Dünya

Koronavirüs: Evden çalışırken daha mutlu olmak için tavsiyeler

Pandeminin ardından milyonlarca kişi hayatlarında ilk defa evlerinin bir kısmını ofise dönüştürme ihtiyacı duydu

18 Kasım 2020 04:38

Pandeminin ardından milyonlarca kişi hayatlarında ilk defa evlerinin bir kısmını ofise dönüştürme ihtiyacı duydu.

Evi buna müsait olmayanlar ellerinde laptopla, kanepe veya mutfak masasında çalışacak rahat bir pozisyon aradı.

Koronavirüs aşıları son aşamalara yaklaşsa da pek çok kişi bundan sonra iş hayatına evden devam edebilir.

Fakat evdeki çalışma ortamı insanın psikolojisini de etkiliyor.

İngiltere Kraliyet Mimari Enstitüsü'nün yaptığı bir araştırmaya göre evden çalışanlar daha fazla stres yaşıyor.

Peki bunun önüne geçmek için neler yapılabilir?

Evi ışıkla doldurun

Psikiyatr Dr. Balamurali "İnsanların kişilikleri çok farklı yapılarda olabilir fakat hepsinde ortak özellikler vardır" diyor ve ekliyor:

"Güneş ışığı, temiz hava ve doğal alanlara erişim akıl sağlığına iyi gelir."

Mimar Ben Channon da günışığının çok faydalı olduğunu söylüyor:

"Her şeyin başlangıç noktası ışıktır çünkü mekanı nasıl algıladığımızı kökten etkiler. Uykumuzu da düzenler.

"Covid-19 süreci herkes için yorucu oldu bu yüzden uyku çok önemli."

Ben, insanların günışığını tahmin ettiklerinden çok daha fazla kontrol edebileceğini söylüyor.

Bir tavsiyesi, çalışma masalarını pencere yanına koymak. Bunu yaparken pencerelerin içini ve dışını temizleyebilecek boşluk bırakmaya da dikkat etmek lazım. Kirli pencereler içeri giren ışık miktarını ciddi oranda azaltabiliyor.

Oda içinde ışığın yayılımını artıracak aynalar kullanmak ve odayı açık bir renge boyamak da işe yarıyor.

Mümkünse üst katlarda ve daha yüksek tavanlı odaları tercih etmek de daha aydınlık bir yerde çalışmanıza yardımcı olacaktır.

Gürültüyü engelleyin

Nottingham Üniversitesi'nde beynin sesleri nasıl işlediği konusunda araştırmalar yapan Dr. Rebecca Dewy, beynin farklı kısımlarının sürekli olarak ortam sesindeki değişimlere odaklandığını ve gürültülü ortamların bu nedenle dikkat dağıtıcı olduğunu söylüyor:

"Keskin sesler düşük frekanslı uğultulara kıyasla daha dikkat dağıtıcıdır.

"Bazen de beyin yalnızca sesteki değişime odaklanır, bu durumlarda bir gürültü kesildiğinde de dikkatiniz dağılabilir."

Newcastle Üniversitesi'nden sinir bilimci Prof. Adrian Rees ise "Gürültü 'kaç ya da savaş' refleksinizi uyarır" diyor.

Strese yol açan sesler önce beynin amigdala kısmını uyarır. Buradan yayılan stres sinyalleri hipotalamus tarafından algılanır ve o da adrenalin bezlerinin adrenalin salgılaması için sinyal verir. Tansiyonunuz artar.

Prof. Rees "Sesin size ne anlam ifade ettiği de önemlidir" diyor. Bu yüzden trafik gürültüsüne alışmak daha kolayken bir bebeğinizin ağlaması tüm dikkatinizi dağıtır.

Evinde gürültüye maruz kalanlar için kulak tıkaçları birer çözüm olabilir. Fakat daha fazlasını yapmak istiyorsanız yumuşak mobilyalar, kalın halılar ve perdeler ses dalgalarını soğurmaya yardımcı olabilir.

Bunlar yetersiz kalırsa halı altı matları, tavan ve duvarlarda ses izolasyonu yenilemesi ile panjurlar gürültüyü daha da azaltabilir.

Ortalığı toplayın

Araştırmalara göre dağınıklık, vücudun stres hormonu kortizon salgılamasına yol açabiliyor. Ortamdaki dağınıklık beyne birbiriyle çelişen uyarıcı sinyaller gönderiyor ve beynin bu sinyalleri filtrelemek için daha fazla çalışması gerekiyor.

Surrey Üniversitesi'nden çevre psikoloğu Dr. Eleanor Ratcliffe, "Dağınıklık aşırı uyarıcı olduğu için sorun yaratır" diyor.

