25 Aralık'ta düzenlenen ikinci yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda mallarına tedbir kararı konulan iş adamlarından Latif Topbaş, bu kararı talep eden savcı Muammer Akkaş ile kararı veren hakim Süleyman Karaçöl hakkında HSYK'ya suç duyurusunda bulundu.
Latif Topbaş'ın avukatı Ali Göksu tarafından HYSK 3. Dairesi Başkanlığına sunulan dilekçede, soruşturmayı yürüten ancak daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyadan el çektirilen ve mallara ilişkin tedbir kararı talep eden Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş ile bu kararı veren İstanbul Hakimi Süleyman Karaçöl hakkında, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun ilgili hükümleri gereği, cezai ve disiplin soruşturması, akabinde de kovuşturmaların icra edilmesi talep edildi.
Topbaş’ın dilekçesinde Akkaş ve Karaçöl'ün, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış temel hak ve hürriyetlerin, savcı ve hakim işbirliğiyle ihlal edildiği belirtildi. Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmanın 5235 sayılı kanuna aykırı olduğu vurgulanırken, soruşturmanın başsavcı ve vekiline haber verilmeden yürütülmesinin ise savcının görev ve yetkilerine aykırı olduğu belirtildi.
Dilekçede savcı Akkaş hakkında şu ifadeler kullanıldı:
'Peşin hüküm var'
“Resmi sıfatının gerektirdiği saygınlık ve güven duygusunu sarsacak nitelikte hareket etti. Soruşturmayı başından itibaren başsavcıdan gizleyerek, kanunun başsavcıya verdiği 'gözetim ve denetim yetkisini' bypass etti; soruşturmanın gizliliğini ihlal etti; soruşturmayı UYAP'a kaydetmeyerek, istenirse üstünün örtülecek konjonktür gerektirirse devreye sokulabilecek şekilde yürüttü; iddia olunan suçla ilişkili olduğu kanıtlanmadan ve TCK 55. madde 'tüm malvarlığı'nın müsadere edilmeyeceğini hükme bağladığı halde tüm mal varlığına el konulmasını talep etti.”
Topbaş'ın ayrıca dilekçesinde “soruşturma dosyalarının okunmadan, hatta klasörlerin yer aldığı çuvallardaki mühürler dahi bozulmadan kararların verilmiş olduğu iddialarının 'özel olarak seçilmiş sözde şüpheliler hakkındaki hükümlerin sürecin en başında peşinen belirlenmiş' olduğu gerçeğini de ortaya koyduğu savunuldu.
Dilekçede şu tespitler yer aldı:
Psikolojik harekat
“Hakim Süleyman Karaçöl tahkikat dosyasını okumadan ve incelemeden yarım saatlik bir süre içerisinde malvarlıklarına tedbir talebini kabul etti. Soruşturmanın gizliliğini ihlal suçuna konu sızdırma ve servis etme fiilleri, psikolojik harekatın en esaslı unsurunu teşkil etmiştir. Bu sayede, yolsuzluk soruşturması adı da verdirilerek kutsiyet kazandırma gayretinde bulunuldu ancak tahkikatın kendisi başlı başına soruşturma konusu olacak derecede hukuka aykırılıklarla dolu. Özel olarak seçilen şahısların şüpheli konumuna sokulduğu artık herhangi bir tereddüte yer bırakmaksızın kesinlik kazanmış bulunmaktadır.”