Zonguldak Kozlu'da, iki yıl önce sekiz işçinin öldüğü maden faciasına ilişkin, aralarında Türk Taş Kömürü Kurumu (TTK) Müessese Müdürü ve iki yardımcısının da olduğu on sanığa "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 2 ila 15 yıl arasında hapis istemiyle dava açıldı.
İsmail Saymaz'ın Radikal’de yer alan haberine göre, Zonguldak Kozlu’da, iki yıl önce metan gazı patlaması sonucu sekiz işçinin öldüğü ve yedisinin yaralandığı maden faciasına ilişkin, aralarında Türk Taş Kömürü Kurumu (TTK) Müessese Müdürü ve iki yardımcısının da olduğu on sanığa “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan iki ila 15 yıl arasında hapis istemiyle dava açıldı. Davanın iddianamesinde; facianın göz göre göre geldiğine dikkat çekildi.
İddianameye göre TTK, metan gazı tehlikesi olduğu halde ocağı, alanda hiçbir uzmanlığı bulunmayan bir taşeron şirkete verdi. Taşeron da 25 metreden yapılması gereken sondaj kuralını ihlal etti ve tek bir sondör çalıştırdı. Bu sondörün de hiçbir eğitimi yoktu. İş güvenliği uzmanı bulunmuyordu. Metan gazlı madenlerde kullanılması yasak olduğu halde gecikmeli kapsül kullanıldı. Bu da vardiya sırasında yapıldı. Acil tahliye ikaz sistemi yoktu, gazölçer eskiydi. Barutla ateşleme sırasında işçiler 200 metre uzakta olması gerekirken, 95 metre içerideydi. İddianameden: “Ateşleme mahali 200 metrede ve ateşleme sırasında işçiler de mahalde korunuyor olsalardı, muhtemeldir ki ölen olmayacaktı.”
Zonguldak Kozlu’da, 7 Ocak 2013’te metan gazı patlaması sonucu yaşanan maden kazasında sekiz işçi can vermiş, yedisi yaralanmıştı. Hazırlanan iki ayrı bilirkişi raporuna göre Türk Taş Kömürü Kurumu (TTK), yerin 630 metre altında kömür galerisi açma işini, ocağın birinci sınıf gazlı olduğu ve ani degaj (metan) tehlikesi bulunduğu bilindiği halde, bu alanda hiçbir uzmanlığı bulunmayan ‘Star İnşaat Anonim Şirketi’ adlı taşeron şirkete vermişti.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, TTK Müessese Müdürü Kazım Eroğlu ve Yardımcısı Nurettin Yılmaz ile Star İnşaat’ın Genel Müdürü Şafak Sırrı Demirel ve iki yardımcısının da aralarında olduğu on sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 85/2. maddesine göre “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan iki ila 15 yıl arasında ceza istedi. İddianamede, facianın nedenleri şöyle sıralandı:
200 Metre Kuralına Uyulsaydı Ölen Olmayacaktı
* Ocakta kömür damarlarının gazlı olduğu bilindiği halde metan drenajı uygulaması yapılmadı
* Galeri sürülmesi sırasında yapılan sondajlar sayı ve uzunluk olarak yetersizdi ve sondajlar denetlenmedi ve sondaj uzunlukları kontrol edilmedi. Şartnameye göre, 25 metrelik sondaj yapılması gerekiyordu. Sondaj uç noktası ile galeri arasındaki mesafe beş metreye düştüğünde sondajın yenilenmesi gerekirken, bu prosedüre uyulmadı.
* Tanık olarak dinlenen işçilerin bir kısmı ücretler için günlük ilerleme mesafesi belirlendiğini, bu mesafeyi aşmaları halinde ise prim aldıkları için çok para kazanmak amacıyla zaman zaman sondajsız ilerlediklerini söyledi.
* Sondaj kayıtları sondaj föylerine gelişigüzel işlendi, sondaj föylerindeki bilgilerin doğruluğu kontrol edilmeden imzalandı.
* Her yönde sondaj kapasitesi olmayan tek bir sondaj makinası bulunduruldu ve bir sondör çalıştırıldı. Tek sondör ve tek makine olması sebebiyle galeride ilerleme hızlı ilerleme sağlamaya engel olduğu düşünülen sondajlara yeterli önem verilmedi.
