Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, isteyen öğrencilerin Kuran-ı Kerim derslerinde başlarını örtebileceğini, istemeyenlerin de örtmeyeceğini söyleyerek "Kuran-ı Kerim Dersi'ni seçmeyenleri itham edecek bir ortam yaratılmasına izin vermeyiz" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer CNN Türk’te yayınlanan 'Eğrisi Doğrusu' adlı programda Taha Akyol ve Dicle Canova'nın sorularını yanıtladı. Dinçer şunları söyledi:
“Kuran-ı Kerim derslerini İngilizce’de olduğu gibi seviye seviye yapacağız. Bu ders sekiz basamaklı olacak. Biz Kuran-ı Kerim dersini Hz. Peygamberimizin hayatını toplumla birleştirip öyle bir vereceğiz ki Kuran Kurslarında alınan dersin yeterince pedegojik olmadığını halk fark edecek. Hz. Muhammed’in hayatı sadece 571’de doğdu, şu tarihte Peygamberlik geldi diye tarih olarak anlatmayacağız. Toplum içinde bir ferdi anlatacağız. Bu dersleri seçmeyenlerin itham edilmemeleri için elimizden geleni yaparız. İsteyen seçmeyebilir.
Çocuk başını kapatırsa niye demeyiz
Kuran-ı Kerim okumanın bir adabı var. İlk seviyedeki çocuklardan abdest almalarını başlarını bağlamalarını istemeyebileceğiz. Ama buna rağmen çocuklar abdest almak istiyor başlarını kapamak istiyorlarsa ‘niye yaptın’ demeyeceğiz. Din bir şeyi öngörüyorsa ona teslim olacağız. MEB’in kuralları varsa ona teslim olacağız. Bu bahsettiğim kılık kıyafet Kuran-ı Kerim dersleri için geçerli olacak. Tüm okulların İmam Hatiplere dönüşeceği iddialarını sadece dinliyoruz. Biz bu eğitimi veriyoruz diye önünün kesileceğini söyleyenler de var. Bir yılda net şekilde göreceğiz.
Hristiyanlık müfredatı hazır değil
Temel dini bilgilerde Musevilik Hristiyanlık konusunda da bilgi verilecek. Ancak henüz müfredat hazır değil. O camianın içinden o dersi verecek olanlar çıkabilir.
4+4+4 kanunun aceleye getirilip getirilmediği tartışılabilir. Ama bu tartışmalar MEB’in yaptığı hazırlıkların farkında olmamakla da alakalı. Gelecek sene de başlasaydık benzer tartışmalar yapılacaktı. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan tartışmalar daha çok ideolojik yaklaşımlarla yapılıyor. Türkiye okul öncesi eğitimden vazgeçmiş değil. 36-72 ay arası çocukları okul öncesine alıyorduk. Şimdi 66 ay arasını alacağız. Niçin eğitimi erkene aldık. AB’nin 15 ülkesi 60 aylıkken alıyor. Bir çok ülke eğitimin yaşını erkene almak için de çalışma yapıyor. Eğitim yaşını çok erkene almış değiliz. Teorik olarak iki ay öne çektik.
Çocuklar bir yıl kazanacak
ODTÜ’nün ‘çocuklar neden 66 aylıkken eğitime başlamamalı’ raporunun aksini söyleyenler de var. Bir başka eğitim uzmanına sorunu size başka bir şey söylesin bizim kendi akademisyenlerimiz var. Farklı raporlar var elimizde. Bilim adamaları pek çok konuda bölünüyorlar. 66 aylık çocuğu alacağız okul temeli bilgi vereceğiz zannediyorlar. Bu çocukları alacağız hemen okul temelli bir akademik eğitime başlamayacağız. Eğitimde önemli olan çocuğun yaşı değildir. Eğitimi 12 yıla çıkardığımızda çocuklarımızın hayatında bir yıl kazandırıyoruz.
Makul gerekçe yoksa para cezası
Rapor meselesi çok tartışılmakla birlikte daha önce de var olan bir şeydi. İstisnai bir uygulamaydı. Aile çocuğunu gerçekten eğitime hazır görmüyorsa doktora götürmeli, rapor alması gerekiyorsa alır, bir yıl sonra başlar. Makul bir gerekçesi yoksa aileye para cezası verilecek.
