CHP milletvekilleri, ABD’nin İran’a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla ABD’de tutuklu bulunan ve yargılama öncesinde itirafçı olarak ABD hükümetiyle iş birliği yaptığı iddia edilen Türkiye ve İran vatandaşı iş adamı Reza Zarrab’ın hakkında ABD Adalet Bakanlığı’nca düzenlenen iddianameyi inceliyor.
Amerikan Adalet Bakanlığının hazırladığı 21 sayfadan oluşan iddianamede genel bir çerçeve çizilmesi için temel bilgilere yer verildiği belirtildi. İddianamenin, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları ihlal etmek için komplo kurmak, kara para aklamak ve Banka dolandırıcılığı yapmak suçlarından hazırlandığına dikkat çekilirken bunun Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasının dayanağını oluşturduğu da kaydediliyor.
İddianamede, davalı olarak adı geçen üç kişinin yanında “bilinen ve bilinmeyen diğer kişiler” ibaresinin kullanılmasının davalıların genişleyeceğini gösterdiğine dikkat çekildi.
Zafer Çağlayan’ı kim ele verdi?
Meclis kulislerinde Zarrab’ın Amerikan yargısıyla anlaştığına ilişkin gelen bilgilerde değerlendirilirken eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın bu davaya nasıl eklendiği konusundaki iddialar dikkat çekiyor. Davayı yakından takip edenler bunun Gana’dan gümrük işlemlerine uygunsuz biçimde, düzensiz ve sahte evraklarla İstanbul’a getirilen 1.5 ton kaçak altına ilişkin olayla ilişkilendiriyor.
Söz konusu olayda 1.5 ton yani, 1.500 kilogram altın ile Gana’dan gelen uçağın, geri giderken 1.208 kilogram altınla uçuşa geçtiği aradaki 292 kilogram altının akıbetinin ise bilinmediği belirtiliyor. Altındaki bu eksikliği fark eden Zarrab’ın ABD’de eski bakan Zafer Çağlayan’ı ele verdiği öne sürülüyor.
Gana’dan gelen altın olayı nedir?
1 Ocak 2013 tarihinde, ULS Havayollarına ait bir Türk kargo uçağı Gana’dan kalkıp, İstanbul Atatürk Havalimanı’na indiyor. Bu kargo uçağını Reza Zarrab’ın patronu olan Babek Zencani’nin firması Sorient Group 4 tona kadar altın taşımacılığı için kiralıyor. Sözleşme Babek Zancani ve ULS Havayolları adına Çarter Müdürü tarafından imzalanıyor. Uçak Gana’dan gümrük işlemlerine uygunsuz biçimde, düzensiz ve sahte olarak hazırlanmış evraklar ve 1.5 ton altın yüküyle İstanbul’a geliyor. Altın kaçak olunca gümrük yetkilileri uçağın kalkmasına izin vermiyor. 1.5 ton yani, 1.500 kilogram altın ile Gana’dan gelen uçak, geri giderken 1.208 kilogram altınla uçuşa geçiyor. Aradaki 292 kilogram altının ise akıbeti bilinmiyor.