Gündem

Kübra’nın bacağının koptuğu kazada tek kusurlu sürücü

Belediye otobüsü şoförü Eyüp Er, 1 Ağustos 2014'te Kabataş'ta 9 kişinin yaralanmasına yol açmıştı

04 Mart 2015 17:13

Kabataş'ta, 1 Ağustos 2014’te kullandığı belediye otobüsü ile vapur iskelesine girerek 9 kişinin yaralanmasına neden olduğu öne sürülen 55 yaşındaki şoför Eyüp Er hakkında 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. Üniversite öğrencisi Kübra Dere’nin bacağının kesilmesine neden olan kazada verilen bilirkişi raporunda Eyüp Er’in asli derecede kusurlu olduğu, kazada başka kimsenin kusur ve ihlalinin bulunmadığı belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameye göre olay şöyle anlatıldı:

"Şüpheli sürücü Eyüp Er, kullandığı İETT otobüsü ileKabataş İskelesi otobüs peronlarında yolcu alarak hareket ettiği sırada hâkimiyetini kaybetti. Taşıt yolu üzerinde bulunan Süleyman Durmaz’a ait taksiye çarparak yön değiştiren otobüs, iskele önünde bekleyen Şerif Akpınar’a ait başka bir taksiye çarparak sürükledi. Demir parmaklıkları kırarak denize doğru seyretti. Bu sırada tekrar yön değiştirerek İDO İskelesi yönüne doğru hareket eden otobüs, iskelede bekleyen Kübra Dere, Recep Özsoy, Mine Küçük ve Neşe Ateş’e çarptıktan sonra kafenin duvarına çarpıp durdu. Bu çarpma esnasında Eyüp Er’in kullandığı otobüs içerisinde yolcu olarak bulunan Elif Balkeser, Mehmet Yavuz Karaduman, Selin Samur, Didem Akıncı, Berkan Hasan Güçin ve Sedat Kesim de yaralandı. İddianamede, şikâyetçi Kübra Dere, Elif Balkeser, Recep Özsoy ile Sedat Kesim’in basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte yaralandıkları ifade edildi. Berkan Hasan Güçin, Selin Samur, Didem Akıncı, Mine Küçük, Mehmet Yavuz Karaduman, Neşe Ateş’in ise hafif yaralandıkları kaydedildi. Şüpheli Eyüp Er’in “Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması istendi."

 

Şoför Eyüp Er, kendini nasıl savunmuştu?

 

“Bizim meslekte sabit bir hatta çalışmazsınız. Kısa zaman aralıklarıyla güzergâhlarımız değiştirilir. 63 Kabataş-Kağıthane hattındaki ilk iş günümde böyle bir olay yaşandı. Kazaya karışan otobüs 2013 modeldi. İlk iş günümden 3-4 gün önce başka bir hattan getirildiğini öğrendim. Aracın periyodik bakımlarının yapıldığını biliyorum. Zaten garanti süresi bile dolmamış olması gerekir. Ancak bu tür elektronik donanımlı otobüslerde milyonda bir bile olsa beyin sistemi beklenmedik şekilde devreye geçebiliyor. Araç beyin dediğimiz elektronik aksamdaki arızadan dolayı sürücünün inisiyatifi dışında hareket etmeye başlıyor. Başıma gelen daha önce de başka arkadaşlarımızın başına geldi. Arkadaşlar arasında buna ‘araç ambeleye kalktı’ deriz.”

 

‘Gaza basmadan hareket etti’

 

“Duraktan kalkmaya hazırlanırken, ben daha gaza basmadan araç hareket etmeye başladı. 10 metre önümdeki trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçen onlarca insan vardı. Frenler taş kesmişti. Tüm gücümle frenlere bastım ama araç durmuyordu. İnsanları ezmemek için boşluk bulduğum yere direksiyonu kırdım. Aklımdaki tek düşünce kimseye zarar vermeden, direksiyon hakimiyetini yitirmeden bir yere çarparak durabilmekti. Bunlar anlık, saniyeler içinde gelişen hadiseler. Şayet tek elimle, el freni, imdat kolu veya vites tuşlarına basmaya kalksam direksiyon hakimiyetini kaybedip trafik ışıklarındaki 10-15 kişiyi ezmek zorunda kalacaktım. Direksiyonu kırmamış olsam çok büyük bir felakat yaşanırdı. BUDO iskelesindeki boşluğu görünce araya daldım. Şayet Adalar iskelesinin önünde insanlar olsaydı aracı denize uçururdum. Direksiyonu kırdığım boşlukta insanlar bulunmuyordu. Frenlere bütün gücümle asıldım ancak frenler taş kesti. Araç durmuyordu. Karşıma çıkan kapı ve taksiye çarpmak zorunda kalınca, insanlar yaralandı ve taksinin altında kalan kardeşlerim oldu.”

 

‘Helallik isteyeceğim’

 

“Çok üzgünüm. Büfeye vurup durduktan sonra aracın içinde sıkıştım. Büfenin demiri alnıma giriyordu. O anlarda bile kimsenin zarar görmemiş olmasını diliyordum. Oğlum, sürekli yaralıların aileleriyle görüşüyor. Şişli Etfal’de tedavisi devam eden Kübra’nın durumunun iyi gittiği yönünde bilgi aldık. Okmeydanı Hastanesi’nde yatan Elif Balkeser’in durumunun ciddiyetini koruduğunu öğrendim. Elif Hanım için endişeliyim. Hayattaki tek dileğim yaralı insanların sağlıklarına kavuşması. Onlar iyi olsun başka hiçbir şey istemiyorum. İyileştiklerinde ben de kendilerini ziyaret ederek, helallik almak istiyorum. Ancak şu aşamada ailelerin karşısına çıkacak gücü bulamıyorum. Kübra Dere için kan bağışı yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.”

 

‘Mesleğe geri dönmeyeceğim’

 

“Mahkemenin atayacağı bilirkişi dışında aile olarak İTÜ’den bilirkişi talep edeceğiz. Psikoteknik testlerim, sürücü belgelerim eksiksiz. Tazminat davası açılması durumunda ne yapacağımı da bilmiyorum. Mesleğe geri döneceğimi sanmıyorum. Mesleğe dönmeyi bırakın, sokağa adım atacak halim yok. Bu dava sürecek. Yargı önüne çıkacağım. İnsanlar sadece kasıtlı olmadığımı, teknik sorundan dolayı aracın durmadığını bilsinler. Ben direksiyonu, anlık refleks ile en boş gördüğüm yere kırdım. Araç durmuyordu. Düz gitmiş olsam trafik ışıklarındaki 10-15 kişiyi ezmek zorunda kalırdım.”