Gündem

Kuzey Kore'ye gitmesi 'örgüt üyeliğine' delil gösterildi, tanık ifadesiyle 27 ay tutuklu kaldı

"Lanetledikleri kesimlerin yöntemlerini uyguluyorlar"

21 Ocak 2020 10:58
 

2017 yılının Mart ayında resmi vize ve pasaportla Çin üzerinden Kuzey Kore'ye giden Naim Eminoğlu, 5 günlük gezinin ardından Türkiye'ye döndü. Eminoğlu, aynı yıl ekim ayında düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. 8 günlük gözaltı sürecinin ardından tutuklanan Eminoğlu'na yasa dışı DHKP-C'ye üye olduğu iddiasıyla "Örgüt üyeliği" suçu yöneltildi. Eminoğlu hakkında düzenlenen iddianamede, tanık Berk Ercan'ın ifadelerine yer verilerek, Kuzey Kore gezisinin örgüt faaliyeti olduğu ileri sürüldü.

İndependent Türkçe'den Can Bursalı'nın haberine göre, iddianamede, tanık Berk Ercan'ın ifadelerinde şu bölüm yer aldı:

"ANTİ EMPERYALİST CEPHE ismiyle diğer ülkelerdeki örgütler ile ortak radyo yayınları yazılı açıklamalar çeşitli eylemlilikler düzenlenmeye çalışılmaktadır. Bu komiteye bağlı olarak 2017 yılı içerisinden Naim Eminoğlu'nun Kuzey Kore'ye giderek devlet yetkilileriyle bağ kurduklarını biliyorum."

Tanık Berk Ercan, ifadesinde stajyer avukat Naim Eminoğlu'nun Anti - Emperyalist Cephe Komite faaliyetlerine katıldığını savundu.

11. duruşmada tahliye edildi

Kuzey Kore'ye gitmesi "Terör örgütü üyeliği"ne delil gösterilen Naim Eminoğlu, 24 Aralık 2019'a kadar, yani 27 ay tutuklu kaldı. 24 Aralık'ta 11. kez hâkim karşısına çıkan Eminoğlu'nun delil karartma şüphesinin bulunmadığı, tutuklu bulunduğu süre ve adli kontrol hükümlerinin yeterli olması dikkate alınarak tahliyesine karar verildi. 

"Lanetledikleri kesimlerin yöntemlerini uyguluyorlar"

Yaşadığı sürece ilişkin değerlendirmede bulunan Eminoğlu, şunları söyledi:

"Yaşadığım bu tutukluluğun şunu bizlere bir kez daha gösterdiğine inanıyorum. Ülkemizde hukuk sistemi dönüştürülmek isteniyor. Bugünlerde lanetledikleri kesimlerin kullandığı yöntemleri daha pervasız ve göstere göstere adliyelerde uyguluyorlar. Aslında ülkemize getirilmek istenen Amerika’nın tamamıyla kişiyi en ufak şüphede suçlu kabul eden yargılama sistemidir. İtirafçılara sahte delillere dayanan bir yargılama pratiği ile insanlara adeta cezalar dağıtılıyor. Buna karşı çıkmak ve bu dönüşümü durduracak bir avukatlık yapmak istiyorum. Sürekli adaletsizlik yaratan yargı sistemine karşı olmanın bugün her hukuk insanının; hâkimlerin savcıların avukatların akademisyenlerin en temel görevi olduğunu düşünüyorum."