1990'lı yıllarda gözaltında kayıpların sıkça yaşandığı Diyarbakır’ın Lice ilçesinde mağdurların yaptığı başvuruyu dikkate alan Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, kayıp yakınlarını çağırarak, yakınlarının gömülü olduğunu düşündükleri yeri sordu. Yakınlarını kaybeden aileler ise, kayıpların 1990'lı yıllardan beri askeri birliklerin yerleştiği Lice Yatılı İlköğretim Bölge Okulu bahçesi ve çevresinde olduğunu ileri sürdü. Savcılık gerekli görmesi halinde kışlada kazı çalışması yapacak.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, Lice'de 1993-94 yılları arasında gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Mehmet ve Muharrem Tanrıverdi’nin abisi Mahfuz Tanrıverdi ile görüşerek, şüphelendikleri gömülü yerleri sordu. Aileler, yakınlarının şu an askeri kışla olarak kullanılan Lice Yatılı İlköğretim Bölge Okulu arazisinde gömülü olduğundan şüphelendiklerini söylediler. T24’e konuşan Mahfuz Tanrıverdi, şunları ifade etti: “Daha önce savcılığa verdiğim dilekçe üzerine savcılık ifademi aldı. Savcı bey, ‘kesin yer tespiti biliyorsanız kazı yaparız’ dedi.”
Babasını, abisini ve amcasını arıyor
1994'te Lice'nin Tilê (Dernek) köyüne yapılan baskında, babası Tahsin, amcası Ali İhsan ve abisi Çayan Çiçek'in Bolu Tugay Komutanlığı'na bağlı askeri birliklerce gözaltına alındığını ifade eden Serhat Çiçek, gazetemize yaptığı açıklamada, savcılığın kayıp yakınlarını çağırarak şüphelendikleri yeri sorduğunu belirterek şunları söyledi.
"O dönem babamla birlikte gözaltına alınan ve Lice Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda işkenceye maruz kalan 5 köylümüz vardı. Bunlar babam ve amcamı burada gördüklerini söylemişlerdi. Resmi tutanaklarda da bu ifadeleri mevcuttur. Babamı, amcamın ve ağabeyimin işkenceyle sorgulanıp Lice Yatılı Bölge Okulu’nda bu birliğe ait arazide gömüldüğünü düşünüyoruz. Bu çerçevede kazı yapılaması için savcılığa başvurmuştuk."
'21 yıldır bu günü bekliyoruz'
Kazı yapılmasına karar verilmesi halinde uluslararası sözleşmelere uyulmasını isteyen Serhat Çiçek, "Beklentimiz bu kazı süresince kepçe kullanılmaması, titiz bir çalışmanın yürütülmesidir. Adli tıp uzmanları da buna dahil olsun. Ölüm şeklinin nasıl olduğu ortaya çıksın bu şekilde. Savcılık kararı üzerine bir heyecan geldi bize. Sanki ölüsü de değil de babam, amcam ve ağabeyimi sağ olarak bulacağım sevinci. 21 yıldır bu günü bekliyorduk. Bir kemik dahi olsa yeri en azından belli olup kabristanında gözyaşımızı dökmek isteriz" şeklinde konuştu.