BDP ’nin Diyarbakır İl Kongresi’nde konuşan Eş Genel Başkan Gültan Kışanak, CHP ’li Birgül Ayman Güler’in açıklamaları üzerinden CHP ve AKP ’li siyasetçilere mesaj verdi. Güler’in “Türk ulusu ile Kürt milletini eşit göstertemezsiniz” şeklindeki açıklamasının CHP’nin bilinen ‘tekçi’ zihniyeti olduğunu belirten Kışanak, önemli olanın CHP ve AKP’de “eşitlikçi”, “özgürlükçü”, “Kürt” olduğunu söyleyen milletvekillerinin ne söyledikleri olduğunu belirtti.
Kışanak’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
- Tüm Türkiye halkının, anaların barış ve çözüm talebi üstünden siyaset yapmaya kalkışan altında kalır. Bu sürece bunu bilerek başlayın. Bu süreç, “kimi nasıl kündeye getiririm”, “kimi nasıl boşluğa düşürürüm” diyerek değil, samimiyetle yürütülecek bir süreçtir.
- CHP’li milletvekilinin (Birgül Ayman Güler) sözleri ırkçı bir zihniyettir. Bize, “siz bizimle eşit olamazsınız” diyen zihniyettir ve çok şükür halkımızın mücadelesi ile kendini bilmez birkaç kişi dışında bunu dillendiren de kalmadı.
- “Kürtler vardır ve bizimle eşit haklara sahiptir demediğiniz” sürece biz sizinle konuşup bunun aksine ikna etmeye çalışırız ama mücadelemizi bırakmayız, kimse de Kürt siyasi hareketi üzerinde vesayet kuramaz.
- Güler’i herkes yarım ağız kınadı ama CHP’de Kürtler’den oy alanlar var, bunların çıkıp açıkça ırkçılığa karşı en net tutumu almaları gerekiyor. CHP içerisinde kendine “eşitlikçiyim”, “Kürdüm”, “demokratım” diyenlerin de çıkıp bunu en net biçimde kınaması gerekir.
- AKP de CHP’ye buradan vurmayı bırakıp kendi içine baksın, dilini değiştirsin. AKP, CHP’nin bu bilinen tekçi tutumu üzerinden siyaset yapmayı bıraksın. AKP içinde demokrat, eşitlikçi, özgürlükçü olduğunu söyleyenler var. Onlara da çağrımızdır, aldığınız oylara ve insanlığa karşı görevinizi yapın, safınızı net belirleyin. “Bizim için Kürt halkının Türk’ten, Laz’dan, Arap’tan, Çerkes’ten hiçbir farkı yoktur” demelisiniz.
- En kritik nokta devletin Sayın Öcalan’la görüşmeye başlamasıydı ve Türkiye’nin demokratik kamuoyu buna destek verdi. İki halkın demokratik birliği önünde hiçbir engel yoktur ve önü açıktır. Sadece bazı siyasi elit kendi siyasi geleceği için bunu malzeme yapmaktadır.
- Bugün AKP’de çözüm konusunda bir irade eksikliği varsa bunun birincil dereceden sorumlusu o partide siyaset yapan Kürt milletvekilleridir. Çünkü Başbakan, “Ben BDP’yi muhatap almam çünkü ben de Kürtlerden oy alıyorum” o zaman siz de AKP’ye Kürtlerin oylarını alarak Meclis’e gittiyseniz çıkın bu halka şu soruları sorun, “Anadilde eğitim istemiyor mu?” “Özerk yönetim istemiyor mu?” Siz, sizin şahsınızda Kürtlerin politik haklarından vazgeçtiği gibi bir algı oluşmasına izin verirseniz bu halk bunun hesabını sorar.
- AKP hükümeti Suriye’deki yerel Kürt yönetimine ambargo uygulayarak, orayı Gazze’ye çevirmek istiyor. Bu Esad’ı da güçlendirecek bir tutumdur. Biz de halk olarak sınıra giderek bu ambargoyu kıracağız demeliyiz.
- Paris’teki cinayetlerin arkasında kim varsa heabını verecek. Sayın Başbakan üstü kapalı konuşma, karnından konuşma. Almanya’da kim kimi öldürecek? Liste mi var sizde? Katiller kim olacak? Hem konuşurum hem cezaevi ya da ölüm diye adres gösteremez. Başbakan neyi biliyorsa çıkıp anlatacak. Eğer sözlerine açıklık getirmezse bu cinayetle hükümet arasında bağları artık kuracağız. Bugüne kadar kurmadık. Türkiye’de karanlık çetelerin tasfiye edilmediğini hepimiz biliyoruz. Bunların arkasında durmayın dedik. Ama Türkiye’de derin devletin çekirdeği, öz evlatları halen işbaşında. Başbakan’ın dün bazı tutuklu Ergenekon ve Balyoz sanıkları ve ordunun görevlerine ilişkin söyledikleri çok manidardır. Kürt sorununu çözmek için orduya ihtiyaç duyanlar bu işi güvenlik politikalarına havale ettiler ve oradan zulüm ve ölümden başka bir şey çıkmadı.
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, partisinin Diyarbakır İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada CHP ve AKP'deki 'demokratım' diyen siyasetçileri buna uygun davranmaya davet etti