Ekonomi

Kötü senaryoda Yunanistan ne kadar acı çeker?

Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu (IMF), borçları altında ezilen Yunanistan'a yardım konusunda anlaşma sağladı.

05 Nisan 2010 03:00

T24- Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu (IMF), borçları altında ezilen Yunanistan'a yardım konusunda anlaşma sağladı. Bütçe açığını kapatmak için acil fona ihtiyaç duyan Yunanistan, 29 Mart'ta yaptığı tahvil ihracından 6.7 milyar dolar gelir elde etmeyi başardı. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, büyük finansman açığının sürmesi nedeniyle ülkenin temerrüde düşme ihtimali hâlâ göz ardı edilemiyor. Yunanistan'ın 2009 yılı rakamlarına bakıldığında, hem GSYİH'nin yüzde 12.7'sine ulaşan bütçe açığının hem de yüzde 113.4 olan borç/GSYİH oranının, 1998-2001 yılları arasında gerçekleşen ülke iflaslarındaki rakamların çok üzerinde olduğu görülüyor.

Piyasalar dışlar mı?

The Economist Dergisi, bu verileri dikkate alarak, "Ya en kötüsü olursa, bunun sonucu olarak Yunanistan ne kadar acı çeker?" sorusuna yanıt aradı. Derginin IMF'nin yaptığı bir araştırmaya dayandırdığı konuya ilişkin analizde, "Teorik olarak bir ülkenin temerrüde düşmesinin maliyeti ağır olur. Yine de bir ülkenin iflasa sürüklenmesinin getirdiği faydaların, maliyetinden daha ağır bastığı pek çok durum var" tespiti yapıldı. Analize göre, Eduardo Borensztein ve Ugo Panizza tarafından yapılan bir IMF araştırması 1824 ve 2004 yılları arasında tam 257 ülkenin temerrüde düştüğünü ortaya koydu. Sadece 1981-1990 döneminde 74 temerrüt yaşandı. İflas eden bu ülkeler, 2001'de Arjantin'in temerrüde düşmesinden sonra karşı karşıya kaldığı gibi, uluslararası sermaye piyasalarından dışlanmadı. En azından son yıllarda temerrüde düşen ülkelerin, borçlarını yapılandırdıktan sonra yeniden sermaye piyasalarına döndüğünü görüyoruz.

Fon maliyetinde artış

Dergi, temerrüde düşen ülkelerin fon maliyetlerinin ise arttığına dikkat çekti. İngiltere Merkez Bankası'ndan üç ekonomistin yaptığı bir araştırma, 1970 ile 2000 arasında iflas eden ülkelerin 2003-2005 yıllarındaki tahvil spredlerinin iflas etmeyen ülkelere kıyasla daha yüksek olduğunu ve kredi notlarının daha düşük olduğunu ortaya koydu. Borensztein ve Panizza'nın araştırması da iflasları, ülkelerinin notunun iki basamak düşürülmesinin takip ettiğini gösteriyor. 1972-2000 yılları arasındaki veriler değerlendirildiğinde, İngiltere'deki araştırmayla benzer şekilde iflas eden şirketlerin tahvil spredlerinin arttığı da belirtiliyor. Buna göre ilk yıl tahvil spredleri yüzde 4 artarken, bir sonraki yıl, bu ek maliyet yüzde 2.5'e geriliyor.


Ekonomik yavaşlama fazla değil

İflasın ekonomiye getirdiği diğer yüklere bakıldığında Borensztein ve Panizza, borçlarını yapılandırma sürecindeki temerrüde düşmüş bir ülkenin kendisiyle aynı ligdeki temerrüde düşmemiş bir ülkeden yılda sadece yüzde 1.2 daha az büyüdüğünü buldu. Bu arada, temerrütlerin zaten GSYİH'nin baskı altında olduğu resesyon dönemlerinde gerçekleşmesi hasarın daha düşük olmasına neden oluyor.

Diğer yandan, borç krizleri sadece taahhütlerini yerine getiremeyen hükümetleri etkilemiyor, bu ülkelerdeki şirketleri de etkiliyor. IMF anlaşmasının ortaya koyduğu bir diğer bulgu, temerrütlerin, söz konusu ülkedeki özel şirketlere yabancı sermaye akışının yüzde 40 azalmasına neden olduğu. Bu çöküşten bazen temerrüde düşmemiş ülkeler de etkileniyor. 1980'lerdeki borç krizinden sonra tüm gelişmekte olan ülkelerde krediler kurumuştu.


Bu kez farklı olabilir

Genel tespitlere bakarak Yunanistan'ın iyimserliğe kapılmaması gerek. Çünkü bugüne kadar büyük iflasların çoğu gelişmekte olan ülkelerde yaşandı ve Yunanistan gibi bir Batı ülkesinin iflasa sürüklenmesi halinde sonuçları genel kanıdan çok daha kötü olabilir. Yunanistan borçlarını ödeyemezse, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez zengin bir ülke temerrüde düşmüş olacak. Üstelik Yunanistan'ın iflası, küresel ekonominin halen zayıf olduğu, kredinin az bulunduğu ve diğer ülkelerin de büyük tahvil ihraçlarına çıktığı bir dönemde gerçekleşmiş olacak. Bu nedenlerle, piyasalar daha önceki iflas vakalarına göre Yunanistan'a daha sert davranabilir.

IMF'nin araştırması ayrıca, olası bir iflasın Yunan siyasetinde de önemli değişimlere neden olabileceğini gösteriyor. Borensztein ve Panizza'nın araştırmasında, 22 temerrüt vakasına bakıldığında, yarısında siyasi liderlerin ülkenin iflasa sürüklendiği yıl ya da bir sonraki yıl değiştiği belirtiliyor."