DİYARBAKIR
22 Ekim 1993’te “çatışma var” denilerek çağrıldığı Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde kanas marka suikast silahı ile vurularak öldürülen Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın ölümünden sorumu sanıklar emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve emekli Üsteğmen Tünay Yanardağ, 1 Nisan’da İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez yargı önüne çıkacak. Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 24 yıla kadar hapis cezaları istenen sanıklara Tuğgeneral Aydın’ın ölümüyle ilgili şaibeler ve 13 sivilin hayatını kaybettiği Lice’nin neden yakıldığı sorulacak.
Kamuoyunda sıkça tartışılan ve hala kim tarafından neden öldürüldüğü belirlenemeyen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikastıyla ilgili önemli ayrıntılar Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun tarafından hazırlanan ve mahkemece kabul edilen 39 sayfalık iddianamede yer alıyor. İddianamede Savcı Coşkun, olayın PKK tarafından yapıldığına dair delil bulunmadığını belirtirken, bazı asker ifadeleri, olayın derin devlet tarafından gerçekleştirildiğine işaret ediyor. İşte o ifadeler:
Kanas Yüksekova’dan götürüldü
‘Uzman çavuş vurmuş’
Ahmet Büyükşahin (ordudan atılan uzman çavuş): 1993 yılında Tokat Reşadiye İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yaptığını, evrak imzalatmak için Jandarma Komutanı Şahmettin Özdemir’in makam odasına gittiği sırada, Başçavuş Ahmet Kaya ile Üsteğmen Şahmettin Özdemir’in aralarında konuşurlarken, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın Lice’ye gittiğini, helikopterden indiği sırada BTR timinde görevli bir uzman çavuş tarafından çok uzaktan kanas suikast silahıyla vurulduğunu anlattıklarını duyduğunu beyan etmiştir.
‘Albay paslanmış kanası gösterdi’
Mustafa Özkan (Lice İlçe Emniyet Amir Vekili 18/10/2012 tarihli ifadesinde özetle): Olaydan 1 hafta sonra Albay Eşref Hatipoğlu komando bölüğünün bahçesinde, yani Bahtiyar Aydın'ın şehit edildiği yerde basın toplantısı yaptı. Hatipoğlu, Aydın'ın şehit edilmesinde kullanılan kanas marka silahın basın mensuplarına gösterdi. Hatipoğlu ayağa kalkarak basın mensuplarına ve bize elindeki kanas marka silahı göstererek “bu silahla karşıdaki tepelerden ateş edildi, paşamızı öldüren kurşunda komando bölük binasının giriş kapısının sağ tarafındaki duvara saplandığını” söyledi. Duvardaki mermi izini eliyle gösterdi. Eşref Albay suçta kullanılan kanas marka silahın daha sonra yakıldığını söylemişti, gösterdiği silah da yanmış ve paslı silah göstermişti. Nereden ne zaman nasıl ele geçirdiğini açıklamasında söyleyip söylemediğini hatırlamıyorum. Olaydan sonra kaymakam bey ile de bu konuları konuşmuştuk. Bahtiyar paşa komando bölüğün bahçesinde iken dağdan ateş edilip de nasıl öldürülür? İlçede akşama kadar çatışma olur da hiçbir PKK'lı nasıl ele geçirilemez diye aramızda konuşmuştuk, bu durumu garip karşılamıştık.
‘Gösterilen yerden paşanın
vurulması mümkün değil’
PKK: Generali biz öldürmedik
KK, olayın olduğu günden itibaren Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesi olayını üstlenmedi. 1993’te PKK’nin silahlı kanadı ARGK’nin Komutanı olan Cemil Bayık, “Generali biz öldürmedik” derken, o dönem Diyarbakır Eyalet Komutanı olan Şemdin Sakık, “Lice’deki tüm evler baraka tipi konutlardır. Daha önce devlet kurumlarına yaptığımız saldırıların ardından devlet ilçeyi taradı. Bir kurşun 3-4 evi birden delip geçebiliyor. Sivil halka çok zarar veriyor. Bu nedenle ilçeye saldırmama kararımız var” demişti.