Kuzey Kıbrıs'ta 6 Temmuz 1996'de öldürülen gazeteci ve yazar Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddialarının ardından, o dönem KKTC'de Başbakan Yardımcısı olan Serdar Denktaş, "Mutlaka bir Türkiye bağlantısı vardır. Türkiye ile buradaki elemanları ile bağlantısı vardır. Başka ihtimal düşünemiyorum" dedi.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, 1993'te evinin önünde bombalı saldırıda yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu ve 1996'da Lefkoşa'da öldürülen gazeteci Kutlu Adalı'nın cinayetlerine ilişkin olarak yaptığı açıklamada eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve eski MİT'Çi Korkut Eken'i işaret etti. Peker, "Uğur Mumcu şehit ediliyor, yanına ilk gelen kim; katil en önce gelir, Mehmet Ağar" derken, Kutlu Adalı'nın cinayetine yönelik olarak da "Yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi. Adam namuslu adam, bu günleri görmüş, namuslu adam. Rumlara Kıbrıs'ı satacağı yok. Aradan zaman geçti, döndüler üç dört gün sonra. Denk gelinemedi. Korkut abiyle konuştuk. Dedi sonra gideceğiz. Onlara bağlı başka bir ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abiyle, "Halloldu o iş" dedi" ifadesini kullandı.
Adalı'nın öldürüldüğü yıl KKTC'de Başbakan Yardımcısı olan, Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş, Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtları.
Denktaş'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Peker'in Adalı ile ilgili iddiasına dair düşünceniz nedir?
Kıbrıs'ta dönemin Cumhurbaşkanının (Rauf Denktaş) ve benim bakan olarak bilgimiz olması gerektiğini söylüyorlar. Şunu anlasın Türkiye kamuoyu: Kıbrıs'ta o dönem Türkiye tarafından direkt veya Türkiye eliyle bir şey yapıldığında çok fazla sorgulanmazdı, bir bildiği var diye. Birçok olayın içeriğiyle ilgili Kıbrıs'ta kimsenin bilgisi ve haberi yoktur. Peker, “Eken'in uzantıları yaptı” diyor. Kimdir bu uzantılar? O isimler yok. Burada Meclis'te konuşulan konulardan biri bu, yeniden soruşturma açalım diye. Açalım da, nereye kadar götürebiliriz? Bu işin başlangıç yeri Türkiye olduğuna göre o bilgilere ulaşacak mıyız? Orada bir soru işaret var hepimizin kafasında. Nasıl açığa kavuşturacağız, o belli değil.
Susurluk bağlantısı olabilir mi?
O dönemde de iddialar buydu. Aziz Barnabas'tan ne alındı, mağarada ne vardı; bütün bunlar bizim açımızdan cevapsız. Bilgimiz olmayan konular. Niye? Çünkü fiilen askerin karıştığı olaydı. Soruşturma durduruldu. “Devam ettirmeyin” dendi. Ne vardı, ne alındı, kime götürüldü; Kıbrıs'ta hiçbir makamın bilgisinde değil.
Asker Türkiye'ye bağlı olduğu için mi?
Tabii ki.
Susurlukçular mı öldürdü?
Olabilir, “Kesinlikle değildir” diyemiyorum.
Başka bir ihtimal var mı?
Mutlaka bir Türkiye bağlantısı vardır. Türkiye ile buradaki elemanları ile bağlantısı vardır. Başka ihtimal düşünemiyorum.
Bu açıklamayı duyunca şaşırdınız mı?
Mehmet Ağar ve Korkut Eken'den bahsediyor. Bu isimler ilk defa gündemimize giriyor. “Bunlarla bağlantılıdır” diye bir şey ilk defa duyuluyor. Şaşırır mıyız? Yok. “Şaşırdım” diyeni duymadım.
Hükümet bir şey yapacak mı?
Soruşturma komitesi burada yetkili elemanlara soru sorabilir, cevabını alır ama Türkiye'ye sorma konusunda pek bir yere varabileceğimizi zannetmiyorum.