Hayatını kaybeden tiyatrocu Levent Kırca'yla katıldığı bir programın ardından kendisine "Bak ben sizin Tayyip Erdoğan'a çok kızıyorum. Bana göre ülkeye çok zararlar verdi ama şu Fethullah belasından da Türkiye'yi başka hiç kimsenin kurtaramayacağını biliyorum. Bunlarla bir tek Tayyip baş edebilir" dediğini aktaran Rasim Ozan Kütahyalı "Bazı gazetelerde Kırca'ya yönelik kırıcı ve incitici ifadeler kullanılması benim de içimi acıtıyor" dedi.
Kütahyalı, yazısında "Kırca gibi su katılmamış gerçek Atatürkçülerin hedef alınması da bence asla doğru değil. Şu an devlet ve yargı içinde Atatürkçülerle bu paralel çeteden devletin temizlenmesi için çok güzel bir ittifak var" ifadelerine yer verdi.
Rasim Ozan Kütahyalı'nın Sabah gazetesinin bugünkü (14 Ekim 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Levent Kırca erken bir yaşta vefat etti. Haberi duyduğum an içime derin bir hüzün çöktü. İlkokul başlangıcından lise yıllarına kadar Levent Kırca çocukluk hayatımızda hep vardı. Kırca'nın yaptığı taklitlerin benzerini okulda kendi aramızda yapardık. Ski Ski ski diyerek banyodan köpükler içinde çıkmış adamın İSKİ'yi aradığı skeci oynar gülüşürdük...
Levent Kırca tam Kemalist ve eski rejimin resmi devlet ideolojisine gönülden bağlı bir adamdı ama 1998'de 28 Şubat üniversitelerindeki yasaklara giydirdiği şu skecini de unutmuyorum... Üniversite kapısında çatık kaşlı bir Levent Kırca tiplemesi gelenin gidenin giyimine kuşamına bakarak yassah kardeşim deyip okula sokmuyor. Mini etekli bir kız geliyor.
Sen çok çıplaksın giyin de gel diyor ve okula almıyor. Sonra başörtülü bir öğrenci geliyor. Sen de çok giyiniksin soyun da gel diyor ve okul kapısından kovuyor. Sakallı geliyor sakalını kes diyor. Küpeli bir erkek talebe geliyor küpeni çıkar diyor vs..
Başörtülü kızların üniversite kapılarında yaşadıklarına dair 5 saniyelik bir bölümü olan bu skeç bile olay olmuştu. Tüm muhafazakar medya organları bu skeçten bahsetmişti. Çok iyi hatırlıyorum... O dönem Kırca'nın skecindeki diğer öğrenci tiplerinin yaşadığı bir sıkıntı yoktu aslında ama belki de sadece başörtülü kızlara yapılan zulüm anlatılsa devletten çok tepki çekeceğini bilen Kırca böyle bir yönteme başvurmuştu.
Levent Kırca ile hayatımda bir kez yan yana geldim... Kırca'nın 35 yıllık dostu Kadir Çelik'in moderatörlüğündeki Objektif programında 20 Mart 2014'te karşı karşıya gelmiştik. Kırca o zaman 30 Mart seçiminde belediye başkanlığına adaydı. Çok keyifli ve eğlenceli bir program olmuştu. Siyasi tartışma boyutu da vardı programın ama esasen eğlenceli programdı. YouTube'da 2 saat 24 dakika süren o programın tam kaydı var.
Dileyen okurlarım izleyip gülebilir...
Kadir Çelik'in programının öncesinde ve sonrasında da muhabbet etmiştik rahmetli ile. Çok hoş sohbet adamdı. Elbette çok katı biçimde eski Türkiye'ye bağlıydı. AK Parti'nin azılı bir düşmanıydı. Su katılmamış bir Kemalist idi. Program boyunca Tayyip Erdoğan'a da giydirdi. Fakat program çıkışı konuştuklarımız dün gibi aklımda. Bugün ilk kez açıklayacağım konuştuklarımızı. Levent Kırca 20 Mart 2014'ü 21 Mart'a bağlayan o geceyarısı bana aynen şöyle söylemişti:
Bak ben sizin Tayyip Erdoğan'a çok kızıyorum. Bana göre ülkeye çok zararlar verdi ama şu Fethullah belasından da Türkiye'yi başka hiç kimsenin kurtaramayacağını biliyorum. Bunlarla bir tek Tayyip baş edebilir. Başka türlü devleti örümcek ağı gibi sarmış bu Fethullahçı çeteden memleketi 50 sene kimse kurtaramaz. Tek ben değil okumuş yazmış Atatürkçülerin hepsi bu gerçeğin farkında ama bu saatten sonra Tayyip'i de destekleyecek halimiz yok.
Bu sözler üzerine Kırca'ya Ümit Zileli'nin de aynen kendisi gibi düşündüğünü ifade etmiştim. O da Zileli'nin 30 yıllık dostu olduğunu ve gerçek bir Atatürkçü aydın olduğunu söylemişti. Sonra telefonla Zileli'yi aramıştık. Eski hatıralar anılıp geyikler yapıldı. O gece çok güzel ayrılmıştık... Bazı gazetelerde Kırca'ya yönelik kırıcı ve incitici ifadeler kullanılması benim de içimi acıtıyor. Ayrıca Kırca gibi su katılmamış gerçek Atatürkçülerin hedef alınması da bence asla doğru değil. Şu an devlet ve yargı içinde Atatürkçülerle bu paralel çeteden devletin temizlenmesi için çok güzel bir ittifak var. Paralel TV'lerle ilgili işlemleri yapan yargı mensupları da hep Atatürkçü isimler. Yargıda sağlanan bütünlük maalesef topluma hiç yansımadı. Bunda bizlerin de kabahati büyük. Yargıdaki birlik olayı da bizim medyada yeterince anlatılmıyor. Bugün ortada bir AKP yargısı kesinlikle yok ama algıda durum çok farklı. Toplum ise yargıdaki durumun tersine ayrıştıkça ayrışıyor. Bu gidişata bir dur denmeli. Levent Kırca'yı rahmetle anıyorum.Sevenlerinin başı sağolsun...