Okul müdürlerinin odası küçüldü
Çocuk topu tek elle tutabiliyor mu gibi kriterler mizahi. Türkiye’de okula başlama yaşı ortalama 76 aydır. Bu da çok geç değil mi, 7 yaşın üzerine çıkıyor. Herkes tartışmaları yaparken buna çok fazla değiniyor. Zaten 66 ayını doldurmuş çocukların yüzde 69’u okul öncesi eğitim kurumlarındaydı. MEB her yıl 17 bin ile 20 bin arasında yeni derslik yapıyor. Bu sene 17 bin yaptığını düşünün 30’ar öğrenciden 510 bin öğrenciye tekabül eder. Biz bu sene bütün okullarda 42 bin 500 okulda proje dışı uygulamaları kaldırdık. 7 bin 926 ek derslik kazandık. Okul müdürlerinin odaları değişti, müdür muavinlerine ayrı oda verilmedi. Bu da 200 binden fazla öğrenciye tekabül eder.
Saçı uzun diye çocuğu kınama
Veli okul müdürü ve velilerimize diyorum ki ‘yönetmeliğimizi değiştiremedik, ama bu nedenle saçı uzun, eteği şöyle diye rengi böyle diye çocuğa hakaret etmelerini istemiyorum’, ‘doğru bulmuyorum’. Saçı düzgün kıyafeti düzgün olduğu, ahlaka uygun olduğu sürece çocuklara karışılmasını istemiyorum.
Müfredatla ilgili yaptığımız değişiklik ilkokul bir ile ortaokul bir de yaptık. Herkes müfredatın ne olduğunu biliyor. Ders kitaplarının hazırlanması bir yıl sürüyor. Ama öğretmenlerin elinde kullanacakları her türlü eğitim öğretim materyalini gönderiyoruz. Dil öğrenimi ikinci sınıftan başlayacak artık
Kürtçe Zazaca için öğretmen arayışı
Kürtçe, Zazaca vs öğrenci varsa çocuk seçecekse en az 12 öğrenci olacak. Bu sayı yakalanırsa öğretmen arayışına bakacağız.
Eş durumu tayinleri
Bu sene sadece özür durumunu kastediyorum il içi sağlık eş durumu gibi özürler bize yer değiştirme taleblerde bulunan öğretmen sayısı 156 bin. Toplam sağlık ve eş durumundan başvuran öğretmen sayısı 50 binin üzerinde. 24 bin küsürü eş durumunda 23 bini asker, hakim, savcı, kaymakam ve polis eşiyse ben bunların hepsini nereye taşıyabilirim? Eş durumundan atama yapıyoruz. Ama mümkün olduğunca azami seviyede göndermeye çalışacağız. Gönderemiyorsak gerekçemizin arka planını anlatmaya çalışıyorum. Bir öğretmenin maliyeti 3 bin lira. Bir öğretmenin yıllık maliyeti 36 bin lira. 33 bin norm fazlası öğretmen var elimizde. Türkiye bu maliyete katlanmak durumunda mı. Daha fazla okul yaparız bu maliyetle.
Açık lise tartışması
Çağ yaşında olan tüm nüfus okula gidecek. Açık ortaokul ve liseyi örgün öğretimi alamayacak olan insanlar gidecek. Yani yaşı geçen kişiler. Açık ortaokula 205 bin civarında, açık liseye 235 bin civarında başvuru var. Başvuran kız çocukların oranı yüzde 50’nin üzerinde.Yılda birden fazla yapmayı planladığımız sınav YGS ile ilgili. Bu toplum üzerinde ciddi sıkıntı yaratıyor. Tek sınav insani değil. Bu baskı kalkmalı hem de dershanelere olan sınav azalsın. SBS ise belirli okul ve liselere geçecek öğrencileri seçmek için yapılan sınav. Bu sınav kalkacak. Sınavı sadece MEB’in başarısını ölçmek için yapacağız.”