Gündem

Köşk'ten Taşgetiren'e ilkokulda türban mesajı: Mecnun da çok üzüldü, inanın

İlkokulda başörtü tartışmalarına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'ün yorumlarına yapılan tepkiler karşısında Köşk'ten aç

14 Kasım 2010 02:00

T24 - İlkokulda başörtü tartışmalarına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'ün yorumlarına yapılan tepkiler karşısında Köşk'ten açıklama geldi. Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Hayrünnisa Gül'e "Konuşmasa iyi olur" şeklinde yaptığı açıklamanın ardından, "Hayrünnisa Hanımefendi, özgürlük kısıtlamacısı çevrelerin aradığı insan olamaz" dedi.


Taşgetiren'den Gül'e: Konuşma daha iyi


Ahmet Taşgetiren'in Bugün gazetesinde "Gül ailesi çok üzgün" başlığıyla yayımlanan (14 Kasım 2010) haber-analizi şöyle:


Gül ailesi çok üzgün

İlkokul çocuklarının başörtülü olarak okula gitmeleriyle ile ilgili tartışma Gül ailesine nasıl yansıdı?
 

Çankaya'dan yansıyan izlenim şöyle: Hayrünnisa hanımefendi, bizzat kendi çocuklarının ilk yaşlardan itibaren manevi değerlerle yetişmesine itina eden bir insandır. Herhangi bir toplum kesimini 'cehaletle suçlaması söz konusu olamaz.

İlkokul çocuklarının başörtülü olarak okula gitmeleri ile ilgili tartışma acaba Gül ailesine nasıl yansıdı? Muhafazakar kamuoyunda eleştiriler oldu. O sözler yadırgandı. Bugüne kadar başörtüsüne özgürlük konusunda karşıt tavırlar sergileyenler tarafından desteklendi. Ben de eleştirenler arasındaydım. En son yazımın başlığı "Çok üzgünüm" şeklindeydi. "Leyla inciniyor" diye yazmıştım.

Hayrünnisa Hanımefendinin yakın çevresinden bana "Mecnun da çok üzüldü, inanın" ifadesi ulaştı. Hanımefendi, olayın medyaya böyle yansımasından dolayı çok üzülmüştü. En çok da toplumun bir kesimini "cehalet'le suçluyor gibi görülmek onu çok üzmüştü. Böyle bir suçlama aklından bile geçmezdi. Benim yazıma da çok üzülmüşlerdi. Benim hem Sayın Cumhurbaşkanını hem Hanımefendiyi iyi tanıyor olmam gerekerdi. Medyaya yansıyan şekilde bir düşünce içinde olmaları nasıl söz konusu olabilirdi?

Hayrünnisa Hanımefendinin bizzat kendileri büyük zorluklar yaşamışlardı. Ayrıca Hanımefendi, kendi çocuklarının ilk yaşlarından itibaren manevi değerlerle yoğrulacak şekilde yetişmelerine itina etmişti. Çocuklarının okula geç başlayıp, Kuran eğitimini tamamlamalarını bile istemişti. Böyle bir insanın, okul öncesi ve sonrasında çocukların manevi değerlerle buluşmasına karşı çıkması düşünülebilir miydi? Çok özel bir ortamda yapılan konuşmalar, gerçek çerçevesinden çıkarılarak medyaya yansımış ve Hanımefendi, hiç istemediği bir çerçevede polemik konusu olmuştu.

Ben, TV 8'de yaptığım değerlendirmede, başörtüsü veya genelde inanç özgürlükleri konusunda Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan arasında en küçük bir fark olmadığına inandığımı söyledim" dedim görüştüğüm kişiye. Aynen öyle, denildi. Ben, yine TV 8'de "Sayın Cumhurbaşkanının gelinen noktadan dolayı son derece üzgün olduğuna adım kadar eminim" dediğimi aktardım.

- Aynen öyle, denildi.

Bunlar bana ulaşan "Gül ailesi izlenimleri."

Bunları duymaktan mutlu oldum. Ben, Sayın Gül'ün bir şekilde yaralanmasından dolayı çok üzülürüm, dedim. Kendim yaralanmış gibi hissederim dedim.

-Sizin bu duygularınız bilinir Gül ailesinde denildi.

Bu izlenimlere de tanıklık ettikten sonra şimdi diyorum ki, kimse Gül ailesi üzerinden bir özgürlük kısıtlaması hesabı yapmasın. Hayrünnisa Hanımefendi, özgürlük kısıtlamacısı çevrelerin aradığı insan olamaz.