Dans, müzik, sahne gösterileri ve modayla K-pop, dünya genelinde binlerce hayranı olan bir fenomen hâline geldi. Türkiye'de de özellikle genç jenerasyonun ilgisini çeken K-pop, Kore kültürü ve diline dair de yeni meraklar uyandırdı. Kore Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Kee Houng Park, K-pop'un bu başarısını Güney Kore'nin "akıllı gücü" olarak yorumluyor. Park, gençlerin K-pop'a ilgisini ise "Ben' kavramını kabul eden bir yaşam üzerine şarkı söyleyerek Z kuşağının kalbini kazandılar" ifadeleriyle özetliyor.
Kore Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Kee Houng Park, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde ciddi miktarda hayran kitlesi olan bu akımın, Kore için ne anlam ifade ettiğini, kültür politikalarında nasıl bir yeri olduğu ve “gençlerin etkilenmesi” meselesine nasıl bakıldığını T24 için anlattı.
Kee Houng Park
"K-pop, olumlu Kore imajına katkıda bulunuyor"
Kee Houng Park, “Kore Dalgası” olarak da bilinen Hallyu akımının bir parçası olan K-pop’u şu sözlerle anlatıyor: “K-POP, etkili küresel Hallyu çılgınlığında başrol oyuncu olarak, Kore'nin olumlu bir imajının oluşmasına katkıda bulunuyor ve kültürel bir güç merkezinin çekici gücü olarak rol oynuyor. BTS (Dünyaca ünlü K-pop grubu), faaliyetlerine geniş çaplı olarak başladıkları 2014'ten 2023'e kadar 10 yılda, toplam ekonomik etkinin 56.16 trilyon won'a ulaşacağını öngörülmüştü. Bu miktar, Kore Kalkınma Enstitüsü (KDI) tarafından Pyeongchang Kış Olimpiyatları için tahmin edilen üretim ve katma değer etkisi ile 41.6 trilyon wonu aşan bir miktardır”
Çok sayıda rekor kıran ödüllü BTS grubu
Pandemi döneminde bile dünya çapında Hallyu hayranlarının sayısının 100 milyonu aştığını belirten Park, bunun dört nedeni olduğunu belirtiyor ve şöyle açıklıyor:
"Bunun temel nedeninin, milliyet gözetmeksizin oluşturulan Hallyu içeriği konusunda büyük bir sempati bağı oluşması olduğu söylenebilir. İkincisi, çeşitli platformların özelliklerine göre, sistematik ve stratejik olarak yürütülen ARMY gibi fan gruplarının faaliyetleridir. Üçüncüsü, popüler kültür içeriğinin keyfini çıkarmanın önündeki büyük bir engel olan dilsel sınırlamanın üstesinden gelme imkanını gösteren Parasite filminin dört Akademi Ödülü kazanması ve BTS'in Kore şarkısı Life'ın, Billboard'da birinci olması da bu duruma vesile olan güzel bir örnek olarak söylenebilir. Son olarak, dijital platformlara optimize edilmiş medya teknolojisi ile gerçekleştirilen dünyanın ilk ücretli on-tact konseri gibi yaratıcı bir hayal gücünün etken olduğunu düşünüyorum”
Hallyu nedir? Kore Dalgası 1990'lardan beri devam eden popüler Kore kültürünün dünya geneline yayılması olarak tanımlanıyor. "Hallyu" anlamına gelen Kore Dalgası, sosyal medya ve YouTube'daki içeriklerle birlikte özellikle K-pop ve Kore dizileri ile tüm dünyaya yayılmaya başladı. |
K-pop, Kore'nin yumuşak gücü mü?
Uluslararası ilişkilerde kullanılan “yumuşak güç” terimi, bir devletin başka bir devlet üzerinde ‘güç veya zor kullanmadan’ etkisini artırabilme yeterliliği olarak tanımlanıyor. Park, “K-pop Kore için yumuşak güç mü?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
“K-POP'un yumuşak gücün ötesinde akıllı bir güç olduğunu düşünüyorum. Ülke, ırk, yaş, cinsiyet gibi dünyadaki herhangi bir standarda bağlanmadan herkese bizi içtenlikle sevmelerini söyleyen bir destek ve mutluluk mesajı veriyor. Sevginin ve mutluluğun değeri, BTS'in samimiyetini barındıran müziği ile aktarıldığında, birçok insan buna sempati duyup, teselli buluyor. BTS, 'samimiyete' dayalı hoş bir etki yarattı ve Kore'nin popüler kültürünün ötesine geçip dünya ile kültürleri birbirine bağlayan bir sembol hâline geldi.
Psy'nin Gangnam Style müzik videosu, YouTube'da 1 milyar izlenmeye ulaşan ilk video oldu ve 'at dansını' dünya çapında popüler hâle getirdi. Eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon şarkıya övgüde bulundu ve bu şarkıyı 'kültürel etkileşimin bir sembolü' olarak nitelendirdi.
