Gündem

Lojman cinayeti çözülüyor!

20 yıl önce Meclis lojmanında milletvekili Erol Güngör’ün oğlu Mustafa Güngör’ü öldürdüğünü itiraf eden

28 Eylül 2011 03:00
T24 - 20 yıl önce Meclis lojmanında milletvekili Erol Güngör’ün oğlu Mustafa Güngör’ü öldürdüğünü itiraf eden katil zanlısı Abdullah Gökalp’in yargılanmasına başlandı. Gökalp, “Cinayeti 5 kişi işledik. PKK’nın, devlet tarafından korunan bir yerde milletvekili oğlunu öldürebileceğini gösterebilmek için planlandı” dedi.



Habertürk'ün haberine göre, Meclis lojmanlarında 24 Haziran 1991’de işlenen ‘Mustafa Güngör cinayeti’ dosyası raftan indirildi, mahkeme 20 yıllık şifreyi çözmeye çalışıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 20 yıllık zamanaşımının dolmasına günler kala, dönemin SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör’ün 18 yaşındaki oğlu Mustafa Güngör’ün katil zanlısı Abdullah Gökalp hakkında “tasarlayarak adam öldürmek” suçundan açtığı davanın duruşması dün görüldü.


Zanlı katılmadı

10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, “Cinayeti ben işledim” diyen Abdullah Gökalp katılmadı. Duruşmada, bir ilke imza atılarak suçla ilgili silah ve delilleri “eşi ve çocuklarının can güvenliğinin sağlanması” karşılığında mahkemeye sunacağını söyleyen sanık Gökalp’in talebi kabul edildi. Erol Güngör, ifade okununca, “Oğlumun olaydan önce başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu duymadım. Bu konuda herhangi bir ima dahi olsaydı ben de o lojmanda durmazdım” dedi. Mahkeme, ifadede adı geçen eski milletvekilleri İlhami Binici, İbrahim Aksoy ile Akın Gönen’in tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Başka bir suçtan cezaevinde bulunan Gökalp, iddialara göre cinayeti şöyle anlattı:


'Yatakta yatıyordu'


“Mustafa’ya, onun bunun namusu ile oynadığını, başına bir şey gelebileceğini, İzmir’e ailesinin yanına dönmesini söyledim. Bana ‘kimsin’ diyerek çıkıştı ve telefon sapığı muamelesi yaptı. Eve 5 kişi girdik. Mustafa yatakta yatıyordu. Ben sağ tarafına, Abdurrahim sol tarafına geçti. Eyüp ışığı açtığında Yaşar ile Şadi ayaklarını tuttu. Mustafa, “adi herifler” diye hakaret edince, bıçakladık. Kesik çok derin değildi. Susmasını, aksi halde kafasına sıkacağımı söyledim. Mustafa’ya eski bakan Akın Gönen’in damadı Gürel Ö.’nün karısıyla ilişkisi olup olmadığını sordum. Böyle bir şey olmadığını, 30 yaşında bir kadınla olduğunu ancak Gürel Bey’in karısı olmadığına yemin etti.


'Biji Kürdistan'

Abdurrahim sinirlenip, Kürtçe bir şeyler söyleyerek “serok apo, biji kürdistan’ diyerek bıçağı Mustafa’ya sapladı. Mustafa’yı banyoya çektik. Abdurrahim ağzına balon bağlı olan silahla ve yastığı da başına koyarak barut izi bırakmayacak tarzda ateş etti... Abdurrahim faili meçhul kalması gerektiğini söyledi. Hepsi çıktılar. Ben etrafı temizledim. “Gece Gelen Ölüm” isimli kitabı cesedin üzerine koydum.... Banyodaki mermere GS Y.A.Ş.A . uz S.S.G şeklinde rujla yazdım. İki gün sonra Eyüp’ün kafasına silah dayayıp, bu işi neden yaptığımızı sordum. Olayın siyasi cinayet olduğunu, PKK’nın, devlet tarafından korunan bir yerde milletvekili oğlunu öldürebileceğini gösterebilmek için planlandığını; güç gösterisi olduğunu söyledi. Abdurrahim, Şadi ve Seydagillerin oğlu PKK’ya kaçtı. İki ay sonra Ankara’ya gittim Gürel Bey bana 10 milyon lira daha verdi.”