Sivas olaylarına ilişkin yakalanmayan 3 firari sanığın yargılanmasını yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Radikal gazetesinin gündeme getirdiği, İçişleri Bakanlığı tarafından TBMM’ye gönderilen görüntüleri istemeye karar verdi.
Sivas olaylarına ilişkin yakalanamayan üç sanığın yargılanmasına Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, müdahil avukatları Süleyman Ateş, Şenal Sarıhan ve Cem Yılmaz ile Sivas olaylarında hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir firari üç sanığın yakalanmasına ilişkin çalışmalarını sürdürdüğünü açıkladı.
Radikal gazetesinden Tarık Işık'ın haberine göre, katılan vekillerden Avukat Şenal Sarıhan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce, Sivas olaylarına ilişkin gönderilen faili meçhul cinayetler dosyasında, fotoğraf ve video kayıtlarının bulunduğuna yönelik basında haberlerin yer aldığını hatırlatarak, bu görüntülerin istenmesini talep etti.
Sarıhan, TMK’nın 10. maddesiyle görevli Malatya Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nde, Sivas olaylarına ilişkin bir soruşturmanın bulunup bulunmadığının belirlenerek, bunun akıbetinin sorulmasını istedi. Mahkeme heyeti de firari üç sanığın yakalama kararının devamına ve bunların infazlarının beklenmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na yazı yazılarak, fotoğraf ve video varsa istenmesine, söz konusu kayıtların bulunması halinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderilerek inceletilmesine karar verdi.
‘Dava açılabilir’
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun Sözcüsü AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin, söz konusu fotoğraflarla yeniden dava açılıp açılamayacağının sorulması üzerine, yargının “muhtemelen” bu fotoğrafları görerek karar verdiğini söyledi. Şahin, “Ancak bu fotoğraflarla alakalı tamamen aynısı değilse ve yeni bir delil ise olayın kalkışma aşamasında elinde bidonla görülen bir kısım isimler var, yeniden bir yargılamanın yolu açılabilir” dedi.
Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Biz sadece o dönemin valisini, bir kısım tanıkları dinledik ve yine o dönemle alakalı da gelen bilgi ve belgelerden bunun ciddi anlamda hazırlanmış bir hadise olduğunu, bir anda vatandaşların tahrik edilmiş olmasıyla ortaya çıkmış bir hadise olmadığı noktasında biz de bir kanaat hasıl oldu.
O süreç içinde güvenlik güçlerinin yeterince denetim görevini yerine getiremediği ve takviye birliklerin zamanında gelmemesi nedeniyle de bu kalkışan kalabalığı engelleyemedikleri noktasında bir kısım tespitlerimiz var. Ancak bize gelen belgelerde ve muhtemelen mahkemeye sunulan belgelerde de şunu görmekteyiz ki bir kısmı ateşli silahla yaralama sonucu öldürülmüş aydınlarımız da var.
Bu hadiseler o günün şartlarında gelişigüzel bir durumun olmadığını, 28 Şubat sürecine giden süreç içinde Sivas olaylarının da çok önemli bir ayrışma anı olduğunu ve o bölgede yaşayan Alevi ve Sunni vatandaşlarımızın birbirine kışkırtmak suretiyle aralarında ciddi bir ayrışma adına önemli bir kilometre taşı olduğunu raporumuzda da ifade ettik. Şu anda da aynı şeyleri söylüyoruz.”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül ise yaptığı açıklamada bu yeni deliller ışığında savcıların ve yargıçların derhal harekete geçmesini istedi.