Mahfi Eğilmez*
Dolar, istisnai durumdaki ülkeler dışında kalan bütün ülke paralarına karşı değer kaybediyor. Bunun iki temel nedeni var: (1) Trump’ın açıkladığı ama bir türlü uygulamaya koyamadığı önlemlerinden öte iktidarda devam edip edemeyeceğinin yarattığı belirsizlikler. (2) Fed’in faiz artırımları ve bilanço küçültme konusunda biraz da Trump’ın durumuyla bağlantılı olarak net bir görüşe varamamış olması.
Dolar Endeksinin Trump seçimi kazandığından bu yana çizdiği görünüm aşağıdaki grafikte özetleniyor.
Grafiğe bakılırsa Dolar, Trump, seçimi kazandıktan sonra yükselen ama başkanlık koltuğuna oturduktan sonra inişe geçen bir para birimi görünümü çiziyor.
Dolar, bu değer kaybına karşılık bu haftaya gelinceye kadar TL’ye karşı yılbaşından bu yana artı değerde kalmaya devam etti. Son bir kaç günde görünüm tersine döndü ve TL değer kazanmaya başladı. Bu sürede durumu etkileyecek önemli bir değişiklik olmadığı halde bu değişim niçin ortaya çıktı?
Bunun iki nedeni olduğunu düşünüyorum. İlk olarak Türkiye, kırılgan beşli içinde en yüksek faize sahip ülke olarak öne çıkıyor. Bunu aşağıdaki tablodan görebiliriz (Merkez Bankası faizinin düzeyi piyasa faizinin de belirleyicisi olduğuna göre karşılaştırmayı en iyi bildiğimiz Merkez Bankası faizleriyle yapmamızda bir sakınca olmasa gerek.)
Ülke |
MB Faizi
|
Brezilya |
9,25
|
Endonezya |
4,75
|
Hindistan |
6,00
|
G. Afrika |
6,75
|
Türkiye |
11,98
|
Tablodan görüleceği üzere Türkiye kırılgan beşli içinde en yüksek faize sahip ülke konumunda bulunuyor. Yabancı yatırımcı açısından faizin yüksekliği çekici bir unsur olmakla birlikte risklerin yüksekliği de tam tersine itici bir unsurdur. Yabancı yatırımcı açısından en önemli risk kurların aleyhine çalışması ve faizden kazandığından daha fazlasını kurdan kaybetme olasılığının ortaya çıkmasıdır.
Henüz bu haftaya ilişkin veriler yayınlanmadı ama son günlerde Türkiye’ye yabancı yatırım fonlarının girişinde artış olduğunu düşünüyorum. Bunu gösterge faizdeki değişimden izlemek mümkündür. Aşağıdaki tablo son beş günde gösterge tahvilin (en fazla işlem gören 2 yıllık Devlet tahvili) faizinde (gösterge faiz) değişimi gösteriyor.
Tarih |
Gösterge Faiz (%)
|
15.08 |
11,78
|
16.08 |
11,77
|
17.08 |
11,70
|
18.08 |
11,69
|
21.08 |
11,61
|
Tablodan görüleceği gibi gösterge faiz 11,78’den yavaş yavaş gerilemiş ve Pazartesi günü yüzde 11,61’e kadar düşmüş bulunuyor (Pazartesi günü Hazine’nin 5 yıllık tahvil ihalesi yaptığını ve oldukça yüksek talep geldiğini hatırlatmakta yarar var.) Tahvil faizi düşüyorsa tahvile talep artmış demektir (tahvil faiziyle tahvil satışı arasındaki ilişki terstir.) Bu bize yabancı fonların Türkiye’ye girdiğini ve döviz kurlarını düşürdüğünü anlatıyor.
Türkiye’de faizler uzunca bir süreden beri yüksek olduğuna göre niçin bu dönemde Türkiye’ye döviz girişi artıyor? Bunun da yanıtı 10 günlük bayram tatilinde yatıyor. Türkiye, kurban bayramı vesilesiyle 10 günlük bir tatile girecek. Her ne kadar TL, dış piyasalarda işlem görmeye devam edecek olsa da hacim sınırlı olacağı için kurda muhtemelen büyük oynamalar olmayacak. Yani TL, 10 gün boyunca sabit kalmasa bile önemli bir hareket görmeyecek. Dolayısıyla bu 10 günlük süre içinde parasını buraya getirip faize yatıran yabancı yatırımcı yüksek faizden yararlanırken önemli bir kur sürpriziyle karşılaşmayacak. Bu durumda yabancı yatırımcı için parasını bu sürede park edebileceği ideal yatırım ülkesi Türkiye olarak görünüyor. Döviz geliyor, kur düşüyor. Bir başka neden de uzun tatil nedeniyle TL ihtiyacı olanların ellerindeki dövizi bozdurarak TL’ye geçiyor olması. Böylece piyasada dövizi bollaştıran bir katkı da yerleşiklerden geliyor.