Gündem

Kuzey Kore'nin kıtalar arası füze denemesi ne anlama geliyor?

Pyongyang yönetiminin son denemesinin bölge ve dünya için anlamını Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'ın uzmanlarından Dr. John Nilsson-Wright, BBC için analiz etti.

29 Nisan 2018 20:30

Kuzey Kore'nin ABD'yi vurabilecek kıtalar arası balistik füze denemesi Pyongyang'ın bu uluslararası poker oyununda başarılı olduğunun bir diğer göstergesi.

ABD'nin 4 Temmuz Bağımsızlık Günü'ne denk gelmesi için dikkatle zamanlanan Kim Jong-un'un denemesi, Kuzey Koreli otoriter liderin askeri modernleşme sözüne sahip çıktığını ve Başkan Donald Trump'ın kıtalar arası füzenin gerçekleşmeyeceği yönünde kendine fazla güvenen Twitter mesajlarının da içinin ne kadar boş olduğunu gösterdi.

Kuzey'in Hwasong-14 füzesini fırlatması pratik anlamda Mayıs ayındaki denemenin bir adım ilerisi. Bu füze 30 dakika boyunca 2 bin 111 kilometre yükseklikte 786 kilometrelik bir mesafe uçmuştu.

Son füze bu uçuş süresine 9 dakika, yüksekliği 643 kilometre ve mesafeye de 141 kilometre eklemiş oldu.

Yüzeysel olarak bu Kuzey'in onlarca yıldır sürdürdüğü kışkırtma ve taktiksel savaş tehditlerinin bir benzeri. Kuzey Kore 1960'lı yıllardan bu yana devam eden nükleer silahlara sahip olma çabasını ve füze deneme programını geçen yıl hızlı bir şekilde arttırdı.

Ancak Alaska'yı menzil içine alarak yeni füze denemesi hem sembolik hem de pratik anlamda açık bir oyun değişikliği demek.

ABD toprakları Pyongyang'ın hedefine girmiş oldu. ABD Başkanı ilk kez Kuzey'in sadece kuzeydoğu Asya ve ABD'nin müttefiklerine değil, kendi topraklarına da "gerçek ve mevcut" bir tehdit oluşturduğunu kabul etmek zorunda kalacak.

Trump'ın zayıflığı elini fazla kamuoyu önünde ve fazla yüksek sesle açık etmesinden kaynaklanıyor.

Trump'ın bölgeye savaş uçağı gemisi Carl Vinson'u göndermesi Kuzey Kore'yi korkutmaya yetmedi. Aynı şekilde Çinlilere Kuzey Kore'ye yaptırım uygulamaları için baskı yapması ve Pekin'i denklem dışı bırakmaya çalışması da başarısızlığa uğramış görünüyor.

Çin'in Kuzey Kore'nin son provokasyonu konusundaki tepkisi sözlü bir şekilde kınamaktan ve bütün taraflara sükunet çağrısı yapmaktan öteye gitmeyecek.

Washington'un hızlı bir şekilde devreye sokabileceği seçenekleri ise sınırlı.

Cumhuriyetçilerin John McCain ve Lindsay Graham gibi sertlik yanlışı şahin üyelerinin önerdiği gibi askeri bir adımın atılması, Güney Kore üzerinde yaratacağı riskler ve Kuzey'in stratejik varlıklarını ya da siyasi liderliğini yok etme anlamında başarı oranının düşük olması gibi nedenlerden dolayı neredeyse imkansız.

BM Güvenlik Konseyi kararıyla yeniden yaptırımlar getirilebilir ancak siyasi süreç yavaş ve bunların uygulanması en iyi olasılıkla kısmi ve sonuçta etkisiz olacak.

Güney Kore ve ABD arasında güçlendirilmiş caydırma çerçevesine rağmen Kuzey Kore'yle bir çeşit kısmi görüşmelerin yapılması yönünde gelişen fikir birliği başka bir yol olabilir.

Yine de tüm ivme Pyongyang'dan yana ve askeri modernleşmesini hızlandırmak için zaman kazanan ve uluslararası topluluktaki bölünmelerden faydalanan Kuzey Kore'nin ABD'yle masaya oturması için pek az teşvik var.

ABD, Güney Kore ve Japonya liderleri bu hafta Almanya'daki G20 zirvesinde sert önlemler için uğraşırken, Çin ve Rusya'nın kınama açıklamasının ötesinde desteğine ihtiyaç duyacak.

Mevcut krizin tehlikeleri iki yönlü.

Kendine daha çok güvenen Kim Jong-un son başarısıyla daha çok risk alabilir. Bu sayede komşularına saldırmaktansa kasıtla değil yanlış hesaplamalar sonucu çatışmalara girerek konvansiyonel askeri tehlikeleri göze almaya kalkabilir.

Öte yandan Kuzey'in pazarlık edilemez "kırmızı çizgileri" geçmesiyle yüzleşen ABD başını başka tarafa çevirebilir.

Kendi "sahte haberlerine" dalmış bir ABD Başkanı için uygun olmayan gerçeklikle başa çıkmanın belki de en kolay yolu "kırmızı çizgiyi" yeniden tanımlamak ya da görmezden gelmek olabilir.

Ancak bu Kuzey'i caydırmayacağı, bölgedeki diğer ülkeleri kendi askeri modernleşme planlarını yürütmeye cesaretlendireceği ve gelecekte çok daha büyük sorunlar yaratacağı için büyük bir hata olur.

Sonuçta Trump gerçekten de bir "anlaşma ustası" olduğunu göstermek istiyorsa Twitter üzerinden megafon diplomasisini bırakarak daha bilgili bir yaklaşıma gitmeli.

Bu, Kuzey Kore'nin genç liderinin egosuna hitap etme ya da ABD'nin Güney Kore gibi müttefikleriyle koordinasyon içinde Kuzey'de bir ABD temsilciliğinin açılması gibi yüksek düzey siyasi ödünler olabilir.

Şu anda Washington'un bölgenin ve dünyanın genelinin iyiliği için kısasa kısas bir oyundansa Kuzey Kore hakkında uzun vadeli, sürdürülebilir ve iyi kalibre edilmiş bir stratejiye ihtiyacı var.

Fevri, dikkati noksan ve hiperaktif Trump'ın pokerden satranca geçmesi iyi olur.