*Dr. Mahfi Eğilmez
Kanıksamak; pek çok kez yinelenmiş olması dolayısıyla artık etkilenmez olmak, aldırmamak, alışmak, bıkmak, usanmak gibi anlamlara geliyor.
Türkiye’de uzun zamandır ekonomi alanında, dış politika alanında sosyal alanlarda yanlış politikalar uygulanıyor. Bu yanlışların süresi öylesine uzadı ki insanlar yanlışı doğruyu karıştırmaya başladılar. Örneğin Merkez Bankası’nın amacı; kuruluş yasasında ‘fiyat istikrarını sağlamak’ olarak belirtilmiş bulunuyor. Bir başka deyişle Merkez Bankası’nın amaç belirleme yetkisi yok. Buna karşılık belirlenen bu amacı gerçekleştirmek için kullanacağı para politikası araçlarını (açık piyasa işlemleri, zorunlu karşılıklar, faiz oranları belirlenmesi) seçmekte ve bunları hangi oranda ve ne yönde kullanacağını belirlemekte yine aynı yasa gereğince bağımsız kılınmış bulunuyor. Buradaki bağımsızlık kuşkusuz siyasal iktidardan bağımsızlık anlamına geliyor. Çünkü merkez bankasını alacağı kararlarda etkileyebilecek tek güç, atamaları yapan siyasal iktidar. Yasadaki açık ve net düzenlemelere karşın, siyasal iktidar zaman zaman bunun tersine davranıyor: (1) Yaptığı açıklamalarla bankanın özellikle faiz aracını nasıl kullanması gerektiği konusunda baskı oluşturuyor. (2) Bu baskıdan beklediği sonucu alamamışsa o zaman banka yönetimini değiştirmek yoluna gidiyor. Başlarda tuhaf karşılanan ve tepki çeken bu müdahaleler tekrarlandıkça kanıksanmış yanlış davranışlar setine dâhil oluyor. Sonuçta merkez bankasının aldığı karar beklenenden farklı olsa bile insanlar sanıldığı kadar etkilenmiyor.
Aldırmazlık; Aldırmaz olma durumu, aldırış etmeme, kayıtsızlık, vurdumduymazlık, lâkaydî anlamlarına geliyor.
Piyasa, ilginç bir şekilde, bu giderek büyüyen, genişleyen kanıksanmış yanlış davranışlar setine karşı bir aldırmazlık zırhı oluşturmuş durumda. Aldırmazlık zırhını, çevrede olup biten olaylara, alınan kararlara ve uygulamalara fazla aldırmadan bildiğini yapmaya devam etmek olarak tanımlıyorum. Enflasyonun henüz iniş eğiliminde olmaması nedeniyle faizin değiştirilmeyeceği yönünde beklentilere karşılık Merkez Bankası faizleri düşürme kararı aldığında piyasa önce biraz dalgalanıyor, ilk tepki olarak kurlar yukarı gidiyor, ardından CDS primi yükseliyor. Kısa bir süre sonra bu davranışın bir süredir zaten tekrarlandığı yani kanıksanmış yanlış davranışlar setinin içinde olduğu anlaşılıyor ve piyasa aldırmazlık zırhını giyip oluşan yeni ve daha bozuk bir denge içinde yoluna devam etmeye çalışıyor.
Bu aşamada iki konuya dikkat çekmekte yarar var: (1) Kanıksanmış yanlış davranışlar seti yanlış davranışlar eklendikçe büyüyor ve büyüdükçe esnekliği kayboluyor, daha kırılgan hale geliyor. Buna karşılık eskiden beri kanıksanmış bir yanlış davranış tekrarlanıyorsa o zaman set değişmiyor. Ne var ki böyle bir setin varlığı toplumu giderek çok daha bencil, çıkarları peşinde koşan, kural tanımaz bir konuma sürüklüyor. (2) Piyasanın giydiği aldırmazlık zırhı ekonomiyi kanıksanmış yanlış davranışlar setine karşı koruyor ve sert bir krize girilmesini önlüyor. Buna karşılık piyasanın, yalnızca kâr güdüsü eşliğinde yanlış kararları onaylamasına yol açtığı için doğru adımların atılmasına da engel oluşturuyor.
Toplum kanıksanmış yanlış davranışlar setini sürekli büyütmeye devam ederse bir süre sonra davranışlarının çoğu yanlış hale gelir ki bu gidişin sürdürülebilirliği söz konusu olamaz. Hiçbir piyasa bu kadar büyük bir kanıksanmış yanlış davranışlar setini, aldırmazlık zırhı ile sonsuza kadar içselleştirip para kazanmaya devam edecek güce sahip değildir.