Gündem

Koru: AKP'nin koalisyon adayı olması için Erdoğan Çankaya'ya taşınabilir, kongre daha erken tarihe çekilebilir

'Reçetenin fazlasıyla acı ilaçlar içeriyor ama seçmenin yazdığı reçete bu'

10 Haziran 2015 22:05

Meclis’teki üç partinin de AKP ile koalisyon yapmayacağını açıklamasının sebebinin ‘partinin kendini başkanlık sistemine gereğinden fazla bağlaması’ olduğunu öne süren Habertürk yazarı Fehmi Koru, “Sonradan ‘başkanlık sarayı’na dönüştürüldüğü anlaşılan ‘külliye’, ‘başkanlık’ ümidi artık ortadan kalktığına göre, ilk amacına uyacak biçimde, başbakanlık ve ilgili birimlerine tahsis edilebilir. Cumhurbaşkanlığı yeniden Çankaya Köşkü’ne taşınır. Simgeselden çok öte bir anlamı olacaktır bu değişimin” dedi.

Koru, yazısında bunun yeterli olmayacağını belirterek,  kampanya sırasında yaptığı konuşmalar nedeniyle diğer partilerin Başbakan Ahmet Davutoğlu’na itirazı olduğunu belirtti ve yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Herhalde başkaları istedi diye bir parti, genel başkanını feda edecek değil...

Öyleyse?

AK Parti eylül ayı için planladığı olağan kongresini daha yakın bir tarihe çekebilir ve delegelerin partilerini seçimle düştüğü sıkıntıdan uzaklaştıracak birini genel başkan olarak seçmesi sağlanabilir.

Yeniden genel başkan seçilirse Ahmet Davutoğlu’na yönelik itirazlar önemini kaybeder; bir başkası seçilirse, koalisyon pazarlığını yeni lider rahat yürütür.”

7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olma şansını kaybeden AKP’de gündem koalisyon hükümeti. Ancak CHP, MHP ve HDP, AKP ile koalisyon kurmayacağını açıkladı.

AKP’deki gündem maddelerinden biri de Eylül ayında yapılacak olağan kongre... Partide genel başkanlık yarışına girecekler arasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de adı anılıyor.

Londra’daki üniversite yıllarında aynı evi paylaştığı Abdullah Gül’le yakın ilişkisi bulunan Habertürk yazarı Fehmi Koru, AKP’nin muhalefet partileriyle koalisyon kurabilmesi için Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne taşınmasını ve olağan kongrenin öne çekilmesini önerdi. Koru, yeniden seçilmesi halinde Davutoğlu’nun, yeni bir ismin seçilmesi  halinde yeni AKP Genel Başkanı’nın koalisyon görüşmelerini daha rahat yürüteceğini öne sürdü.

Fehmi Koru’nun Habertürk gazetesinin bugünkü (10 Haziran 2015) nüshasında yayımlanan, “AKP seçmeninin yazdığı reçete” başlıklı yazı şöyle:

Seçimden yenilgiyle çıkmış bir partide “şok” yaşanması doğaldır; hele bu, 2071’e kadar iktidarda kalacağı umulan bir partiyse...

AK Parti’nin bazı sözcülerinin seçim sonrası açıklamalarındaki “ton” biraz bundan...

Oysa böyle dönemler, serinkanlı değerlendirmeler yapabilmek için, zihinlerin açık olmasını gerektirir.

“Erken seçime gidelim, millet bize daha fazla oy verir” beklentisi boş bir tesellidir. İnsanlar oylarını bir anlık dürtülere kapılıp kullanmaz; olumsuz davranışlar sergilenirse, tereddüdüne rağmen seçimde eski alışkanlığıyla AKP’ye oy vermiş olanlar bile başka adreslere kayabilirler

Milletin iradesine, “milli irade”den söz edip duran AK Parti’nin diğerlerinden fazla saygı göstermesi beklenir.

Seçimde, millet iradesi, “koalisyon” olarak tecelli etmiş bulunuyor.

Zorluk şuradan kaynaklanıyor: AK Parti ilk kazandığı seçimden sonra hep iktidarda kalacağı inancını herkeste -özellikle kendi tabanı ve yönetici kadrolarında- uyandırdı. İcraatı da kalıcı olacağı üzerine oturuyor. Bürokrasisi de buna ayarlı.

Kurulacak koalisyon hükümetinde AK Parti bu yüzden de yer almak zorunda. “Millet bize muhalefet görevi verdi” deme lüksü yok AK Parti’nin...

Böyle bir tavrın, diğerlerinin “koalisyon” kuramayacaklarını gösterecek bir taktik olarak benimsenmesi mümkün; ancak CHP, MHP ve hatta HDP bir araya gelerek veya biri dışarıda kalıp diğerlerini destekleyerek pekâlâ bir hükümet oluşturabilir.

“Olmaz” demeyin; AK Parti’yi hükümet dışı bırakacak bir formül, anormal görünse de kendisine destek bulacaktır.

İyi ama, AK Parti istese bile, kendisine koalisyon ortağı bulabilecek mi bakalım?

En yakın durduğu “barış süreci” yol arkadaşı HDP bile MHP’ye göz kırpıyor da, Selahattin Demirtaş “AKP ile ne koalisyon içinde birlikte oluruz, ne de dışarıdan destekçisi” sözleriyle, seçim öncesi vaadine sahip çıkıyor.

CHP kendisinin büyük ortağı olacağı bir koalisyon arayışında; MHP ise birlikte yol almak için şart üzerine şart sıralıyor...

Normaldir. Koalisyon pazarlıklar sonucu kurulur. Denklem dışı kalmak istemiyorsa, AK Parti’nin, kendini ortaklığa hazır hale getirmesi gerekiyor.

Kendiliğinden... Kimsenin zorlaması olmaksızın...

Potansiyel koalisyon ortağı olarak “uygun” sayılmayışı ve diğer partilerin onu dışarıda bırakma arzusu, AK Parti’nin kendini “başkanlık sistemi” konusuna gereğinden fazla bağlaması yüzünden; öyle görünüyor. Bunun simgesi de “saray” galiba...

Sonradan “başkanlık sarayı”na dönüştürüldüğü anlaşılan “külliye”, “başkanlık” ümidi artık ortadan kalktığına göre, ilk amacına uyacak biçimde, başbakanlık ve ilgili birimlerine tahsis edilebilir. Cumhurbaşkanlığı yeniden Çankaya Köşkü’ne taşınır.

Simgeselden çok öte bir anlamı olacaktır bu değişimin...

Yeterli mi?

Galiba kampanya sırasında AK Parti adına yapılan konuşmalarda kırılan kalpler yüzünden, diğer partilerin Ahmet Davutoğlu’na da itirazları var.

Herhalde başkaları istedi diye bir parti, genel başkanını feda edecek değil...

Öyleyse?

AK Parti eylül ayı için planladığı olağan kongresini daha yakın bir tarihe çekebilir ve delegelerin partilerini seçimle düştüğü sıkıntıdan uzaklaştıracak birini genel başkan olarak seçmesi sağlanabilir.

Yeniden genel başkan seçilirse Ahmet Davutoğlu’na yönelik itirazlar önemini kaybeder; bir başkası seçilirse, koalisyon pazarlığını yeni lider rahat yürütür.

İstenirse kongre, birkaç hafta içerisinde toplanır.

Reçetenin fazlasıyla acı ilaçlar içerdiğinin farkındayım; ama seçmenin yazdığı reçete bu.