MHP milletvekili Meral Akşener için "paralelcilerin elinde bir kadın için hiç de yakışmayacak kasetler var. Dolayısıyla o artık bir esire durumundadır" diyen Latif Erdoğan, kasedi kendisine getiren kişinin Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil olduğunu iddia etti. Mustafa Yeşil ise söz konusu iddiaya jet hızıyla cevap verdi. Kişisel Twitter hesabından açıklama yapan Yeşil, "Meral Hanım'a attığı iftirayı kapatmak için bir başka iftiraya sığınan rezil adam Latif Erdoğan; iftira iftirayı aklamaz, sadece sahibini haklar" diyerek Latif Erdoğan'a tepki gösterdi.
A Haber'de yayınlanan Gece Ajansı programında, Cemil Barlas'ın "Meral Akşener'in de mi kaseti var, nasıl ele geçirdiler?" sorusuna gülerek "Cemil Bey'in dediği çok önemli. Paralel yapının elinde bir kadına yakışmayacak kasetler var. O da kaseti olan biridir ve şu an esaret altındadır" cevabını veren Latif Erdoğan, gelen tepkiler üzerine kişisel Twitter hesabından bir açıklama yaparak, var olduğunu iddia ettiği kasetin montaj olduğunu ve kaseti kendisine izletmek isteyen kişinin adını savcılıkta verebileceğini söylemişti.
Sabah.com.tr'ye konuşan Latif Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
2011 Ocak ayında Hür Adam filminin galasına Kemaleddin Özdemir de geldi; gala öncesi Üstadın talebelerinin de bulunduğu bir ortamda birlikte sohbet ettik. Kemaleddin Özdemir'in cemaatle o sıralarda ilgisi kesilmişti. Onunla görüşmek de yasaklanmıştı. Bu görüşmemiz, cemaat üyelerini çok rahatsız etti. O hafta içinde, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfındaki odama, Vakıf başkanı Mustafa Yeşil geldi. Bana, Kemaleddin Özdemir hakkında bazı akılalmaz iddialarda bulundu.
“Mustafa Yeşil'e ‘bunlar apaçık iftiradır’ dedim”
Bunların beni ikna etmediğini anlayınca da, elimizde Meral Akşener'le ilişkilerini belgeleyen kaseti var, istersen izle, diyerek çantasından kaseti çıkarmaya yeltendi. Ben de, gerek yok, dedim, bir mümin böyle durumlarda "bu apaçık bir iftiradır" demelidir ve ben de öyle diyorum, diyerek konuyu kapattım.
Daha sonra, Kemaleddin Beyle ortak bir dostumuza bu olanları anlattım. Bana, aynı kasetin, Kemaleddin Bey'in dini ateşe olarak tayinini engellemek için Diyanet İşleri Başkanı'na da götürüldüğünü, onun da denilenlerin hepsini aynı şekilde ret ettiğini söyledi. Bir başka arkadaş da şu olayı nakletti: Gülen, Kemaleddin Özdemir'in cemaatle ilişiğinin kesildiğini bildirmek üzere, gerekçeli suçlamaları da söylemek üzere Abdullah Aymaz'ı kendisine gönderir.
‘Hanefi Avcı'nın kitabındaki bilgileri Kemalettin Özdemir'in verdiğini düşünüyorlardı’
Bu suçlamaların birinci maddesi bu kasettir, ikinci önemli konusu ise, Hanefi Avcı'nın cemaat aleyhine yazdığı kitabın bilgilerini ona Kemaleddin Özdemir'in verdiği iftirasıdır. Kemaleddin Özdemir, Kurana el basarak bütün denilenlerin yalan ve iftira olduğunu söyler. Aymaz, bu bilgilerle Gülenin yanına döner. Aymaz'ın, Kemaleddin Bey'in dediklerine inandığını gören Gülen, odasından bir kaset getirerek, al seyret, diyerek Aymaz'ın önüne atar. O kaset, bu kasettir.
‘Kemalettin Bey'i emniyet içinde itibarsızlaştırmak istiyorlardı’
Daha sonra konuyla ilgili kimlerle görüştü isem, bu kasetin özellikle Emniyet Camiasındaki kişilere, onları Kemaleddin Özdemir'den soğutmak, uzaklaştırmak gayesiyle teker teker, hatta bazen küçük gruplar halinde izlettirildiğini öğrendim.
‘Meral Akşener tertemiz bir insandır ve iftiraya uğramıştır’
Ben bu durumu, ilk çıktığım Deşifre programında açıkça söyledim, Kemaleddin Özdemir'e kurulan komplodan bahsettim. Kemaleddin Özdemir'le ben talebelik yıllarımda aynı evde kaldım, şahsiyet ve karakterini yakından tanıdığım nezih, temiz bir insandır. Ona isnat edilen iftiralar onun yanında sözlü ifade edilse, yüzü kızaracak kadar iffeti bizce ve bütün tanıyanlarınca bilinen bu insana yapılan bu büyük iftirada adı geçen bir isim olan Meral Akşener de mutlaka öyledir, ben kendisini yakından tanımıyorum, fakat tanıyanlarının basına akseden değerlendirmeleri bu merkezdedir, ve hakkındaki bu genel kanaat herkes için olduğu gibi benim için de bir kaziye hükmündedir.
‘Bu iftiraların kaynağı paralel örgüttür’
Şimdi bu iki nezih insana atılan bu alçakça iftiranın failleri ise, başta Gülen olmak üzere bu paralel örgüttür. Nitekim, aynı örgütün yüzlerce iğrenç iftiralara imza attığı artık malumu ilamdan ibaret sıradan bilgi durumundadır.
‘Amacım bu iftirayı gündeme getirmekti’
AHaber'de yaptığımız sohbette, Meral Akşener'in STV de yaptığı bir söyleşi gösterildi. Orada, Meral Akşener, AK Parti korkuyor, ifadesini kullandı. Meral Akşener'in STV ye çıkıp böyle bir konuşma yapmasının, kendisiyle irtibatlı bir kasetin olabileceğini akla getirdiğini söylemesi üzerine, ben de böyle bir kasetin bulunduğunu, yukarıda söylediğim bilgilere dayanarak söyledim.
‘Meral Akşener'i uyarmak istedim’
Ardından da bu kasetin şantaj gayeli, montaj bir iftira olduğunu da kaydettim. Dolayısıyla MHP'nin ve Akşener'in kimlerle birlikte çalıştıklarına dikkat etmeleri uyarında bulundum. Bu yönüyle de yaptığım Meral Akşener'e bir iyiliktir. Yani kendisini ısırmak için yanına sokulan bir yılanı veya akrebi ona haber vermek gibidir.
‘Tepkilerin muhatabı ben değilim cemaatin iğrenç faaliyetleri’
Ben, benim elimde kaset var, demedim ki, tepkilere yol açan ifadelerin muhatabı olayım. Ben, kendi ifadelerine dayanarak Cemaatin elinde bulunan bir kasetten söz ettim. Benim bu ifadem, cemaatin iğrenç faaliyetlerinden birini daha deşifre anlamında değerlendirmeli; haklı ve gerekçeli tepkilerin muhatabının kim olduğu ve kim olması gerektiği çok iyi düşünülmeli, çok iyi değerlendirilmelidir.