dedim. Hem ailede hem iş çevresinde beni rezil ederek kapanmayacak yaralar açtılar. Yaşadığım onlarca olay ve yıpratmaların ardından bankalarında destek amaçlı hesap açmam söz konusu olamaz. Çocuklarımın okul parasını yatırmak için okul tarafından hesap açıldı. Ben okula ‘Bu bankayla problem yaşadım. Bana hesap açmazlar’ dedim. Okul bana okul anlaşması olduğu için açabileceklerini söyledi. Bana isnat edilen suç beni kahretmektedir.”
Mahkeme Başkanı: Mıy mıy anlatmayın
Güllü FETÖ’ye para aktarımı yaptığı iddiasına ilişkin ise, “Dünya kadar borcu olan birinin bir yerlere yardım için para veriyor olması vicdana aykırıdır. Bize şirket olarak en büyük zorluğu yaratan bu bankaya, ‘Yağmurlu havada su yok’ dememe rağmen bununla yargılanmam ağırdır. Hasan Güntekin ve şirketleriyle şirketimiz tarafından açılan birçok dava olup, Hasan Gültekin tarafından aleyhime ifade verilmiştir denildiği halde savcılık makamı aramızda geçen husumeti dikkate almamıştır” dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, “Mıy mıy anlatmayın. İddianamenin dışına çıkmayın. Sürekli beni uyarmak zorunda bırakmayın” diyerek Sanık Güllü’yü uyardı. Güllü, uzun süre Hasan Gültekin ile arasında yaşananları anlatınca mahkeme başkanı Öztürk tekrar araya girdi ve şunları söyledi:
“Türkçe konuşuyorum. Hasan Gültekin ile husumet var. Burası herkesin hayat hikayesini anlatacağı yer değil. Yargılama iddianameyle sınırlıdır. Tekrar uyarmak zorunda bırakmayın. Mikrofonu kapatırım. Uyuşmazlığı çözüm makamı değiliz. Konuyu dağıtmayın” dedi.
Darbe girişimine nasıl karşı çıktığını anlattı
Darbe girişimi gecesi Güneşli’deki mağazasında olduğunu söyleyen Güllü, “Darbeyi burada öğrendim. Merter’deki imalathanemize gitmek üzere yola çıktık. Şirinevler tarafında polis bize, ‘Tankların geçmesini engellemek için arabalarla yolu kapatmamız gerekiyor’ dedi. Orada kaldık, yolu kestik. Elimizden geldiği kadar bu girişime engel olmaya çalıştık. 150 yıldır, 6 kuşaktır hizmet veriyoruz. Şahsım ve şirketimizin her zaman milletimizin yanında olduğu gazetelere ilan verdik. Oradaki MOBESE kayıtlarına istenirse en öndeki beyaz araçta benim olduğum ortaya çıkacaktır. 17-25 Aralık ve Gezi olaylarında şirketimizi karalamaya çalıştılar fakat biz 150 yıldır devletimizin yanındayız. Mart ayında Almanya’dan geldim, Avrupa’da oturum izni olan biriyim. Tutuklanacağımı öğrendiğimde polislere kendim teslim oldum pasaportum olmasına rağmen kaçmadım. Verilen kararın adil olmadığı kanaatindeyim’’ şeklinde konuştu.
Duruşma sanık avukatlarının talepleri alınması için yarına ertelendi.