İstanbul'da tecavüze uğrayan köpeğin sahibi, savcılığın uzlaşma talebi üzerine, cinsel saldırıda bulunan kişiyi sokak köpeklerine 25 paket mama alması şartıyla affetti. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Koordinatörü Avukat Yasemin Babayiğit, "Burada cüzi bir para cezası söz konusu. Bunu sahibinin kabul etmesi vicdanen kabul edilir değil" dedi.
İstanbul Sarıyer'de Berna E., 8 Eylül 2018 sabahı Golden Retriever cinsi 'Hamur' isimli köpeğini dışarıya saldı. Berna E. bir süre sonra Hamur'un yerde yattığını ve bir kişinin yanından koşarak uzaklaştığını gördü. Köpeğinin yattığı yerde kan olduğunu ve yürüyemez durumda olduğunu gören Berna E. veterinere götürdü. Veterinerin köpeğe tecavüz edildiğini belirtmesi üzerine şüpheli kişiden şikayetçi oldu. Polis yaptığı araştırma sonucunda köpeğe tecavüz eden kişinin Selim Ö. (56) olduğunu tespit etti. Selim Ö. ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Hürriyet gazetesinden Elif Altın'ın haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "mala zarar verme" suçundan soruşturma başlattı. Suç uzlaşmaya tabi olduğu için dosya, uzlaşma bürosuna gönderildi.
Şüpheli ile uzlaşmak isteyip istemediği sorulan Berna E., sokak köpeklerine dağıtılmak üzere 50 paket mama alırsa uzlaşacağını söyledi. Durumunun kötü olduğunu belirten şüpheli ancak 25 paket mama alabileceğini söyledi ve . Berna E.'ye banka yoluyla 2 bin 500 TL mama parası yolladı. Bunun üzerine taraflar uzlaştı ve şüpheli hakkında dava açılmadı.
Haberde görüşlerine yer verilen İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Yasemin Babayiğit şunları söyledi:
"Mala zarar verme sucu uzlaşmaya tabi. Bu suçla ilgili dava açılabilirdi. Dava açılmış olsaydı, sanık 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacaktı.Maalesef bizim kanunumuzda hala, hayvanlar sahipli ya da sahipsiz olmalarına göre kategorize ediliyor. Bu ayrim sebebiyle onlara uygulanabilecek yaptırımlar değişkenlik gösteriyor. Bu köpek sahipsiz olsaydı ve tecavüze uğrasaydı dava dahi açılmayacaktı. Çünkü hayvana ait bir karne yok. Dava açılmayıp sadece 900 TL ceza verilecekti. Bu gibi durumlarda bizim dava yoluna gitme hakkımız var. Sanıklar 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanabiliyor. Bu olayda da hayvan sahibi uzlaşmaya gitmeyebilirdi. Bu aslında hayvan sahibinin kendini o hayvanın yerine koyamamasından kaynaklanıyor. Normal koşullarda bir adli para cezası ile yargılansaydı ya da en azından adli para cezasına eşdeğer bir ücret alınsaydı! Ancak burada çok cüzi bir para cezası söz konusu. Neredeyse bir idari yaptırım gibi. Hukuk bu imkanı sağlayabilir ama bunu sahibinin kabul etmesi vicdanen kabul edilir değil. Avrupa'daki birçok ülkede hayvanların, duyguları olduğu ve bizler gibi hissedebilen canlılar olduğu kabul edilmiş. Türkiye'nin de artık örnek olabilecek doğru bir kanun çıkarması gerekiyor. Bu yasa tasarısı, hayvan hakları alanında çalışan hukukçular tarafından hazırlanmalı."