Dünya

Koronavirüs: İngiltere ölüm vakalarının artma endişesiyle stratejisini nasıl değiştirdi?

Dünyada koronavirüs salgını yayılmaya ve her kesimi etkilemeye devam ediyor

17 Mart 2020 14:22

Dünyada koronavirüs salgını yayılmaya ve her kesimi etkilemeye devam ediyor.

Koronavirüs salgınının nasıl yayıldığı, hastanelerin salgınla nasıl baş edeceği, kaç kişinin öleceğine ilişkin modellemeler yapan araştırmacıların bulguları, İngiltere'de virüse karşı alınacak önlemler konusunda hükümetin strateji değiştirmesine neden oldu.

İngiltere hükümeti dün açıkladığı önlemlerle halktan gerekli olmadıkça kalabalık yerlere gitmemelerini, mümkünse ofisten çalışmaya başlamalarını, risk grubundakilerin, 70 yaş üzerindekilerin ve hamile kadınların evde kalmasını söyledi.

Bu çağrılar Başbakan Boris Johnson ve ekibinin önceki çağrılarından çok daha farklıydı.

Hükümetin politikasını değiştiren gelişme, bilim insanlarının modellemelerinde, "Dümen kırın, yoksa bir milyon kişi ölecek" mesajının verilmesiydi.

Oysa diğer bilim insanları ve Dünya Sağlık Örgütü, virüsü durdurmak için geniş kapsamlı önlemler alınmadığı durumda ortaya çıkacak riskler konusunda uyarılarını çoktan yapmıştı.

İngiltere'de de uyarı içeren veriler, Londra Imperial College Üniversitesi'ndeki araştırmacılardan geldi. Onlar Çin'deki sorunun boyutunun farkına varmıştı ve tavsiyeleri hükümet politikaları üzerinde etkili olmuştu.

Üç strateji geliştirdiler:

  • Baskılama: Bulaşma zincirini kırmak, salgını daha başında durdurmak ve Çin'in yaptığı gibi vaka sayısını asgariye indirmek
  • Yatıştırma: Virüsü durduramayacağınızı kabul edip yayılmasını yavaşlatmak ve böylece bir andaki vaka sayısının sağlık sistemini çökertecek boyutlara ulaşmasını engellemek, bu arada hastanelerde risk gruplarına ağırlık verilmesi - geçen hafta İngiltere'nin uygulayacağını açıkladığı strateji işte buydu.
  • Hiçbir şey yapmamak: Virüsün insanlara bulaşmasına seyirci kalmak.

Hükümete bilim alanında tavsiyelerde bulunan danışman Patrick Vallance, "yatıştırma" planını BBC'ye şöyle açıkladı:

"Amacımız vakaların zirve noktasını aşağıda tutmak ve o çizgide seyretmesini sağlamak, yoksa tümüyle bastırmak değil. Ayrıca, nüfusun büyük kısmı hastalığı hafif şekilde atlatacağı için sürü bağışıklığı geliştirilmiş olacak ve böylece bu hastalığa karşı bağışık olacak."

Eğer yatıştırma işe yarasaydı diğer ülkelerde uygulanan sert önlemlere gerek kalmayacak ve bağışıklık gelişmiş, bu da koronavirüsün yayılmasını sınırlamış olacaktı.

Yatıştırma stratejisi kişilerin biraz diğer insanlardan uzak durmasını gerektiriyor, baskılama ise hareket sınırlaması ve daha uzun süreli izolasyon gibi katı önlemler içeriyor.

Yapılan modellemede, İngiltere'nin hiçbir şey yapmaması halinde Ağustos'a kadar nüfusun yüzde 81'ine virüsün bulaşması, 510 bin kişinin de ölmesi öngörülüyordu.

Yatıştırma stratejisi daha iyi olmakla birlikte hala 250 bin kişinin ölmesi ve hastanelerde yoğun bakım ünitelerinin çökmesi söz konusu.

Bir kişi, koronavirüse ikinci kez yakalanabilir mi?

İtalya'da yaşananlar ve İngiltere'deki ilk vakalar bu yönlerin fark edilmesine yol açtı.

Toplam vakaların yüzde 30'unun hastanede yoğun bakıma ihtiyaç duyması, solunum cihazlarına bağlanması bekleniyor.

Ülkedeki sağlık sisteminin bununla baş etmesi mümkün değil.

Bu modellemede, yoğun bakım ihtiyacının, en iyimser senaryoda bile mevcudun sekiz katı olacağı öngörülüyor.

Imperial College Üniverstitesi'nden Prof. Neil Ferguson'a göre, "Geçen hafta açıklanan müdahalelerle bile yoğun bakım ihtiyacının karşılanamaması riski vardı".

Raporda, "mevcut koşullarda baskılama en uygulanabilir strateji" deniyor. Ölümlerin binlerle ya da on binlerle sınırlanması ümit ediliyor.

Hükümet hep bilimsel verilere göre planlarını yaptığını söylüyordu. Bilimsel veriler ise köklü bir değişime uğradı.

BBC

Bu nedenle artık publara, tiyatro ve sinemaya gitmeyeceğiz, evden çalışacak, biri hastalansa tüm ev halkını evde karantinaya tabi tutacağız.

Ancak baskılama stratejisi büyük sorunları beraberinde getiriyor.

Buna göre, toplumun belli kesimlerinin hareketini tümüyle sınırlamak gerekiyor ve bu durumdan çıkış yolunun ne zaman ve nasıl olacağı bilinmiyor.

Daha az sayıda insana virüs bulaşmış olacağı için genel nüfus içinde daha az bağışıklık gelişmiş olacak, önlemler gevşetildiğinde vaka sayıları yeniden tırmanabilecektir.

Çin'in bugün böyle bir bilinmezle karşı karşıya. Araştırmalar, Ocak sonu itibariyle Vuhan nüfusunun yüzde 95'inin hala virüse açık olduğunu gösteriyor.

Modellemede aşının 18 aydan önce piyasaya çıkmayacağı, bunun da garantisinin olmadığı belirtiliyor.

Bu durum uzun süre devam edebilir.

Tüm bunların matematiksel modellemelere dayandığını tekrar vurgulamak gerekir. Bu modellemeler tahminlerde bulunuyor ve bunlar mükemmel öngörüler olmayabileceği gibi, değişmez de değil.

Koronavirüs Aralık'ta ortaya çıktı, hala virüs hakkında tam bilgi edinemeye çalışıyoruz.

Hiçbir belirti göstermeden atlatılan enfeksiyonların boyutu hakkında da yaz havasının salgın üzerindeki etkisinin ne olacağı konusunda da henüz bir fikrimiz yok.

Imperial College dışından olup kendisi de başka salgın modellemeleri üzerinde çalışan Dr. Adam Kucharski şunları söylüyor:

"Buna karşı basit bir çözüm yok. Belki de şimdiye dek analiz ettiğim en zor salgın bu."