Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Kamuya açık alanlarda başörtüsü beni ilgilendirmez ancak kamu kurumlarında, okulda ve çocuklara eğitim verildiğinde başörtüsü meselesi beni ilgilendirir. Laiklik bunu gerektirir" dedi. Macron “Bugün dininden dolayı cumhuriyetin değerlerine bağlı olmadığını ifade eden kadın ve erkekler var. Bunu birçok şekilde görebiliyoruz. Çocuğumu okuldan sonra eve götürüyorum, (kız ve erkeklerin bir arada olduğu) havuza gitmesini istemiyorum, müzik öğrenmesini istemiyorum diyenler var. Bu kişilerin cumhuriyetin değerleriyle bağdaşmayan başka siyasi projeleri var. Bu benim için sorun ve bu mezhepçiliktir” ifadelerini kullandı.
Macron, temaslarda bulunduğu Fransa'nın deniz aşırı topraklarından La Reunion Adası'nda, son günlerde ülkede tartışma konusu olan başörtüsüne ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
"Kamuya açık alanlarda başörtüsü beni ilgilendirmez ancak kamu kurumlarında, okulda ve çocuklara eğitim verildiğinde başörtüsü meselesi beni ilgilendirir. Laiklik bunu gerektirir" ifadelerini kullanan Macron, kamu görevlilerinin ve okuldaki öğretmenlerin dini konularda tarafsız olmaları gerektiğini söyledi.
“Bazıları başörtüyü cumhuriyet ile bağı koparan bir simge olarak kullanıyor”
Macron, ülkede İslam sorununun çözülmesi gerektiğini belirterek, "Bazı mahallelerde bazıları başörtüyü cumhuriyet ile bağını koparan bir simge olarak kullanmaktadır. Bunun adı mezhepçiliktir" dedi.
Fransa'da başörtüsü konusunda ayrımcılığın da yapılmaması gerektiğini de belirten Macron, şunları söyledi: "Bugün dininden dolayı cumhuriyetin değerlerine bağlı olmadığını ifade eden kadın ve erkekler var. Bunu birçok şekilde görebiliyoruz. Çocuğumu okuldan sonra eve götürüyorum, (kız ve erkeklerin bir arada olduğu) havuza gitmesini istemiyorum, müzik öğrenmesini istemiyorum diyenler var. Bu kişilerin cumhuriyetin değerleriyle bağdaşmayan başka siyasi projeleri var. Bu benim için sorun ve bu mezhepçiliktir."
Fransız aşırı sağcı milletvekili Julien Odoul'un, yaklaşık iki hafta önce Besançon'da düzenlenen bir toplantıda Müslüman kadından oğlunun yanında başörtüsünü çıkarmasını istemişti ve kendisine sözlü saldırıda bulunmuştu. Olayın ardından ülkede tartışmalar başlamış, Müslümanların hedef alındığı açıklamalar artmıştı. Fransız basınındaki haberlerde, olayın ardındaki hafta ülkenin en önemli televizyon kanallarında başörtüsü hakkında düzenlenen 85 tartışma programına 286 kişinin davet edildiği belirtilmişti. Bu programlarda başörtülü kadınlara söz verilmemesi dikkati çekmişti.
Le Figaro Genel Yayın Yönetmeninden tepki çeken açıklamalar
Ülkenin en önde gelen gazetelerinden Le Figaro'nun Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Yves Threard, LCI televizyonunda yaptığı açıklamada, "İslam dininden nefret ediyorum. Eğer bindiğim otobüste başörtülü bir kadın olursa inerim." ifadesini kullanmıştı.
Le Monde gazetesinde geçen hafta yayımlanan açık mektupta, aralarında ünlü Fransız aktör Omar Sy ve gazeteci Alain Gresh'in de bulunduğu 90 akademisyen, sanatçı, yönetmen, aktör ile gazeteci, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan, Odoul'un Müslüman kadına yaptığı sözlü saldırıyı kınamasını istemişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yaklaşık 15 gün önce yaptığı açıklamada, "Yönetim tek başına ve devletin tüm hizmetleri, sürekli yenilenen ve artabilen İslam sorununu çözemez. Tüm milletin birleşmesi ve harekete geçmesi gerekiyor." demişti. Fransa Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer de başörtüsünün toplumda istenmediğini savunarak, okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin başörtüsü takmasına ilişkin, "Yasa başörtüyü yasaklamıyor ancak yerel yönetimlerin başörtüyü yasaklamasını teşvik edebiliriz." ifadelerini kullanmıştı.