Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, eski 4 bakanla ilgili haberler hakkında getirilen yayın yasağına ilişkin olarak, "Artık inanıyoruz; bal gibi korkuyorsunuz. Mahkemede kapattığınız dosyayı, kapalı kapılar ardında Meclis'te de kapatacaksınız, üstünü örteceksiniz" sözleri ile tepki gösterdi. 12 Eylül ve 27 Mayıs darbelerini incelemek üzere kurulan komisyonda verdikleri ifadeleri hatırlatan Özkök, "O gün gocunmadan gidip ifade verdik ve basın yoluyla halk bilgilendirildi. Ancak, bugün aynı Meclis'te komisyon başkanı gece yarısı bir saray darbesi yapıyor, bir mahkeme buluyor bir de hâkim; ve komisyonun ses geçirmez kapıları, halkın suratına kapanıyor" dedi.
Özkök'ün Hürriyet'te "Siz mi utanıyorsunuz, onlar mı?" başlığıyla yayımlanan(27 Kasım 2014) yazısı şöyle:
Yine bir gece yarısı, bir saray darbesi olmuş...
Bizler uyurken bir mahkeme, bir hâkim bulmuşlar ve Cumhuriyet tarihinin kolektif ilk siyasi yolsuzluk iddiasını halkın gözünden saklama kararı almışlar.
***
Haberi okurken aklıma o gün geldi...
Bizleri "Darbeleri inceliyoruz" diye kurdukları komisyona davet ettikleri günü hatırladım....
Gitmemek hakkımız olduğu halde, hiç tereddüt etmeden gitmiştik.
Aralarında çok yakın arkadaşları var diye, 27 Mayıs darbesi ile, 12 Eylül darbesi ile ilgili tek gazeteci çağırmadıkları halde, hiç gocunmamış, göğsümüzü gere gere gitmiştik.
***
Biz gitmiştik de onlar ne yapmıştı...
O güne kadar basına kapalı yaptıkları dinlemeleri nedense o gün basına açmışlardı..
Gerekçeleri de şuydu:
"Halkın bilme hakkı vardır..."
Doğru vardır...
Gıkımızı çıkarmamıştık..
O gün ne sordularsa cevap vermiş, ne dediysek zabıtlara geçirilmiş, daha o andan itibaren canlı yayınlarla halkın bilgisine sunulmuştu.
Orada kalmamış, bunlar iki cilt kitap haline getirilmiş ve yayınlanmıştı..
***
Meclis aynı Meclis...
Milletvekilleri aynı Meclis'in milletvekilleri...
Ama konu hırsızlık.. yolsuzluk.. rüşvet...
Bir de şu fark...
Dinlenen kişilere ait koltukta 4 eski bakan oturacak.
***
Yüce Meclisimizin durumu şudur...
Komisyon başkanı gece yarısı bir saray darbesi yapıyor...
Bir mahkeme buluyor. Bir de hâkim...
Ve komisyonun ses geçirmez kapıları, halkın suratına kapanıyor...
***
Arkadaş söyle bize, hadi bizi vatandaş saymıyorsun, hiç olmazsa oyunu aldığın insanı vatandaş say ve ona izah et.
Nedir gerekçen...
Halka sordun, onlar da sana "Konu bizi ilgilendirmez mi" dedi...
Hiç arama kardeşim. O vicdanlara sığacak gerekçeyi ne Meclis'in çıkardığı kanunda ne de milletin yüreğindeki vicdan ve adalet duygusunda bulabilirsin.
Bulsan bulsan bir bahane bulursun...
***
Artık inanıyoruz...
Bal gibi kaçırıyorsunuz bu iddiaları...
Bal gibi korkuyorsunuz..
Çünkü niyetiniz kötü...
Mahkemede kapattığınız dosyayı, kapalı kapılar ardında Meclis'te de kapatacaksınız..
Üstünü örteceksiniz...
***
Ama biliniz ki, kendinize zarar veriyorsunuz. AKP'ye oy vermiş temiz insanlara haksızlık ediyorsunuz.
Bu hareketle, 4 seçilmişi "Ak'larken", seçenlerin vicdanını karartacak, partinizin adına eklediğiniz "Ak"ı karalayacaksınız...
***
Oldu olacak, toplantı başlarken o arkadaşa saati sorun...
Dün millete uzaktan gösterdiği saati bugün siz yakından görmüş olursunuz...
NOT: Komisyonun dünkü dinleme toplantısına katılmayıp, Meclis'in görevini yerine getirmesi için itirazını sunmayan o iki CHP'li milletvekilini de unutmayacağız...