Aslında, Kore'nin Yumuşak Güç Endeksi, K-pop’un Hallyu coşkusu sayesinde 2016'da 22. iken 2019'da 19. sıraya yükseldi. 2017 yılında başlayan bu süreçte BTS, ABD Billboard'a davet edilerek ve orada almış olduğu ödüller ile istikrarlı bir büyüme göstermiş ve yumuşak güç endeksinin geliştirilmesine katkıda bulunmuştur.”
BTS'le birlikte dünyaca ünlü K-pop gruplarından biri olan Black Pink
"BTS ve K-pop, 'ben' kavramını kabul eden bir yaşamı şarkı söyleyerek Z kuşağının kalbini kazandı"
Hayran kültürü ve genç jenerasyonun K-pop’la ilişkisini de değerlendiren Park, “K-pop'un Koreli gençlerin yaşam tarzlarını etkilediği doğrudur, ancak belirleyici olduğu söylenemez.” diyor. Park, Kore toplumunda gençlerin değerleri ve yaşam tarzlarını aile ve okul eğitimiyle doğal olarak şekillendiğini belirtiyor.
K-pop’un Z kuşağında yarattığı etkiyi Park şöyle açıklıyor: "Onlar bir başkasının tanımladığı bir yaşam yerine, bizzat 'ben' kavramını kabul eden bir yaşam üzerine şarkı söyleyerek Z kuşağının kalbini kazandılar. Bu süreçte milliyet, dil ve ırk hiçbir şekilde engel olmadı. Aksine, İngilizce olarak temsil edilen baskın kültürel kodun reddi şeklinde ortaya çıktı ve bence bu tür yerleşik 'yerel' kavramı aşan 'küresel' yönelimli bir fandom haline geldiğini düşünüyorum."
K-pop grubu A.C.E., Türkiye'deki hayranları için Erik Dalı ile dans ettikleri bir video çekmişti
Aile Bakanlığı, K-pop'la ilgili bilgi aldı mı?
Türkiye’de de binlerce hayranı olan K-pop’un, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından takibe alındığına ilişkin haberlerin ardından katıldığı NTV yayınında Bakan Derya Yanık, “Biz K-Pop ile ilgili bir açıklama yapmadık. Bakanlık olarak çocukların ilgilenebileceği popüler kültür uygulamaları ile alakalı çalışmalarımız var. Takiplerimiz var. Sadece K-Pop'u takip etmiyoruz. Bu K-Pop da dahil olmak üzere çocukların olumsuz etkileneceği şeyleri takip etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. K-Pop'u yasaklama gibi bir yetkimiz yok. Bizim yaptığımız içerikleri takip etmek ve hukuksal prosedürleri başlatmaktır" ifadelerini kullanmıştı.
Bakanlığın K-pop akımı hakkında kendileriyle iletişime geçip geçmediği sorusunu yanıtlayan Park, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın K-pop hakkında bir soruşturma başlatmaya ve K-pop'un Türkiye'deki genç nesil üzerindeki etkisini yakından takip etmeye karar vermesi ile ilgili haberlerin medyanın aktardığı abartılı bir şekilde genişletilmiş yazılar olduğunu düşünüyorum. Özellikle sosyal medyada çocukların gelişimine zararlı içeriklerden koruma ve önleme faaliyeti olduğu ve sadece K-Pop izlemesi olmadığı için Kore Büyükelçiliği'nden bilgi almaya yönelik herhangi bir irtibat olmamıştır.” diyor.
Park, Türkiye’den Koreceye, Kore kültürüne yönelik ilginin K-pop ve Kore dizileriyle birlikte büyüdüğünü ancak belirgin bir yaş grubuna odaklanmadığını belirtiyor. Park'ın aktardığına göre, Türkiye'den Kore kültürüne yönelik ilgi verilerle şöyle özetlenebilir:
“Sadece Türkiye'de Kore Kültür Merkezi'nde Korece kurslarına başvuranların sayılarına bakıldığında geçen yıla göre ortalama 700 başvuru, bu yıl ilk yarıda 1. ve 2. yarıyıllarda 1.600 başvuru yapıldı ve 13:1 rekabeti olduğunu gösterdi. Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa dâhil olmak üzere Türkiye'deki dört Kral Sejong Enstitüsü örneğinde, Covid 19'un yayılması nedeniyle tüm derslerin yüz yüze gerçekleşme imkânı olmasa da 2020'de yaklaşık 2 bin mezun verildi.
K-pop veya K-dramanın belirli bir yaş, cinsiyet veya sosyo-kültürel gruba odaklandığı söylenemez. Korece kursuna başvuran Türklere baksanız bile, çok geniş bir yelpaze olup, ayrıca Türkiye'de Kore Kültür Merkezi'nde kaligrafi derslerine ve gayageum derslerine katılanların da cinsiyet ve farklı yaş grupları gibi dağılımı gözlenmektedir. “