Almanya'yı ziyaret eden Katar'ın 34 yaşındaki Emiri Tamim bin Hamad es Sani, göreve gelmeden önce 10 yıllık bir hazırlık dönemi geçirdi. Es Sani, İngiltere'de seçkin kolejlerde okudu. Yine İngiltere'de Sandhurst'taki Kraliyet Askeri Akademisi'nden mezun oldu. Geçen yıl babası Hamad bin Halife Es Sani, istifa ederek koltuğu oğluna bıraktı. Böylece Tamim bin Hamad es Sani Arap ülkelerinin en genç ve en etkili liderlerinden biri unvanını da elde etti.
Es Sani'nin etkisi şüphesiz ülkesinin doğal kaynaklar bakımından sahip olduğu zenginliklerle ilgili. Çünkü Katar bir petrol ve doğal gaz ülkesi. 2 milyon 100 binlik nüfüsa sahip ülkede kişi başına düşen yıllık gelir 100 bin doların üzerinde. Bu özelliğiyle Katar dünyanın en zengin ülkesi konumunda.
Ancak Katar'ın zenginliği doğal kaynaklarla sınırlı değil. Büyük yatırımları da var. Üstelik bu yatırımlar Avrupa'da. Örneğin Almanya'nın otomobil devi Volkswagen hisselerinin yüzde 15,6'sına, inşaat sektörünün önemli markası Hochtief'in de yüzde onuna sahip. Aynı şekilde Siemens ve Deutsche Bank bünyesinde de yatırımları mevcut.
Geleceğe yatırım
Ekonomi uzmanları, Katarlı iş adamlarının, yurtdışı yatırımlarını "geleceklerini güvence altına almak" için yaptıklarını ifade ediyorlar. Sonuçta petrole ve doğal gaza dayalı bir ekonomileri var. Ülkede neredeyse hiç üretim yapılmıyor. Bir gün petrol ve doğalgazın tükenmesi halinde Katar'ın kaosa sürüklenmemesi için önlemler alınıyor.
Düşünce kuruluşu Royal United Services Institute Qatar'dan Michael Stephens, Katar'ın durumuyla ilgili, "Eğer Katar'ın parası tükenirse sosyal sorunlar ortaya çıkabilir. Sonuçta ekonomi salt petrole ve doğal gaza dayalı. Uzun soluklu bir strateji izleyerek yurtdışına yatırım yapıyorlar. Böylece ülkelerindeki ekonomik ve siyasi istikrarı sürdürmeyi hedefliyorlar" diye konuşuyor.
Tamim'in babası Hamad bin Halife Es Sani döneminde dışa açılma politikası başladı. Halife Es Sani, Arap Baharı sırasında da Müslüman Kardeşler'e destek verdi. Mısır'da Muhammed Mursi devlet başkanı seçildiğinde Kahire hükümetine milyarlarca euroluk krediler açtı. Bu durum sadece Arap dünyasında değil, Batı'da da rahatsızlık yarattı.
Halife Es Sani'nin 2013 yılının haziran ayında sürpriz bir biçimde istifa ederek, yerine oğlunu getirmesi dış siyasette hayal kırıklığı yaşayan ülke için bir ümit vesilesi olmuştu.
Babasının gölgesinde mi
Ortadoğu uzmanı Michael Stephens, bu dönemde yaşananları değerlendirirken, "Başlangıçta halk Tamim'in kendi yolunu çizeceğini düşünmüştü. Ancak Katar'ın o güne kadar izlediği dış politikanın etkisi o kadar kolay silinemedi. Katar dış siyasete o denli müdahil olmuş ki Tamim'in şimdi bunlardan sıyrılıp, babasının gölgesinden çıkması çok zor" dedi.
Öte yandan komşu ülkelerden Katar'a yönelik tepkiler de iktidar değişikliğine rağmen sürüyor. Katar'ın yanı sıra Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt ve Umman'ın üye olduğu Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nde sorunlar yaşanıyor. Geçtiğimiz bahar da Müslüman Kardeşler'e desteğini sürdürdüğü gerekçesiyle konsey üyesi üç ülke Katar'dan elçisini çekti. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bu hareketi bir tehdit olarak algılıyor. Katar da yakınlaşma politikasının ilk göstergesi olarak, sığınmacı konumundaki çok sayıda Müslüman Kardeşler üyesini geçen hafta sınırdışı etti. Şimdi Almanya ziyaretinden sonra Katar'ın izleyeceği yol merakla bekleniyor.