Normal kortizon seviyesinin ara ara artması tamamen sağlıklıdır. Fakat kronik bir şekilde yüksek seviyeler anksiyete, depresyon, baş ağrısı ve uyku bozukluğuna yol açabilir.

Normal şartlar altında bir evde bir miktar dağınıklığın dikkat dağıtmayacağını söyleyen Dr. Ratcliffe, evlerin ofislere dönüşmesiyle birlikte dağınıklığın çalışma sırasında dikkat dağıtabileceği uyarısında bulunuyor.

Bunun çözümü ise ortalığı düzenlemek, fazlalıkları kutulara veya çekmecelere kaldırmak.

Ayağa kalkın

Ofise gitmiyorsanız toplu taşımaya yürümüyor, iş yerinde bir koridordan diğerine geçmiyorsunuz demektir.

Artış sabahları iş yolculuğunuz yatak odanızdan salonunuza kadar sürüyorsa, sizi hem fiziksel hem de zihinsel açıdan zinde tutan egzersizlerden mahrum kalıyor olabilirsiniz.

Bu konu hakkında yapılan birden fazla araştırma, egzersizlerin anksiyeteye iyi geldiğini, stresi azalttığını, fiziksel ve zihinsel enerjiyi artırdığını, endorfin salgılaması sayesinde genel olarak iyi hissettirdiğini ortaya koyuyor.

Dr. Ratcliffe, "Egzersiz eksikliğinin insandaki etkisi büyüktür. Gün içinde hareket edemiyorsanız, gününüzü nasıl planladığınızı gözden geçirin ve egzersiz yapabilmek için çaba harcayın" diyor.

Bir seçenek de yüksekliği ayarlanabilir masalardan alıp günün bir kısmı ayakta çalışmak. İşe mola verdiğinizde yürüyüşe çıkmak da mümkün.

Britanya Psikologlar Topluluğu'ndan Prof. Gail Kinman "İşe gidip gelmek pek çok kişi için önemliydi" diyor ve ekliyor:

"İnsanlar bu sayede iş ve özel hayatları arasında net bir ayrım yapabiliyordu. Evden çalıştığınızda ise bu ayrım silikleşiyor."

Kinman'a göre egzersiz için evden çıkmak evden çalışan kişilere ihtiyaç duydukları rahatlama imkanını sağlayabilir.

Mekanı yeşillendirin

Doğayla temasın pek çok zihinsel faydası var. Bunlar içinde tansiyonu, anksiyeteyi, stresi ve takıntıları azaltma; dikkat, hafıza ve uykuyu iyileştirme de var.

Bu yüzden yaşadığınız alana bitki ve doğa resimleri koymak faydalı olabilir.

Dr. Ratcliffe "dikkatin restore edilmesi" teorisini aktarıyor:

"Doğal nesnelere bakmak beyninize bir süre dinlenme imkanı tanıyabilir. Odaklandığınız şeylere kısa süreliğine ara verme imkanı sağlar.

"O nesneler dikkatinizi çeker fakat bunu da dikkat talep eden veya aşırı uyarıcı bir şekilde yapmaz. Bu beyin için faydalıdır.

"Bunun dışında doğayı eğlence, dinlenme ve rahatlama ile özdeşleştiririz, bu yüzden moralimizi de iyileştirir."

Sosyal temas

Dr. Balamuru evden çalışırken mutsuz hisseden kişilerin, ofiste çalıştıkları döneme kıyasla hayatlarında neyin eksik olduğu üzerine düşünmeleri gerektiğini söylüyor.

Pek çok kişi için listenin ilk sırasında sosyal temas var.

Pek çoğumuz, sosyal temasımızın tahminimizden büyük bir kısmını, bazen yüzde 80-90'ını iş yerimizde yaşıyoruz.

Bu yemek sırasında beklerken, asansörde veya merdivenlerde iş arkadaşlarımızla sohbet etmek de olabilir, büyük toplantılar da.

Dr. Balamurali, "Sokağa çıkma kısıtlamaları başladığında bu ansızın sonlandı" diyor ve ekliyor:

"Nasıl bir kişiliğiniz olduğuna da bağlı fakat çoğu insan gerçek sosyal bağlara ihtiyaç duyar.

"Bu yüzden öğlen aranızda veya akşamları dışarı çıkın, arkadaşlarınızla, ailenizle, komşularınızla, bağ kurduğunuz insanlarla görüşün."

Sokağa çıkma kısıtlamaları varken insanlarla buluşmak kolay olmasa da Dr. Balamurali "İnsanlar sosyal hayvanlardır" diyor:

"Bir ekrandan Zoom üzerinden görüşmek yeterli değildir."

İllüstrasyonlar: Prina Shah