İngiltere'de huzurevleri kapılarını dışardan ziyaretçilere kapatalı yedi ay oldu. Huzurevlerinde kalanlar yalnızca sevdiklerinin dokunuşunu değil, şarkı söyleyip dans etmeyi de, saçlarını kestirebilmeyi de özlüyor. Covid-19'in ikinci dalgası nedeniyle bazı yaşlılar bütün kışı arkadaşları ve ailelerinden uzakta geçirme riskiyle karşı karşıya.
89 yaşındaki Blumah Samuels, yaşına rağmen şarkı söylemeyi ve eski klasik şarkılarda dans etmeyi seviyordu. Salgından önce huzurevinin salonunda Carmen Miranda'nın I Like You Very Much şarkısıyla dans ediyordu.
61 yaşındaki kızı Lesley Lightfoot'a göre, Parkinson hastalığı ve buna bağlı bunama yaşayan annesi artık yalnızca "varlığını sürdürüyor".
Yaklaşık 400 bin kişinin barındığı huzurevleri, sakinlerine koronavirüs bulaşmasının önüne geçebilmek için Mart ayında kapılarını kapatmıştı.
Fakat bu önlemler hem ailelerini hem de kuaför, bakım uzmanları ve müzik terapistlerini de kapının öbür tarafında bıraktı.
Bazı huzurevleri yaz mevsiminde önlemlerini bir miktar gevşetse de durum normale dönmekten çok uzak.
Ülke genelinde koronavirüs vakalarının artmasıyla birlikte pek çok huzurevi kapılarını tekrar kapatıyor.
'Yalnız öleceğim'
Blumah'nın kaldığı Londra'nın kuzeyinde bulunan huzurevindeki canlı ortam da Mart ayından bu yana yerini sessizliğe bırakmış.
Bir zamanlar faydasını gördüğü müzik terapileri gibi pek çok uyarıcı aktivite artık yapılamıyor.
Kızı Lesley, annesini huzurevinin bahçesinde bir pencerenin arkasından görebilmesine seviniyor.
Fakat "en iyi arkadaşım" dediği ve haftada dört gün ziyaret ettiği annesinin, ihtiyaç duyduğu fiziksel temastan mahrum olduğunu anlatıyor:
"Bazı günler annem çok titrerdi. Ben de yere oturup bacaklarına sarılırdım. Bu onu sakinleştirirdi. Bunu yedi aydır yapamıyorum."
Koronavirüsten sonraki bir ziyaretinde, pencerenin ardından annesinin iki ayrı ayakkabı giydiğini fark etmiş fakat yardım edememiş.
Bir zamanlar neşeli ve canlı olan annesinin sosyal izolasyon ve azalan ziyaretlerden olumsuz etkilendiğini söylüyor:
"Nisan ayında haberleri izlerken bir gün beni aradı ve 'Burada tek başıma öleceğim' dedi."
Kuaförün gelememesi nedeniyle eski bir kuaför olan Blumah, bir huzurevi çalışanını yönlendirerek saçını kestirmiş.
Lesley huzurevindeki hayatın sıradanlaştığını, içerdekilerin bütün gün oturduğunu ve çalışanların ara sıra CD'den müzik açmak dışında pek bir şey yapamadığını söylüyor, durumun iyiye gitmesini umuyor.
Geçen hafta Cuma günü annesini ziyaret eden Lesley, öngörülebilir gelecekte bunun tek ziyareti olduğunu anlatıyor.
Geçen hafta Londra'da koronavirüs önlemlerinin üç kategoriden ikincisine yükseltilmesi nedeniyle dışardan ziyaretler kısıtlanmıştı.
Virüsün en yaygın olduğu bölgelerde ziyaretler "yalnızca istisnai durumlarla" sınırlandırılmış, diğer bölgelerde hükümet her aileden yalnızca bir kişinin ziyaret etmesini tavsiye etmişti.
Pek çok huzurevinde yaşlılar arası etkileşim de virüsün yayılma ihtimaline karşı kısıtlanmış durumda.
75 yaşındaki Bernard Phelps de huzurevindeki arkadaşlarıyla etkileşim kuramamaktan şikayetçi. Artan kısıtlamalarla kışın zor geçeceğini düşünüyor:
"Her şey durdu. Ziyaretçi, müzisyen, kuaför veya ayak bakımcıları içeri giremiyor."
Haftalık film gösterimleri ve müzikli öğleden sonra etkinlikleri de sonlanmış.
Phelps, yazın oğlunun iki haftada bir ziyaretine izin verildiğini ve bunun kendisine iyi geldiğini söylüyor.
Yüz yüze görüşemedikleri zamanlarda ise görüntülü konuşma uygulaması FaceTime üzerinden konuşuyorlar.
'Annem süslenmeye bayılırdı'
53 yaşındaki Alicia Burden ise 78 yaşındaki annesi Trish'i Mart'tan bu yana yalnızca bir kere ziyaret edebilmiş.