* Sondöre ani degaj olayı ve sondajların önemi konusunda eğitim verilmedi.
* Kaza tarihinde iş yerinde iş güvenliği uzmanı bulundurulmadı. İş güvenliği uzmanı çalıştırılmadığı için kapsamlı bir sağlık ve güvenlik dokümanı hazırlanmadı. Bu uzman kazadan sonra iş başı yaptırıldı.
* Kaza öncesinde yapılan ateşleme arına 200 metreden daha yakın bir uzaklıkta, 95 metre mesafede yapıldı. Halbuki bu ateşleme 200 metre uzakta olması gerekiyordu. Ateşleme mahali gerçekten 200 metrede ve ateşleme sırasında işçiler de mahalde korunuyor olsalardı, muhtemeldir ki ölen olmayacaktı.
* Türkiye Taşkömürü Kurumu Ani Gaz ve Kömür Püskürmesi (Degajlara) Olaylarına Karşı Alınacak Emniyet Tedbirleri Yönergesi’nin 7. maddesinde ateşlemeden etkilenebilecek yerde 3 kişiden fazla kimse bulundurulmayacağı belirtilmesine rağmen dokuz kişi vardı.
* Ateşleme sırasında güvenliği sağlayacak nezaretçi görevlendirilmedi.
* Degajın gerçekleştiği arının tümünde bir atımda ateşleme yapılması gerekirken degaj öncesinde mevzuata aykırı olarak kısmi ateşleme (arının bir kısmında) yapıldı.
* Ani degaj riski taşıyan arınlardaki patlatmalarda gecikmeli kapsül kullanımı yasak olmasına rağmen gecikmeli kapsül kullanıldı.
* Gazlı ve ani degaj riski taşıyan ocaklarda ateşlemenin vardiya sonunda yapılması gerekirken, son ateşlemede buna uyulmadı.
* Yüklenici işçileri kesene usulü çalıştırıyordu. Daha fazla ilerleme yapıldığında eline daha fazla para geçecek işçilerin emniyet tedbirlerini ihmal etmeleri söz konusuydu.
* Denetimlerde saptanan eksikler için yükleniciye yaptırım uygulanmadığı gibi eksikliklerin giderilip giderilmediğini takip etmeye özen gösterilmedi.
* Teknik nezaretçi görevlendirilmedi.
Savcı: Bu sonucu öngördüler
Şüphelilerin “aksiliklerin sayısı, yaratacağı tehlike ve düzeyi dikkate alındığında dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları ve aslında neticeyi öngörebildikleri, öngördükleri neticenin istememelerine karşın, neticenin meydana geldiği” ifade edildi. TCK’nın 85/2. maddesine göre şüphelilerin “taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin de yaralanmasına neden olma” suçundan iki yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Mahkumiyet halinde her bir şüphelinin üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak kaydıyla meslekten men edilmesi istendi. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, 21 Ocak 2015’te görülecek.
TTK Genel Müdürü için soruşturma izni verilmedi
Bu arada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ile TTK’nın beş yönetim kurulu üyesi hakkında “görevi ihmal” iddiasıyla soruşturma açılmasına izin vermemişti. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu karara yapılan itiraz, Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.
Savcı Kemal Mecit de mecburen bu şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verdi. Savcı Mecit, takipsizlik kararında, kazanın meydana geldiği ocağın birinci sınıf gazlı ocak olduğunu ve teknolojik yenilik getirmesi karşılığında taşeron şirkete verilmesi gerektiğini savundu. Fakat Star İnşaat’ın ne bir yenilik ne de farklı bir donanım getirdiğine dikkat çeken Mecit, “Yüklendiği iş konusunda TTK’den daha uzman olması söz konusu değildir, TTK kendi uzmanlık alanında olan bir işi alt işverene vermiştir. Bu durum yeraltında iki başlı çalışma ortamı ve iş güvenliği risklerine açık bir ortam oluşturmuş ve denetim/kontrol karmaşası yaratmıştır.”
Savcı Mecit, muvazaalı ilişkiye onay veren TTK yöneticilerinin kusurlu olduğunu belirtirken, izin verilmediği için dava açamadığını kaydetti.