Üzücü olarak nitelediği o ziyarette ailesi Trish'i yalnızca bir pencerenin arkasından görebilmiş.
Alicia'nın ablası, ileri derecede demansı olan annesini acil servise götürmüş. O günden beri ailesi Trish'i yalnızca bakıcısının cep telefonu üzerinden yaptıkları görüntülü aramalarda görebiliyor.
Ağustos ayında bir bahçe ziyareti planlanmış fakat bölgedeki bir gıda fabrikasında görülen vakalar nedeniyle ziyaret son anda iptal edilmiş.
Son olarak geçen ay kız kardeşleriyle birlikte annelerini bir camın ardından görebildiklerini anlatan Alicia, bu ziyaretin "korkunç" geçtiğini söylüyor:
"Ellerimizi cama koyduk. Annem kilitli kapıyı açarak bize ulaşmaya çalıştı. Açamayınca tekme attı ve çok üzüldü."
Annesinin kaldığı huzurevi artık cam ardından görüşlere izin veriyor. Fakat aynı kötü tecrübeyi tekrar yaşamak istemiyorlar.
Aile üyeleri veya kuaförün içeri girmesine izin verilmediği için annesinin kısa, dalgalı ve kızıl saçları artık omzuna kadar iniyor, bakımsız ve beyaz.
"Üç yıl önceye kadar annem haftada bir arkadaşlarıyla dışarı, içmeye çıkardı. Tam makyajlı dolaşırdı, tırnaklarını da ihmal etmezdi" diyor.
Alicia "Size önemsiz gelebilir ama annem dış görünüşünü çok önemserdi, bu onun için bir onur meselesiydi" diyor ve sevdiği güzellik hizmetlerine erişemese de havalı kıyafetlerinden vazgeçmediğini anlatıyor:
"Huzurevinde tayt, parlak tozluklar, leopar desenli üstler ve topuklu ayakkabı giymeye devam eden tek kişi annem."
'Yaşam sevinci kalmadı'
63 yaşındaki Catherine Marshall, 92 yaşındaki annesi Dorothy Clarke'ın huzurevinde aylar süren izolasyonunun ardından, birçok kez ölmek istediğini söylediğini anlatıyor.
Dorothy'ye altı yıl önce, yaşlılara hizmetlerinden ötürü Britanya İmparatorluk Nişanı'na layık görüldükten kısa bir süre sonra Alzheimer hastalığı teşhisi konmuştu.
Catherine annesini bahçedeki ilk ziyaretini şöyle anlatıyor:
"Buruşmuş ve çelimsiz bir halde bakıcısının koluna tutunan, kafası karışık ve nerede olduğunu bilmeyen bir kadın gördüm. Yaşam sevinci tamamen yok olmuştu.
"Birkaç ayda en az 10 yıl yaşlandı. Bu zamanın çalınması hissini tarif etmek çok zor. Sonsuza kadar yaşamayacak."
Annesinin huzurevi haftada bir 30 dakikalığına cam arkasından görüşmelere izin veriyor. Görüşe en fazla iki kişi gidebiliyor.
İskoçya bu hafta huzurevlerine yönelik politikasında değişikliğe gitmiş, ziyaret sürelerini dört saate çıkarmış ve belli kurallara uymaları kaydıyla el ele tutuşmaya izin vermişti.
Bağımsız huzurevlerini temsil eden Ulusal Bakım Birliği'nden Nadra Ahmed, huzurevlerinin çok zor durumda olduğunu söylüyor.
Koronavirüs testlerinin sonuçlarının geç gelmesi ve Covid-19'un sigorta kapsamı dışında tutulması nedeniyle ziyaretlerin kısıtlandığını anlatıyor.
Eskiden "açık kapı politikası" olan huzurevleri artık en fazla kısıtlanan mekanlardan biri.
Huzurevlerindeki duruma dikkat çekmek için kampanya yürütenler, yaşlıların yakınlarına da huzurevi çalışanı statüsü verilmesini ve böylece düzenli test yaptırıp huzurevlerine girebilmelerini talep ediyor.
Hükümet, İngiltere'de yakında yeni bir pilot uygulamanın başlayacağını açıkladı. Buna göre aile üyelerine düzenli olarak test yapılacak, ziyaret sırasında huzurevi çalışanlarının uydukları kurallara uymaları ve koruyucu ekipman kullanmaları koşuluyla görüşe izin verilecek.
Alzheimer Topluluğu yöneticisi Kate Lee, bunun çok iyi bir haber olduğunu ve bir an önce detaylarının açıklanması gerektiğini söylüyor:
"Ebeveynlerini, dedelerini, ninelerini kaybetmekte olan insanlar için 'yakın zamanda uygulanacak bir pilot proje' sözü yeterli değil.
"Bunun ne zaman ve nerede başlayacağını, ülke geneline ne zaman yayılacağını öğrenmemiz gerekiyor. Zaman çok önemli."